Türk Birliği

Bülent Baysal · 17 Nis 2009

AZERİ TÜRKÜ KARDEŞLERİMİZLE BİR OLALIM.

Türk Ulusu Mustafa Kemal’in önderliğinde var olma savaşı verirken o zaman sosyalist idare altında bulunan Azerbaycan’lı TÜRK KARDEŞLERİMİZ bakınız ne yapmışlar. Birazdan aşağıda okuyacaksınız. Ama, bugün onlar, yani Azerbaycan’lı TÜRK KARDEŞLERİMİZ, Karabağ’da soykırım yapan ermeninin karşısında var olma savaşı verirken biz okyanus ötesi verilen emirlerle Sarp Sınır kapısını açıp, ermeniye ekonomik bir nefes kazandırmayı sağlama eylemini tartışıyoruz, belki de açacağız, ama ermeni yine bayrağında Ağrı Dağımızı gösterecek, bizim doğudaki gazi illerimize “Batı Ermenistan” diyecek ve Soykırım yalanı ile Dünyayı meşgul edecek, bizim karşımızda tutmaya çalışacak.

Güya Dünya ülkeleri büyük bir çoğunlukla DEMOKRASİ kuralları ile idare ediliyor. Nedir demokrasi ? Nedir demokrasinin en önde gelen ilkeleri ? Basit olarak bugün dünyada uygulanan liberal demokrasi; iktidarı halkın belirlediği, ancak, bu iktidarın bireysel özgürlüklerle sınırlandığı bir siyasal sistem olarak belirtilebilir. Hoşgörü ve tüm fikirlerin var olabildiği bir rekabet ve siyasi eşitlik prensiplerinde gerçekleştirilen seçimlerle iktidara temsili bireylerin getirilmesi liberal demokrasilerin temel nitelikleridir. Liberal demokraside fikir özgürlüğü, herkesin fikrini özgürce açıklayabildiği ilkesi başta gelen ilkedir.

Bugün genelde liberal demokrasinin uygulandığı batı ülkelerinin hemen hepsinde ermeni lobilerinin ve Türk düşmanlarının kurguladığı propaganda ve çalışmalarla “Soykırımı reddetmenin suç sayıldığı” yönünde yasaların çıkarılmasıyla “ermeni soykırımı yoktur,” şeklinde bir demokratik düşünce açıklamasının cezalandırılması, demokrasi sistemi ile açık bir biçimde çelişen, demokrasiyi yaralayan bir ortam getirmektedir. Bu kötü niyetli bir emperyalist çalışmadır. Tamamiyle Türk düşmanlığını körükleyen bir haçlı seferi zihniyetidir. Ne yazık ki biz başımıza dahilen ve haricen getirilen gailelerle meşgul edilip, bu önemli konuda gerekeni yapamıyoruz. Ermeniye karşı batı tarafından mahkum ediliyoruz.

Bunun yanında daha da acı olarak canımız gibi aziz öz be öz kardeşimiz Azerbaycan Türk’ünü batıya şirin görünmek uğruna kaybetme çizgisine getiriliyoruz. Acı çok acı. Eurovision Şarkı yarışmasına bile kötü niyetle Türk Düşmanlığını ve Soykırımı dile getiren bir şarkı ile girmeye çalışan art niyetli ermeniye özkardeşimizi mi değişeceğiz ? Bu olmamalı. İçimiz sızlamalı Türkiye’ye gelen Azerbaycan Meclisi’nin Hanım üyelerinin Heyet Başının verdiği beyanattaki “Karabağ’da mezalim gören, soykırıma uğratılan insanlar Azeri oldukları için değil, TÜRK OLDUKLARI için öldürülüyorlar” ifadesi karşısında. Bu konunun üzerine Devletimizle, Hükümetimizle, Parlamentomuzla, Basınımızla, Sivil toplum Kuruluşlarımızla, Halkımızla birlikte eğilmeli önemsemeli ve kardeşlerimizin yanında yer almalıyız.

Bakın Kurtuluş Savaşı sırasında neler olmuş?
Mustafa Kemal Paşa, 3 Mayıs 1920 günü Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya yazdığı bir mektupta “Devlette hiç para kalmadı. Şu anda içeride para temin edebileceğimiz bir kaynak da yok. Başka kaynaklardan para temin edinceye kadar Azerbaycan hükümetinden borç para alınmasını temin etmenizi rica ederim” diyordu. Kazım Karabekir Paşa, isteği Azerbaycan hükümetine iletti. Bu istek, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Halk Cumhuriyeti ile Ankara Hükümeti arasındaki ilk resmi temastı.

