Cevap: Türkçe isimler
TOKTAMIŞ: Durucu, kalıcı, dirençli, dayanıklı, uzun ömürlü, dirayetli
TOKTAR: Dayanıklı, dirayetli, uzun ömürlü
TOKU: 1- Doğu 2- Dövüş, temas, savaş
TOKUM: 1- Doğum, doğuş 2- Yaşam, direnç, dayanıklılık
TOKUMAK: Tokmak
TOKUR: 1- Gözü pek, cesur 2- Dokur, dokumacı
TOKURGAK: Dokuma aleti, dokuma tezgahı
TOKUŞ: 1- Dövüş, savaş, vuruşma 2- Doğuş, direnç, yaşam, dirayet
TOKUZ: 1- Dokuz sayısı (..Türklerin uğurlu ve kutlu saydıkları sayılardan) 2-
sıkça ve kalınca
dokunmuş bir kumaş
TOLAN: Eşsiz, emsalsiz
TOLAY: Bir tavşan türü
TOLDI: Doldu, dolu, doluluk, bütünlük, olgunluk, irilik, bilgelik, erginlik
TOLDIKORGAN: Anıt, lahit, abide
TOLGA: Miğfer, çelik başlık
TOLGAN: 1- Dolgun, iri, dolu 2- Acı, üzüntü, inleme
TOLKAN: Dolgun
TOLMIŞ: Dolmuş, dolu, olgun, bilge
TOLU: 1- Dolu, olgun, kamil, yetkin, usta 2- İçki, içki kadehi, içki ile dolu
kadeh 3- Seçkin, güzide
TOLUHAN: birl. Tolu/Han
Arap işgalleri sırasında, onlara karşı direniş örgütleyen ve çeşitli savaşlara
giren bir bey
TOLUK: 1- Dolu, olgun, yetkin, bilge 2- Tuluk, tulum
TOLUM: 1- Silah, savaş aleti 2- Olgun, dolgun
TOLUN: Dolu, tam, bütün, eksiksiz, kusursuz, olgunlaşmış
TOMAN: Duman,sis
TOMBAY: Manda, camış
TOMRİS: (Tomris Hatun) 1-Demir ucu 2- Demir sesi. 3- Demirin özü, nüvesi.4-
Bereket, bolluk,uğur.
T... Türk tarihinin ünlü simalarından. Sakalar devletinin katun’u (kraliçesi)
(İran – Turan savaşları sırasında, zalimliğiyle ünlü, Pers kralı Hüsrev’in, Türk
topraklarını işgal etmesine karşın yapılan savaşta büyük kahramanlıklar
göstererek, onu yenmiş, başını kesip kan dolu bir fıçıya atarak, “Hayatın
boyunca kana doymadın, kan döküp kan içtin. Ben de sana yakışanı yapıp, seni
bundan mahrum etmeyeceğim.” diyen ulu kişi.)
TON: Don, giyim, giysi, elbise
TONA: Giyimli, varlıklı, yakışıklı
TONAT: Donat, cömert, eli açık, aç doyuran – çıplak giydiren.
TONATMIŞ: Giydirmiş, hayır hasenatta bulunmuş, cömert ve eli açık.
TONGA: Kaplan, Asya kaplanı.
TONGUZ: Domuz
TONKA: 1- Tunga , kaplan 2- iri,büyük,gösterişli
TONLU: Giyimli,şık,zengin,varlıklı
TONSUZ: Yoksul
TONYUKUK: (Tanyu/Kök,gök) Sonsuzluk ve genişlik,bilgelik ve deneyimlilik.
