TALAT "2009'da da çözüm zor"

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
resize.php
Cumhurbaşkanı Talat, 2008 sonu ya da 2009 ortasında çözümün zor olduğunu söyledi. Talat'a göre 2009 da çözümsüz geçebilir...


"BU GİDİŞLE BU HEDEF DE ZOR"... Cumhurbaşkanı Talat, "Yıl sonu dediniz olmadı. Son olarak Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapılacağı 2009 ortası dediniz. Bu hedef gerçekçi mi" sorusuna karşılık şunları söyledi: Gelecek yılın ortasına kadar hedef koyduk ve karşı taraftan itiraz gelmedi. Ama şimdi bu gidişle bu hedef de zor. Zeminsiz başlamaya ek olarak görüşmeler de çok aralıklı. 'Tüm işleri bırakalım, enerjimizi sürekli görüşmelere verelim. Gerekirse her gün görüşelim' dedim, Hristofyas 'benim başka yükümlülüklerim var' diyerek buna itiraz etti. Sürekli yurt dışı ziyaretleri de var. Bu süratle koyduğumuz hedefe ulaşmak zor

"HRİSTOFYAS'I BEKLEDİĞİMDEN FARKLI BULDUM"... Talat, yaklaşık 3 aydan beri kesintilerle devam eden görüşme sürecinin zeminsiz, hatta sıfırdan başlaması nedeniyle yavaş ilerlediğini belirtti. Buna rağmen ilerleme olduğunu vurgulayan Talat, müzakere sürecinde esas itici gücü uluslararası güçlerin oluşturacağını vurguladı. Talat, "Nihai çözüm için uluslararası güçlerin mutlaka devreye girmesi gerekecek" dedi. Cumhurbaşkanı, Rum yönetimi başkanı Hristofyas'ı görüşme masasında beklediğinden farklı bulduğunu ve zaman zaman hayal kırıklıkları yaşadığını söyleyen Talat, Kıbrıs'ta iki halkın varlığının tartışılmaz bir gerçek olduğunu da yineledi

(T.A.K.-Nezire Gürkan)

Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, yaklaşık 3 aydan beri kesintilerle devam eden görüşme sürecinin zeminsiz, hatta sıfırdan başlaması nedeniyle yavaş ilerlediğini belirtti. Buna rağmen ilerleme olduğunu vurgulayan Talat, müzakere sürecinde esas itici gücü uluslararası güçlerin oluşturacağını vurguladı. Talat, "Nihai çözüm için uluslararası güçlerin mutlaka devreye girmesi gerekecek" dedi.
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ı görüşme masasında beklediğinden farklı bulduğunu ve zaman zaman hayal kırıklıkları yaşadığını söyleyen Talat, Kıbrıs'ta iki halkın varlığının tartışılmaz bir gerçek olduğunu da yineledi.
Talat, KKTC'de ciddi bir ekonomik kriz yaşandığına dikkat çekerken de, "Bütçe krizi vardı, küresel kriz tetikledi...Bütçe konusunda hesap yapamadık ve duvara tosladık" ifadelerini kullandı.

Neden yavaş ilerliyor

TAK muhabirinin sorularını Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, yaklaşık 3 ay önce 3 Eylül'de başlayan ve bugüne kadar aralıklarla toplam 11 görüşme yapılan Kıbrıs müzakere sürecinin yavaş ilerlediğini vurguladı.
Görüşmelerin hemen öncesinde "yıl sonuna kadar sonuç alırız" yönündeki açıklamasını anımsatarak "Yıl sonuna gelindi ama daha ilk başlık bile kapatılamadı" yönündeki soruya karşılık Talat, özetle şunları söyledi:

Zeminsiz başladı

"Yavaş gidiyoruz çünkü zeminsiz başladık. Rum tarafı Annan Planı'nı zemin kabul etmeyince genel mutabakatlar dışında neredeyse sıfırdan başladık. Hatta o kadar ki, bugüne kadar hiç bir süreçte gündeme gelmeyen önerilerle bile karşılaştık. Bugüne kadarki tüm birikimlerin ötesinde öneriler geldi masaya..."
Cumhurbaşkanı Talat, bu önerilere örnek istenmesi üzerine detaya girmeden tek bir örnek verdi...
"Örneğin yürütmenin nasıl olacağı ve nasıl seçileceği konusundaki öneriler...'Başkan ve Başkan Yardımcısı aynı listeden seçime girsin, ilk turda yüzde 50 üstünde oy alınmazsa her iki liste de ikinci turda ada çapında oya sunulsun...' Kıbrıs Türkü'nün iradesini görmezden gelen, meşrutiyeti tartışmaya açan böyle bir öneri bugüne kadar masaya hiç gelmedi ve gelmesini de beklemezdim açıkçası..."
Bu ve benzeri önerilerin, yaklaşımların müzakere masasında tarafların çok zamanını aldığını anlatan Talat, "Bugüne kadarki tüm birikimlerin ötesinde bu tür önerilerin nedeni zeminsiz başlamak" dedi.

