Toplumsal Direniş

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
TOPLUMSAL DİRENİŞ

Halkların ulusların varoluşunun en güçlü manevi silahının aynı ideale aynı amaca kilitlenilip kenetlenilmesiyle gerçekleştiğinin en başarılı sınavını hiç kuşku yoktur ki, Kıbrıs Türk Halkı vermiş ve bunu Mukavemet ve Mücadele Tarihine efsane bir direniş olarak bir daha silinmemek üzere kaydetmiştir.


Dile kolay 1878’de atalarımız olan Osmanlı İmparatorluğu zorunlu nedenlerden adada Türk Halkını kendi kaderiyle baş başa bırakmıştır. Bir yanda Adanın Yunanistan’a ilhakı için ölümüne yeminli Rum halkı. Diğer yanda dünyanın en sinsi emperyalisti; kurduğu sömürge imparatorluğunun sınırları kıtalar ötesine uzanan namı diğer ‘güneş batmayan ülke’si İngiltere.


Osmanlı 1 Ağustos 1571 de adayı fethederek Korsan ruhlu toplulukların zulmünden ada halkını kurtarırken tıpkı 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı benzeri adaya huzur ve barış tesis etmiştir. Üzüntüyle vurgulamalıyız ki, Rum papazlara siyasi liderlik (Etnarh) ve benzeri payeler bahşedilip, onların Kıbrıs’ın tek hakimi ve sahibi olmasının bilinçsizce de olsa önü açılmış. Türk nüfus için ise 1571 fethi sonrası adada kendi ayakları üzerinde durabileceği bir düzen kurması koşulları hiç mevcut olmamıştır. Bu tabi ki Osmanlı İmparatorluğunun devlet anlayışından kaynaklanmaktaydı. Buna ister eksiklik, ister ihmal diyelim; Kıbrıs Türk halkı adada ikinci sınıf vatandaş ya da teba olmayı 100’lerce yıl kendine değiştirilemez bir kader kabul etmiş hep ezilip horlanmıştır.


Ne zaman ki, Türk Milleti emperyalist güçlere ve teslimiyetçi Padişahlık yönetimine karşı Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğinde ‘manda ve himaye kabul edilemez! Ya istiklal ya ölüm!’ inancıyla kenetlenerek Kurtuluş Mücadelesine giriştiler, Kıbrıs’ta da Türk aydınları, adsız kahramanların yüreklerinde bağımsızlık ateşinin kıvılcımları adadaki Türk halkının yavaş yavaş örgütlenip direnişe hazırlanmasına ışık tutmuştur. Anadolu’da Mustafa Kemal’in yaktığı bağımsızlık ateşi; Kıbrıs Türkü’nün özgürlük ateşini körüklemiş çeşitli isimlerle ifadesini bulan bağımsızlık örgütlenmeleri en sonunda efsanevi Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’yi oluşturmuştur. Hiç kuşku yoktur ki, kuruluşunun 36.yılını kutladığımız Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanlımızın temelini ve özünü; şanla ve şerefle özgürlük yolunda mücadele veren efsanevi direnişimizin en görkemli, mütevazi kahramanlarının oluşturduğu TMT ve çizdiği yoldur. O yol Ulu önder Mustafa Kemalin Onun hiçbir koşul altında yok edilemeyecek mukavemetçi ruh ve inancı her an vatan müdafaasına hazır güçlü Güvenlik Kuvvetleri Komutanlarımızın Atatürkçü, bağımsızlığa ölümüne gönül vermiş her komutadaki mücahitleri tarafından yaşatılmaya devam edecektir.


Ne mutlu bizlere ki, dün 3 mutlu yıldönümünü aynı günde kutluyoruz.


1 Ağustos; Kıbrıs’ın atalarımız tarafından fethedilişinin 441.yıldönümü.


1 Ağustos; Özgürlük ve Varoluş Mücadelemizin efsanevi örgütü Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nin kuruluşunun 54. Yıldönümü.


1 Ağustos; Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımızın kuruluşunun 36. Yıldönümü!


Bu üç yıl dönümünü bir arada kutlarken Devletimizi yönetenlere düşen görev, iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyasi parti, kurum, kuruluş, sendika ve sivil toplum örgütlerimizin toplumsal direnişimizi berhava edici tutum, uygulama ve söylemlerden titizlikle kaçınmaları ve yeni yetişen kuşaklara vatanına, devletine, mücadele tarihine sahip çıkma adına olumlu örnek olmalarıdır.


Ülkeyi idare edenlerin gaflet içine düşmeksizin, tüm halkımızın 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramlarının adına ve anlamına uygun kutlanması için azami titizlik göstermeleri, siyasi kaygı ve çıkar hesaplarıyla bu kutsal olduğu kadar önemli günlerin önem ve gereğini unutmayacak tavır içinde olmalarıdır.
 
Üst