Temel Haklar, Hristofyas’ça !!!

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
TEMEL HAKLAR, HRİSTOFYAS’ça !!!

Evet değerli okurlarım. Temel Haklar, Hristofyas’ça! Zaten, ha Hristofyas’ça, ha Talat’ça, AKP’ce; ha ABD ve AB’ce veya diğer istavrozu bozuklarca olsa ne yazacak. Hepsi de aynı kapıya; yani neticede OSMOSİS’e ve tabii Türk’ün Kıbrıs Adası’ndan ve Akdeniz’den şu veya bu şekilde ‘temizlenmesine’, ‘arındırılmasına’; daha doğrusu sahtekarlık ve kibarca ‘kovulmasına’ çıkacak olduktan sonra...

Bizansça konuşmakta olan Hristofyas: “Temel hakları sağlamayan çözümü kabul etmeyiz”; “Temel insan haklarını ve TÜM KIBRISLILARIN (!) özgürlüklerini sağlamayacak bir çözümü kabul etmemiz söz konusu olamaz...” diyor bu kurnaz yoldaş.. Şimdi, dürüst ve hakikaten barıştan ve çözümden yana bir siyasetçinin ağzından çıkacak bu tür sözlere, amenna! Ancak Kıbrıs Türklerini OSMOSİS yoluyla eritip tüketeceğini açık açık söyleyen bu sahtekarın ağzından çıkan bu zehirli yeşil yalanlar her seferinde benim midemi bulandırıyor. Daha dün ELEN’liğe toz konmasını dahi kabul etmeyeceğini; Kıbrıs Türklerine katliam, soykırım uygulamış EOKA’nın kendilerine ilham verdiğini söylemiş.. Makaryos ve Papadopulos’un yolundan ayrılmayacağının teminatını vermmiş EOKA teröristlerinin anıtlarında nutuklar çekmiş, ağlamış bu sahtekar, Türklere tanıyacağı hangi insan haklarından bahsedebiliyor? Toz kondurmadığı ELENLER’e nasıl Kıbrıslılar diyebiliyor? Ne Kıbrıslısı? Onlar ELEN ama biz, özgür topraklarından, egemenliğinden; Türklüğünden, dininden, dilinden; tarihinden ve kültüründen, uzatmayalım, her şeyinden ‘arındırılmış’, ‘soyulmuş’; insanca yaşam haklarının tümünden ‘yağmalanmış ‘Azınlık Kıbrıslı’, öyle değil mi? Ve anlaşmaların; hatta, sözde KKTC’nin CB Talat-CTP ve Hristofyas’ın anlaşmalardan da önce almış oldukları kararlarla daha o zamandan Hıristiyanlaştırılmış Kıbrıs Türkleri! Evet, Hıristiyanlaştırılmış! Görüyoruz işte. Milli Eğitim Bakanı Canan hanım, çocuklarımızın okul tarih kitaplarından sadece tarihimizi değil; dinimizi de çıkarmış ve şimdi de okullarda Yunanca derslere ağırlık vereceğinden bahsediyor.

Sn. Talat’ın; VOLKAN Yazarlarını davet ettiği bir kahvaltı esnasında bize: “Kıbrıslı Türkler ve Rumlar birbirleriyle ‘evlenmeyince’ (!) barış olmayacak” dediğini asla unutmayacağım. Talat’ın bu sözüyle üzerine çullanmamız neticesi öyle demek istemediği, sadece o derece yakınlaşmalarından, birbirlerine güvenmelerinden bahsettiği ‘döndürmecesi’ne hiç birimizin de inanmadığını söylememe gerek yok tabii. Talat’ın tuttuğu yol ve bizi sürüklemekte olduğu köyün ve kilisenin çanları daha o zamandan görünmüyor muydu sizce? Ne ise. Talat’ın ne yapmağa çalıştığı artık bir muamma olmaktan çıkmış ve Kıbrıs Türkü de kendinin olana, KKTC’ne sahip çıkmaktan başka bir yol olmadığına kanaat getirmiştir, çok şükür..

Evet, bir yandan nüfusumuzu daha da azaltmaya çalışan bir zihniyet ve; AB konularında söz sahibi, Rum Çalışma Gurubu Başkanı Vasiliu: “Siyasal eşitlik, SAYISAL eşitlik anlamına gelmez” yaygarası yapmaktayken; diğer yandan TÜM Kıbsrıslıların özgürlük, eşitlik (!) ve temel haklarından bahseden Hristofyas sağır yılanının sözüne uyarak, barış, çözüm veya müzakere diyerek peşinden koşan; her emelini sorgusuz sualsiz yerine getirmekte olan Talat ve yanında taşıdıklarına... Talat-CTP’nin oluşturduğu ‘çalışma gurubu’dur; efendim kendi atadığı ‘çocuk nüsteşar’dır veya başkalarına; kısacası bizi enayi yerine koymakta olan bu güruha ve onlara inananlara olan öfkem giderek artmaktadır.

Hristofyas, dünyanın her ülkesine; gerek kendi inisiyatifiyle; gerek tüm Kıbrıs’ın CB olarak davetlerle; kırmızı çizgilerini; olmazsa olmazlarını, şartlarını şurtlarını dayatmağa giderken; Sn. Talat’ın bir cemaat, bir toplum lideri olarak çağrılmayı, emredilmeyi kabul etmesi; bu sahtekarların ayağına; CB olduğu devletin ve halkının hak ve isteklerini ortaya koymağa değil de; bir ‘katip’ misali ‘emir almak’ için koşması; sadece benim değil; Türklüğü ile, kimliği ile; devleti ve vatanıyla gurur duyan her ferdin kanına dokunur. Bundan rahatsız olmayanlar, zaten kimliklerinden; kendilerine olan saygılarından; onur ve haysiyetlerinden vb çoktaan arındırılmış; kimin arabasına binerse onun türküsünü söylemekte olan; tüm maneviyatını maddiyata teslim etmiş mesokertolardan; mankurtlardan başkası değildir..Onlardan zaten artık ne sap olur ne de saman. Çünkü onlar sadece kimliklerini de değil; kendilerini doğurmuş, beslemiş büyütmüş analarını bile çoktaaan unutmuşlardır...

Ve görülüyor ki, teslim olmaktayken; sözde anlaşmaymış, süreçmiş, müzakereymiş martavallarıyla sırf bizi oyalamak, aldatmak maksadıyla bu toplantılara hala katılmakta olan Talat’ın Kıbrıs Türkü’nün hayrına bir iş yapMAyacağından attık emin olmuş bu halk; kendisini Anavatanı Türkiye’den, tek güvencesi Mehmetçiğinden ayırarak savunmasız bırakıp “kolayca halaletmek” isteyenlere de; Talat ve güruhuna da 19 Nisan seçim sandıklarında vereceği cevapla; anlaşmalarını da, çözümlerini, müzakerelerini ve süreçlerini de nereye pardon, ne yapmaları gerektiğini kesin olarak bildirmeye kararlıdır...
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Temel Haklar, Hristofyas’ça !!!

talatın hayal ettiğini uzun yıllar ruslar sscb döneminde yapmak istediler. rus kızlar ile bekar Türk erkekleri aynı bekar evlerinde oturttular. ancak evlenmek isteyen Türk gençler hemen kapı komşusu rus kızlar yerine yüzlerce kilometre ötelerden kendi soydaşlarını seçtiler. tüm çabalara rağmen ortak evlilikler %2 de kaldı. bunu birisi talata hatırlatmalı. bizim kanımız genimiz o kadar ucuz değil.
 
Üst