2009 ortasına da zor

"Yıl sonu dediniz olmadı. Son olarak Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapılacağı 2009 ortası dediniz. Bu hedef gerçekçi mi" sorusuna karşılık da Talat, şunları söyledi:


"Gelecek yılın ortasına kadar hedef koyduk ve karşı taraftan itiraz gelmedi. Ama şimdi bu gidişle bu hedef de zor. Zeminsiz başlamaya ek olarak görüşmeler de çok aralıklı. 'Tüm işleri bırakalım, enerjimizi sürekli görüşmelere verelim. Gerekirse her gün görüşelim' dedim, Hristofyas 'benim başka yükümlülüklerim var' diyerek buna itiraz etti. Sürekli yurt dışı ziyaretleri de var. Bu süratle koyduğumuz hedefe ulaşmak zor."

İlerleme var, takvim yok

Cumhurbaşkanı Talat, "görüşmek için görüşüyorlar" yaygın kanaatinin anımsatılması üzerine de, "Hayır, bu haksız bir yorum. Bizim tarafta çözüm arzusu var. Hissettiğim, onların da istediği yönünde" dedi.
Görüşmelerin yavaş ilerlemesine karşın sınırlı da olsa ilerleme olduğunu ve mutabık kalınan bir çok konu bulunduğunu söyleyen Talat, "Yönetim ve Güç Paylaşımı" başlığı altındaki konuların yarısından fazlasında ilerleme olduğunu anlattı.
"Yönetim ve Güç Paylaşımı" başlığının ardından ikinci sırada yer alan "Mülkiyet" konusunun ne zaman ele alınacağı konusunda belirgin bir süreç olmadığını belirten Talat, "Hristofyas takvimlemeye karşı. O yüzden zaman belli değil. Ama tahminim bu konu tamamlanmadan diğer başlığa geçileceği yönünde... Anlaşmaya varılanlar ve anlaşma olmayanlar belirlenerek sepetlerde tutulacak ve bir sonrakine geçilecek" dedi.

İki halk tartışılmaz

Cumhurbaşkanı Talat, geçtiğimiz gün müzakerelerin ardından yaptığı "Kıbrıs'ta tek halk değil iki halk var" açıklamasını detaylandırırken de, özetle şunları söyledi:
"Bu tartışılacak bir konu değil. Elbette iki halk var. Belki zaman içinde iki farklı dil kullanan tek Kıbrıs halkı oluşur. Ama bugün dili, dini, sevinci ve kederi, her şeyi farklı iki halk var. Bölgesi ayrı, ekonomisi ayrı...Birinin sevindiğine diğeri üzülür. Sadece bir uçak kazası veya depremde ortak duygu yaşayabilen iki halk. Bu tartışılmaz bir şey. Tek halk var diyen tek bir BM kararı da yok zaten. Kıbrıs'ta tek halkın olduğunu ispat et dedim Hristofyas'a, bir şey söylemedi. Tanrı inse ispat edemezler..."
Rumların "tek halk" söyleminin "ayrılma hakkı" fobisinden kaynaklandığına da yeniden dikkat çeken Talat, "Ne alakası var anlamadım. Bu gülünç bir yaklaşım. Biz ayrılmayı hiç savunmadık, karşı olduğumuzu söyledik. Karşı olmasak masada ne işimiz vardı...Ayrılmayı ihtimal dışı bırakmak için kararlar da aldık" diye konuştu.

Hristofyas beklediğimden farklı, hayal kırıklığı da yaşadım

"Geçmişte tanıdığımız Hristofyas ile masadaki Hristofyas farklı mı" diye sorulunca da Talat, "Beklediğimden farklı. Zaman zaman hayal kırıklıkları yaşadığım da oldu" ifadelerini kullandı.
Hristofyas'ın özellikle "Türkiye takıntısına" vurgu yapan Talat, "Kim okuttuysa kendisini, her aksiliğin altında Türkiye'yi arar, Türkiye'ye bağlar. 'Sütten kesil da gel' diye açıklama yapabiliyor, Türkiye'yi eleştirecek diye hakaret ediyor. Bizi 'kukla' olarak niteleyen açıklamalar, yaklaşımlar çok rahatsız edici" diye konuştu.
Hristofyas'ın son Atina gezisine atıf yaparak, "Yunanistan da Türkiye ile rekabeti nedeniyle Hristofyas'ı kullanıyor. Doğrudan Türkiye'ye cephe alamıyor, Rum liderliğini kullanıyor" dedi

