Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
TOPLUMSAL VAROLUŞ MÜCADELESİ NEDİR ?
24 Nisan 2004’te yapılan Referandum öncesinde ve sonrasında, KKTC’de şöyle bir söz çok sıkça gündeme gelmeye başladı…
“Toplumsal Var oluş Mücadelesi”!
Evet, bu söz size ne ifade ediyor?
Bütün hakları elinden alınmış, özgürlükleri kısıtlanmış bir toplumdan söz edildiğini anlıyoruz değil mi?
O toplumun elinden alınan hakları neler olabilirdi? Yasama, Yürütme ve Yargı hakları! Özgür olarak kendi yasasının kanunlarıyla, kendi yargısının hükümleriyle ve kendi seçtiği meclisinin iradesiyle devlet olma erkine sahip olmaktır bu haklar. Özgürce seyahat edebilme, can ve mal güvenliğinin de kendi silahlı kuvvetlerince koruma altına alınabilmesi olarak da genişletebiliriz bu hakları.
İşte bu Toplumsal var oluş mücadelesi de bu hakları elinden alınmış bir toplumun, haklarını yeniden kazanmak için verdiği mücadele olması gerekmektedir değil mi?
Peki, Kıbrıs’ta Türkler ne zaman bu haklarını elde ettiler? 1974 öncesi bu haklara sahip miydiler? Can ve mal güvenliklerini kim sağlıyordu. Hangi mecliste söz sahibiydiler? Hangi yasaya göre haklarını arayabiliyorlardı? Yapılan haksızlıklara hangi yargı hüküm veriyordu?
Maalesef bunların hiç birine sahip değildi Kıbrıs Türkleri 1974 öncesinde. Tüm bu haklara sahip olan Rumlardı! Türkler ise Rumların kendilerine yaşamak için izin verdikleri bölgelerde, her an için Rumlar tarafından gelecek olan ölümü bekleyerek, fakat yılmadan da toplumsal var oluşları için mücadele ederek o mutlu günün gelmesini bekliyorlardı.
20 Temmuz 1974 de gelmişti o mutlu gün ve hemen arkasından da geçen sürede ise Kıbrıs’ta yaşayan Türkler yukarıda saydığım özgürlüklerine kavuşmuştu. Artık Kıbrıs’ta yaşayan Türkler Toplum statüsünden, azınlık olarak anılmaktan kurtulmuş, bir devlet olmuştu. Yani kısacası artık var olmuşlardı. Bu Ada’da yıllar önce kaybettikleri statülerine yeniden kavuşmuşlardı, hem de tek başlarına, bağımsız, bağlantısız bir devlet olarak.
Peki, yıllar içinde bu var oluş tüm organlarıyla gelişmeye çalışan KKTC’de ne olmuştu da birden bire ortadan kalkmışçasına “Toplumsal var oluş mücadelesi” başlatılmıştı? Ne olmuştu da kimlik arayışına girmişti bazı vatandaşlarımız! Neyi hazmedememişlerdi? Rum’un esaretinden kurtulup, kendi kendilerini yönetir hale gelmek mi zor gelmişti onlara? Kendi sınırları içinde fakir olsalar da bir birey olarak vatandaş statüsünü kazanmayı, Rum’un azınlığı olmaya yeğledikleri için mi bu “Toplumsal Var oluş mücadelesi” safsatasını icat etmişlerdi.
Bu var oluşçulara seslenmek istiyorum! Hey beyler! Bayanlar! Kendinize gelin! Kıbrıs Ada’sında artık Toplumsal var oluş diye bir kavram geçerliliğini kaybetmiştir. Çünkü Kıbrıs Ada’sının kuzeyinde bir toplumsal var oluş gerçekleşmiş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.
Güneyde ise hala yasal olmayan ve hala Toplum olan bir Rum halkı vardır. Her ne kadar AB ve ABD hatta tüm dünya onları Kıbrıs’ın tamamına hükmeden bir devlet olarak tanısa da, kaldı ki bunun sebebi de biliniyor. AB ve ABD’nin tüm Orta Doğuya hükmetme çabasıdır. Fakat Kuzeyde devletine inanmış, Rum’um yalakalığını yapmayan, AB fonlarıyla köşe dönmeye tevessül etmeyen Kıbrıs’ta yaşayan Türkler, Türk oldukları için de KKTC’ye sonsuza dek sahip olmaya ant içen Türkler için Güney’de yaşayan Rumlar devlet değil ancak bir toplumdur. Onlarda güneyde ki haklarına sahip çıksınlar, Kuzey’e göz dikmekten vazgeçsinler, Güneyde, Kıbrıs’ın tamamına hükmetmeyen yeni bir devlet kursunlar. Onlarda kendi sınırları içinde kendi var oluşlarını gerçekleştirsinler. Ondan sonra iki devlet olarak var oluşumuzu kutlayalım. Gerekirse de bu iki devleti dışta bir çatı altında temsil edilebilmesi için müzakerelere daha da gerçekçi bir görüşle devam edelim.
Evet, var oluşçular, işbirlikçiler. Bırakın siyasi, ekonomik sorunlar safsatasını da milletinize, devletinize sahip çıkarak kölesi olmaya çabaladığınız Rum’un karşısında nasıl bir devlet olarak dik duracağınızı bir hayal edin diyorum.
KKTC, halkıyla var olmuştur. Var olmaya da devam edecektir. Kıbrıs’ta yaşayan Türkler, Türkiye ile birlikte bu mücadeleyi 1974’te verdi ve kazandı.
Ayla Berkin
18 Haziran 2011