takva nedir

Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Takva Nedir Müttagi Kime Denir?
"Muttakî", "vekâ" fiilinin ifti'al babındaki: "ittika" kelimesinin ism-i fâilidir. "İttika" ve "takva" kelimelerinin kökü, "veka" fiilinin masdarı olan "vikâye"dir. Yine aynı fiilin "vakyen", "vakıyeten", "tevkıyeten" ve "vikaen" şeklinde "vikaye" ile aynı mânâya gelen masdarları vardır. Bu masdarların hepsi "bir şeyi muhafaza etmek, eziyetten korumak, himâye etmek, zarar verecek şeyden onu sakınmak, çekinmek" manâsındadırlar (Rağıb el-Isfahanî, el-Müfredât fi Garîbi'l-Kur'ân, İstanbul, sh. 833).
Bu masdarlar aynı zamanda "bir şeyi başka bir şeyle, bir tehlikeye karşı korumaya almak" mânâsını da taşırlar (İbn Fâris, Mu'cemu Mekayısı'l-Luğa, VI, 131). İbn Side,."İttikanın esas mânâsı iki şey arasına engel koymaktır". "İttikahu bi't-türsi -Ondan kalkan ile ittika etti denir. Bunun mânâsı, o bahsedilen şey ile kendi arasına kalkanı engel yaptı şeklinde anlaşılır" der. (İbn Sîde, el-Muhassas, V, 93).
"İttika", vikâyeyi kâbul etmek, diğer bir ifâde ile vikâyeye girmek, yani elem ve zarar verecek şeylerden sakınıp kendini iyice koruma altına almak mânâsınadır. Buna göre, ittika ve onun ismi olan takva, lügat itibariyle, kuvvetli bir himayeye girmek, korunmak, kendini muhafaza altına almak demek olur (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, I,168).
İslâmî ıstılahta "ittikâ" ve onun ismi olan "takvâ" İnsanın kendisini, Allah'ın vikayesine (muhafazasına) koyarak, ahirette zarar ve eleme sebep olacak şeylerden titizlikle koruması, yani günahlardan geri durup hayır olan işlere sarılması, diye tarif edilmiştir (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dilî, I, sh. 168–169).
Aynı mânâyla ilgili olarak, "takî" ve "muttaki" isimleri de takva fiilini işleyen, onunla muttasıf olan kimse demektir (İbn Manzûr, Lisânü'l-Arab, XV, 401, Ebu'l-Bekâ, Külliyât, 219, el-Matbaatü'l-Âmire, 1287 (M. 1870).
Kur’an’da takva ile ilgili 170 kadar kelime geçmektedir. Takva sakınmak, korunmak anlamında olup “muttakî” de takva sahibi demektir. Kur’an’da ise Allah’ın azabından korunma, günahlardan sakınma anlamındadır. Netice olarak takva Allah’ın emirlerine uygun yaşamaktır.(H.T.Feyizli, Feyzü’l Kur’an,1)
Takva, Allahın azabından, korunmak, dinde şüpheli şeylerden uzaklaşıp günahlardan sakınmak, her türlü şirk ve gösterişten uzak kalarak sâlih ameller işlemek, Allah’a gönülden bağlanıp ve O’nu görüyor gibi Kur’an ve sünnet çizgisinde bir hayat yaşamaktır.
Takva sorumluluk bilincidir. Şekille değil yürek ve davranışlarla ilgilidir. Çünkü sevgili peygamberimiz;
Şüphesiz ki Allah sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz; kalplerinize ve amellerinize bakar” buyurmuştur. Şüphesiz takva sahipleri İslam’ın öngördüğü giyinme ve örtünme biçimine titizlikle riayet edeceklerdir. Fakat takvayı şekilde aramak yanlıştır. Yunus Emre’nin dediği gibi:
Dervişlik dedikleri
Hırka ile tac değil
Gönlün derviş eyleyen
Hırkaya muhtac değil.
Dervişlik olaydı aba ile hırka bizde alırdık otuza kırka” sözlerinde olduğu gibi takvayı ve müttaki olmayı şekilde aramak yanlıştır. Takva İnsan fıtratına Allah tarafından yerleştirilmiş bir değerdir. Takva gönülle ilgili bir şeydir. Takva sahibi insan, gönlünü avuçlarının içine alıp insanlar içinde utanmadan dolaşabilmelidir.
“Peygamber efendimiz göğsünü üç defa göstererek : “Takva insanın gönlündedir (Ettagva hahüna) ” buyurmuştur” (Müslim Birr/32)
 
Üst