Kıbrıs Türk tarafının payı var

Hristofyas ve diğer Rum yetkililerin "her taşın altında Türkiye var, Kıbrıs Türkü kukla" söyleminde KKTC'deki bazı çevrelerin de payı olduğuna dikkat çeken Talat, özetle şunları kaydetti:
"Hristofyas'ın veya Rum tarafının her söylediği doğru, bizim her söylediğimiz yanlış yaklaşımında olan bir kesim var bizde. Muhalefet yapmaya çalışıyorlar ama aslında bana hakaret ediyorlar. Ben her ağzımı açtığımda 'hakaret etti' diye yazanlar, 'sütten kesil da gel' diyen Hristofyas'ı eleştirmiyorlar. Bana inanmıyor, Hristofyas'a inanıyor. 'O konuşsun sen sus' diyorlar yani. 'Bir yanağına vurdu, ötekini de çevir' diyorlar.... Bu nasıl bir anlayış... Üstelik bunu sadece müzmin muhalefet değil, başka kesimler de yapıyor."
Sözcüsü Hasan Erçakıca'ya yönelik eleştirileri de Talat, "Sözcü, benim sözcüm. Benimle istişare ederek konuşuyor ve sadece Rum yetkililerin, Rum sözcünün açıklamalarını yanıtlıyor. Bunu destekleyip teşvik etmeleri gerekirken niye eleştiriyorlar, anlaşılmaz bir durum" sözleriyle yanıtladı.
Toplumda bu tür yaklaşımların "hastalık" haline geldiğini söyleyen Talat, "Hiç bir zaman konfederasyonu savunmadım, 'Talat konfederasyonu savundu' diye yazabiliyorlar, partilerimiz açıklama yapabiliyorlar. Bunlar bilgisizce yazılan, çizilen şeyler ve çoğu da yalan, yanlış" diye konuştu.

Uluslararası toplumun katkısı şart

Cumhurbaşkanı Talat, "nihai çözüme ulaşabileceğinize inanıyor musunuz" diye sorulunca da, "Her konuda anlaşabileceğimizi düşünürsek, yanılırız. Açık konular kalacak. Burada da uluslararası toplumun katkısına ihtiyaç olacak. Bu katkıyı alırsak o zaman çözüm olur" ifadelerini kullandı.
"Sorunu Kıbrıslılar çözecek, yabancılar karışmasın" söyleminin "slogandan" öteye geçmediğine vurgu yapan Talat, "Nihai çözüm için uluslararası güçlerin mutlaka devreye girmesi gerekir. Sanırım belli bir zaman bekleyip anlaştığımız ve farklı olduğumuz konuların ortaya çıkmasını bekliyorlar" dedi.
"Anlaşma olmazsa masadan ilk kim kalkar" sorusuna da Talat, "Bu soru kehanet gibi...Masadan kalkma niyetim yok, Hristofyas da aynı şeyi söylüyor. Ama ilelebet de gidemeyeceğine göre, itici güç süreci ilerletebilir. Bu da uluslararası topluluktur" yanıtını verdi.

Dışişleri Bakanı'nın çalışmaları

"Müzakere sürecinde Dışişleri Bakanı'nın devrede olmadığına" ilişkin görüşler konusunda da Talat, "Müzakereleri iki lider yürütür. Dışişleri Bakanı ise KKTC'nin menfaatlerini uluslararası alanda savunan kişidir. Sayın bakanımız bu görevi de iyi bir şekilde yapıyor" dedi.
Talat, Dışişleri Bakanı Başbakan Yardımcısı Turgay Avcı'nın özellikle İslam ülkelerine yönelik iyi bir performans ortaya koyduğunu ve çalışmalarından herhangi bir rahatsızlık duymadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Talat, Ankara Büyükelçisi'nin atanması konusunda yaşanan gerginliğe ilişkin soruyu ise yanıtsız bıraktı.

Ekonomik kriz ciddi

Ekonomik sorunlara ilişkin soruları yanıtlarken de, "Ülkede ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bu durum görüşmeleri de dolaylı da olsa etkileyebilir" diyen Talat, "Yanlış icraatlar ve yanlış yasal yapılanma nedeniyle ciddi bir bütçe krizi zaten vardı. Küresel kriz de bunu tetikledi. Doğrudan finansal krizden etkilenmedik ama bütçe krizine küresel krizin eklenmesiyle, talepteki daralmayla birlikte turizmden eğitime birçok sektör etkilendi, daha da etkilenecek" ifadelerini kullandı.
Bütçe krizinin nedenlerini irdelerken, ekonomik büyümenin devlet çalışanlarına yansıtılması ve maaşlarla ücretlerin çok fazla artırılmasıyla bütçenin zora girdiğini anlatan Talat, "Hesap yapamadık ve duvara tosladık. Sonra da her şey kazanılmış hak oldu" diye konuştu.

Eşel mobil neden 2 ayda

Bütçeye yönelik bir takım önlemler ve tasarruf tedbirlerinin şart olduğunu anlatırken, eşel-mobil uygulamasını örnek veren Cumhurbaşkanı Talat, "Bu uygulama bir çok ülkede var. Ama bir tek KKTC'de 2 ayda bir konsolide ediliyor. Güney'de de var ama 6 ayda konsolide ediliyor. Sanki dünyanın en zengin bütçesi bizimki...! Kişilere az bir rakam gibi görünüyor belki ama bütçeye yansıması çok bu uygulamanın" ifadelerini kullandı.
Ek mesailere adil ve kontrollü düzenlemenin de önemine değinen Talat, özelde işe başlayanla devlette yeni başlayanın maaşlarının eşitlenmesi gerektiğini söyledi. Talat, böyle bir düzenlemenin bütçe yanında özel sektöre de önemli katkı olacağını ekledi.
 
Üst