Azerbaycan’dan Türkiye’ye uzanan kardeş eli
1921 yılı içinde Nerimanov’un şahsi emri ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Mirza Davut Hüseyinov, kazanılan Birinci-İkinci İnönü Savaşları münasebetiyle çektiği telgrafta “...Kazanılan bu büyük zaferlerden dolayı Türk halkını Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adına kutluyoruz.” diyor ve bu büyük zaferlerin şerefine Azerbaycan halkının yardım için 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern kerosin gönderdiğini bildiriyordu.

Aynı yılın Mayıs ayında Azerbaycan devleti, TBMM hükümetine 62 sistern petrol gönderdi ve bundan sonra savaş bitinceye kadar aynı değerde petrol ve üç vagon dolusu kerosin göndermeyi taahhüt etti. Bu taahhüdün dışında 1922 yılında Batum yolu ile Azerbaycan dokuz bin tondan fazla kerosin ve 350 ton benzin gönderdi.

Mustafa Kemal Paşa 1921 yılında Nerimanov’a bir mektup yazarak borç para talep etmişti. Bu mektubu 17 Mart 1921 günü büyükelçi Nerimanov’a ulaştırdı. Nerimanov, derhal 500 kg . altın gönderdi. Bunun 200 kg . devlet bütçesine, kalanı ise mühimmat ve silah için kullanıldı. Daha sonra Nerimanov Rusya’dan aldığı 10 milyon altın rubleyi Ankara’ya gönderdi. Bu yardımlarla savaş içindeki ülkenin durumunda belirgin bir düzelme oldu.

23 Mart 1921’de Azerbaycan hükümeti talep etmediği halde Türkiye’ye Azerbaycan halkının hediyesi olarak 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern yağ gönderdi.
Nerimanov, Mustafa Kemal Paşa’nın yazdığı mektuba yazdığı cevabi mektubunda her gün kazanılan başarılarla Türk halkının emperyalizmden kurtulma günlerinin yaklaştığını, bu yüzden kahraman Türk halkını kutladığını yazıyor ve sonra ilave ediyordu; “Paşam, bizim Türk milletinde kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş, her zaman kardeşinin elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız ve tutmaya devam edeceğiz.”
(A. Şemseddinov, Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği Alâkaları, shf.66)

Düşün ey Türk Ulusu, Düşünün bizi yönetenler, Ama düşünmekle yetinmeyin, Türk’e göre, Türk’e doğru yönelin ve çaba gösterin.
Yaşasın Dünya Türk’lerinin birliği ve kardeşliği..

Saygılarımla..
B.Baysal

(Sistern ; sarnıç anlamında bir Azeri likit ölçü birimi,
Kerosin ; Petrolden elde edilen bir yakıt ürün ismi)

