Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
Yeni başlatılan siyasi amaçlı faaliyetler genellikle ‘HAREKET’ diye adlandırılır…
Geçtiğimiz günlerde bir hareket başlatıldı…
Adı, TOPARLANIYORUZ HAREKETİ…
Hareketin başını çeken, Kudret Özersay…
Özersay, bugüne kadar sürdürülmüş toplumlar arası görüşmelerde Cumhurbaşkanımız Sn. Derviş Eroğlu’nun görüşmecisi…
Özersay, geçmiş dönemde Sayın Mehmet Ali Talat’ın görüşmeci kadrosunda da yer almış…
Sayın Eroğlu’nun bir davetinde Özersay’a ‘Sayın Cumhurbaşkanı her ortamda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin savunucusu olduğunu dile getiriyor, hâlbuki sizin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını ve geleceğini savunduğunuzu dile getiren herhangi bir açıklamanıza şahit olamadık. Siz de görüşmecisi olduğunuz Sayın Cumhurbaşkanı gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni savunuyor musunuz?” gibi bir soru sormuştum…
Özersay, yanılıyorsam yaklaşık 10 dakika süren açıklamasında birçok şey söyledi ama ben sorumun yanıtını alamamıştım. Bugüne kadar da Sayın Eroğlu’nun görüşmeciliğini sürdüren Özersay’dan o sorunun yanıtını alamadık…
Özersay o yanıtında, Denktaş Bey zamanındaki görüşmelerde de görüşmeci kadrosunda yer aldığını söylemişti…
Demek oluyor ki Kudret Özersay her devrin adamı olmuş maaşlı bir KKTC memuru…
Özersay geçtiğimiz Cumartesi gerçekleştirdiği toplantı için birçok kişiye gönderdiği davet yazısında:
“Toparlanıyoruz” hareketi, Kuzey Kıbrıs’ta genel olarak siyasete olan güvenin önemli ölçüde azaldığı ve giderek umutsuzluğun yaygınlaştığı bir dönemde, bu coğrafyada yaşayan ve buranın her anlamda yaşanabilir bir düzene sahip olması için söyleyecek sözü olan her kesimden insanın bir araya geldiği, esasen twitter üzerinden tartışan ve fikir üretenlerin yer aldığı bir harekettir.
Diyordu…
Anlaşılıyor ki; bu hareket düzene karşı ve yeni bir düzen yaratmak için başlatılmış.
Yine davet mektubunda:
“Toparlanıyoruz”, temiz bir toplumun, demokratik, şeffaf, hesap verebilir ve güvenilir bir siyasi kültürün ve kurumların oluşturulması için söyleyecek sözü ve yapılacak eylemi olan, bu uğurda harekete geçme cesaretine sahip herkesi, temiz olması kaydıyla kucaklamaya hazırdır.
Deniyor…
Demek oluyor ki bu hareket bir eylem hazırlığı içindedir…
Bir devlet memuru insanları eyleme davet ediyor…
Davet edilenler için bir de kriter öne sürülüyor, “Temiz Olma”…
Her ne demekse…
Davet yazısında sözü edilen ‘temiz’ sözüyle kast edilen nedir?
Örneğin;
KKTC’yi savunanlar ‘temiz’ midir?
Savunmayanlar ‘temiz’ midir?
Egemenliğe sahip çıkanlar ‘temiz’ midir?
Çıkmayanlar ‘temiz’ midir?
Egemenliği savunanlar ‘temiz’ midir?
Savunmayanlar ‘temiz’ midir?
Kıbrıs Türklerini Rum’un sömürgesi yapmak istemeyenler ‘temiz’ midir?
İsteyenler ‘temiz’ midir?
Yoksa temiz olmak için Garbolit Sabunu ile yıkanmak yeterli midir?
Nedir “temiz olması kaydıyla herkesi, kucaklamaya hazırız” söyleminin açılımı?
Bana öyle geliyor ki bir propagandanın sloganları olarak kullanılan içi boş; “Barış, çözüm” diye diye Kıbrıs Türk Halkını haksız yere; “barış isteyenler-istemeyenler”, “çözüm isteyenler-istemeyenler” diye böldükleri gibi; şimdi de “temizler-kirliler” diye bölmeye çalışacaklar…
Umarım yanılıyorum
Bir devlet memuru tarafından başlatılan bu hareketin hangi noktalara varacağını hep birlikte göreceğiz…
Umarız bu hareket KKTC’nin varlığını savunan, haklarımızdan taviz vermeyen, egemenliğimize, self-determinasyon ve ayrılma hakkımıza sahip çıkan bir hareket olur…
Bir ülke dörtdörtlük bir yönetime sahip olmayabilir,
Kötü yönetilebilir,
Ciddi sorunlara sahip olabilir,
Ekonomi tıkırında gitmeyebilir…
Zaten dünyaya bakıldığı zaman;
Dörtdörtlük bir yönetime sahip olan,
Ve veya doğru dürüst yönetilen,
Ve veya her şeyin tıkırında gittiği,
Bir devlet bulmak mümkün müdür?
Bize oynanan emperyalizm kaynaklı tüm oyunlar; devletimizi, egemenliğimizi, self-determinasyon hakkımızı, ayrılma hakkımızı çalma oyunudur...
Kamil Özkaloğlu
22 Mayıs 2012