TOP: Yığın, topluluk, bütünlük, erk
TOPAÇ: 1- Top gibi, toparlak, dolgun 2-İbrik 3- Sepet, sele
TOPAK: Topluca, toplanmış, yığın
TOPRAK:.. Yer, yurt, arazi
TOPURGAN: Ayak basıldığında toz çıkaran, yumuşak toprak
TOPUZ: Toplanıp, kurutulmuş, katılaşmış, topluca ve katıca. Silah, dövme ve ezme
aracı
TOR: 1- Mevki, mertebe, şeref, şereflilik 2- Türeme, doğma, soy, gelişme,
yayılma 3- Ağ, tuzak 4-Giysi 5- Evlat, çocuk, nesil 6- Zayıflık, incelik, hamlık
TORAMAN: 1- Fahri, onursal, şerefli 2- Kaba, yetişmemiş, acemi 3- İri, dolgun,
heybetli
Toran: Turan, duran, yaşayan, dirençli
TORÇUK: Kozalak
TORKU: İpekli kumaş
TORLAK: 1- Eğitilmemiş at 2- Çırak, acemi, ham
TORMIŞ: Durmuş, yaşayan, yaşar, yaşam
TORMU: Yaşam süresi, yaşam
TORU: 1- Duruş, yaşam 2- Bolluk, bereket, fazlalık 3- Doru, doru renk
TORUG: Doruk, Doru renk
TORUK: 1- Doruk, zirve 2-İnce, zayıf, ham, olmamış
TORUM: 1- Aygır, aygır yavrusu 2- Kul, köle, muti, bağlı 3- Deve yavrusu
TORUN: 1- Evladın, evladı 2- Sevgili, biricik, çok sevilen 3- Acemi, ham,
yetişmek üzere olan 4-Genç boğa
TOSUN: 1- Genç boğa, 2- Tos atan, tos vuran, azgın, azmış, saldırgan
TOY: 1- Şölen, yemekli eğlence, düğün dernek 2- Em, ilaç, doyum, doyumluluk 3-
Ordu, ordu birliği 4- Çamur bataklık 5- Doğan türü bir avcı kuş 6- Genç,
gençlik, acemilik, çıraklık
TOYAK: 1- Atlara giydirilen savaş zırhı 2- Tırnak, at tırnağı
TOYAN: Toy sahibi, toy veren kişi
TOYGA: 1- Toy sahibi, toy veren kişi, 2- Toylarda yapılan çorba, ayranlı çorba
TOYGAN: 1- Kurultay üyesi 2- Bir kuş türü 3- Genç, taze
TOYGAR: Tarla kuşu, çayır kuşu
TOYGUN: 1- Genç, taze, deneyimsiz 2- Doymuş
TOYGUR: Doymuş, gözü tok, olmuş, olgun
TOYLAK: 1- Toy yeri, toy yapılan yer 2- Karargah, ordunun toplandığı yer.
TOYLUK: Toy yeri, Toy yapılan yer
TOYMADUK: 1- Özlenen, özlemi duyulan 2- Hırslı, doyumsuz
TOYMAGUR: İştahlı, obur
TOYTİMUR: Ermiş, keramet sahibi, Şaman büyüğü, kam, rahip
TOZUN: 1- Tosun 2- Düzen, uyumluluk
TÖGİ: Cömert , eli açık
TÖGÜN: Çekici, yakışıklı
TÖKMEN: Çekici, yakışıklı
TÖKÜ: Eli açık, cömert, müsrif
TÖKÜŞ: Düğüş, savaş, vuruşma
TÖLEÇ: Ücret, yevmiye
TÖLEGEN: Olgun, kamil, yetişkin
TÖLEK: 1-Ücret, yevmiye 2- Sükunet, sakinlik
TÖLİS: Bölük, bölünmüş
TÖLÜK: Tuluk, tulum
TÖR: 1- Türemek, çoğalmak, yaratılış 2- Makam, mevki, onur yeri, şerefli yer 3-
Usul, kural, teamül
TÖRE: 1- Düzen, gelenek, usul, teamül, geleneksel hukuk 2- Türeyiş,yaşayış,
çoğalma, yaratılış
TÖRELİ: Töresi olan, töreye bağlı, geleneklerine bağlı
TÖREMEN: Görgülü, töreye bağlı
TÖREN: 1- Töreye uygun yapılan, töre gereği yapılan, merasim 2- Soylu, necip,