Bülent Baysal · 22 Nis 2009

Cevap: Türk Birliği

Amerikan Başkanı Barrack Hussein Obama’nın Türkiye Ziyaretinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı konuşmadan sonra, alt yapısı Türkiye Cumhurbaşkanının Türkiye_Ermenistan Milli Milli maçı nedeniyle Ermenistan’a gitmesi sonrasında hazırlanmaya başlayan SINIR KAPILARININ açılması konusunda Türkiye’nin sergilediği tutum, Canımız gibi Aziz Azeri Türkü kardeşlerimizi yaralamış, hatta İstanbul’daki en idüğü belli olmayan Medeniyetler İttifakı ve Dinlerarası Diyalog konulu toplantıya Pek Muhterem Azerbaycan Cumhurbaşkanı protesto olarak haklı ve övgü ve kutlamaya değer bir onurlu davranış sergileyerek katılmamıştır.
Bu olay gerek Türkiye, gerek Azerbaycan ve gerekse seçim telaşında olmasına rağmen Yavruvatan Kıbrıs’ta Türk insanları arasında derin bir üzüntü kaynağı olmuş, ve çeşitli şekillerde fikirler beyan edilerek sınır kapılarının;
* Ermenistan SOYKIRIM UYGULADIĞI Türk Toprağı olan ve halen işgal altında tuttuğu KARABAĞ topraklarından çıkmadıkça,
* Bayrağında Bizim toprağımız olan misakı milli sınırları içindeki Ağrı Dağının resmini çıkarmadıkça,
* Aziz Anadolumuzun güzel ve zenginliklerle dolu Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerini BATI ERMENİSTAN diye nitelemekten vazgeçmedikçe,
kesinlikle açılmaması konusunda haklı ve Ulusçu görüşler serdedilmişti.
Ermenistan sınırının açılması hususunun Türkiye ve Azerbaycan açısından Türk Ulusuna ve bu iki Türk Devletine bir katkı sağlamayacağı açıktır. Daha özü bu sınırın açılmasının Ermenistan’a büyük bir ekonomik ferahlık getireceği muhakkaktır. O zaman biz niye bize yar olmayan kilisenin papazı (!) ile ilgileniyoruz. Bize ne kardeşim ?
Tarih boyu birbirine destek veren iki devlet, tek millet olan Türkiye ve Azerbaycan kardeşliğin yanında aynı zamanda ekonomik çıkarlar açısından da Ermenistan’dan önemlidir birbirleri için. Bize ne Ermeniden, biz niye bu konuyu, bize yarardan çok zarar getirecek, her şeyden önemlisi kardeşlik ve Ulusçuluk bazında bağlarımıza darbe vuracak bu senaryoda, bu Batı Senaryosunun içinde niye yer alıyoruz ?
Unuttuk mu Ağrı’dan Van’a kadar tehcir diye iddia edilen dönemde Ermeni Komitacılarının, çoluk, çocuk, yaşlı genç demeden kıtır kıtır kestiği insanlarımızı, daha kısa vadede bir terör örgütü, bir ermeni terör örgütü olan ASALA tarafından dünyanın çeşitli ülkelerinde kalleşçe katledilen diplomat ve dış işleri görevlilerimizi unuttukmu ?
Duygusal veya hamasi düşünmeden, ortada olan olayı, yani sınır kapılarının açılması konusunu mantık süzgecinden geçirerek, sadece akli olarak ülkemiz bazında düşünürsek bu olayın bize zararı büyük olacak, hesabı ödenemeyecek kadar yüklü olacaktır. Bu bakımdan bugüne kadar birbirinin hem iyi hem kötü günlerinde birbirinin yanında olmuş, birbirine kardeş desteği vermiş Bu iki devlet arasındaki ilişkilerin kesinlikle zedelenmemesi gerekmektedir.
Şimdi bu anlamda bir efkarı umumiye, daha doğru bir ifade ile bir toplumsal görüş oluşturulması için Türk insanlarına, aydınlarına, yazarlarına, özü herkese büyük görevler düşmektedir.
Türk’ün lehine olacak fikir, düşünce ve eylemler aktarılmalı ve yayılmalıdır.
Ey Türk insanı, bu memleketin ekmeğini yiyip suyunu içiyorsun, soluduğun hava bu ülkenin havasıdır, çocukların ve geleceğin bu ülkede yaşayacaktır. O zaman bu ülkenin ilelebet var olmasını istiyorsun. O zaman lütfen aşağıdaki linki tıklayarak oluşturulması istenen ve Türk’ün yararına olacak ortak kamuoyu görüşü için, bu işlere karar verecek olan idarecilerimize verdiğin vekaletin bir mesajı ve yönlendirmesi olarak;
TÜRKİYE ERMENİSTAN SINIR KAPILARI AÇILMASIN İMZA KAMPANYASI’na
katıl ve Mustafa Kemal Atatürk’ün “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” özdeyişinde ifade edilen mensubiyetin gereği olarak tavrını sergile.
iMZA KAMPANYASINA AŞAĞIDAKİ LİNKTEN ULAŞILMAKTADIR.
http://www.turkiye-ermenistan-kapilar-acilmasin.org/index.php
Haydi Kıbrıs Türkü kardeşim, 19 Nisan 2009 seçim zaferini hayırlara erdirmek için, Büyük Türk Birliği yolunda küçük bir adım sayılabilecek, fakat çok önemli olan bu kampanyaya katıl, göster Batı emperyalizmine ve zavallı ermeniye Türkün BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜNÜ.

Ara

Türk Birliği

Bülent Baysal

Dost Üyeler

Ekli dosyalar

Bülent Baysal

Dost Üyeler