seçkin
TÖRKİN: Kök, menşe, dip, soy
TÖRÜ: 1- Yasa, devlet düzeni 2- Türeyiş, yaratılış
TÖRÜCE: Töreye ve yasaya uygun
TÖRÜİÇİ: Töreye uygun
TÖRÜLÜG: Töreye bağlılık, Töre bilgisi, Töre uygulaması
TÖRÜM: 1- Türeyiş, yaratılış 2- Töreye bağlılık
TÖRÜMÇÜ: Töreye bağlı, soyuna bağlı
TÖRÜN: 1- Soylu, soyluluk 2- Tören, merasim, ihtiram
TÖRÜTGEN: Yaratıcı, yaratan, halik
TÖŞTÜK: Düş, rüya
TÖZ: Kök, dip, temel, cevher, öz
TÖZLÜK: Öz, esas, asıl, kök, köklü, özlü
TÖZÜN: Soylu, temeli sağlam, köklü
TUNAY: Evlatlık kız çocuğu
TUDUN: (Tutun) 1- Tutunma, bağlılık, sadakat 2- Destek, güvence, tutunulacak
nesne
Hazar kağanlığı döneminde kullanılan “ vali “ unvanlarından
TUGAN: Doğan
TUGANA: Özel ok (İçi oyulmuş, içinde evrak gizlenen ok)
TUGAN: 1- Küçük ırmak, çay, akarsu 2- Togay
TUĞ: Sancağın tepesine takılan at kuyruğu, kıldan yapılan flama, Uğur ve Kut
işareti olarak kullanılır olmasına karşın, bundan daha çok savaş isteği,
başkaldırı ve isyan sembolü olarak kullanılmıştır. 2- Tıkaç,kapak, bent, set
TUĞANÇI: Doğancı, doğan terbiyecisi, doğan eğitmeni, doğan yetiştiricisi
TUĞCU: 1- Tuğ taşıyan kişi, alemdar 2- İsyancı, isyankar
TUĞÇE: Küçük tuğ, tuğcuk
TUĞLU: Tuğ sahibi, kutlu, uğurlu
TUĞLUK: Tuğlu, tuğu olan, tuğ taşıyan
TUĞMA: 1- Doğmuş, ortaya çıkan, boy gösteren 2- Tuğ kaldıran, isyankar
TUĞRUL: 1- Doğan kuşu, bir doğan türü 2- doğru, doğrulmuş, dik- ayakta 3- Türk
mitolojisinde, adı geçen, yarı insan, yarı kuş.
TUĞSAVUL: birl. Tu/Savul
Eski dönemlerde, ordu içinde tuğ taşıyan ve onu koruyup, önde tutmakla görevi
olan kişilere
verilen ad.
TULA: 1- Tolu, dolu, olgun 2- Ayna
TULAN: Dolu, olgun, kamil
TULAY: 1- Talay, taluy, okyanus, deniz 2- Ayna 3- Dolu, dolgun, olgun
TULGA: Tolga, miğfer
TULGAR: 1- Azim, kararlılık, inanç, güvenç 2- Gösteriş, heybet, heybetlilik
TULGAY: Tuga, Tolga, miğfer
TULİ: 1- Dolu, olgun, kamil 2- Ayna
TULKİ: Tilki
TULTAG: Sakin, kendinden emin
TULU: 1- Dolu, ergin, olgun 2- Ayna
TULUK: 1- Dolu, olgun, bilge 2- yayık, çömlek
TULUN: 1- Tolun, dolu 2- Çene kemiği
TUMA: Yeğen, kuzen
TUMAÇI: Erkek kuzen, (Amca, hala, dayı, teyze çocuğu)
TUMAÇIM: Kız kuzen
TUMAĞAN: 1- Nilüfer çiçeği 2- Duman, sis
TUMAN: Duman, sis
TUMAY: Sessiz, sakin, kendi halinde
TUMGAN: Tuman, sis
TUMRUL: Dumrul, Demir ucu
TUNA: (Tona) Varlıklı, zengin, gösterişli, ihtişamlı
TUNÇ: Bronz, Bakır, kalay karışımı
TUNG: Nüfus sahibi, kudretli, muktedir
TUNGA: 1- Kaplan, Asya kaplanı 2- Kudret, ihtişam, fevkaladelik
TUNGUÇ: Çocuk, evlat, evlatlık
TUNGUT: Evlatlık
TUNUÇ: Tunç
TUR: 1- Durmak, yaşam, canlılık 2- İrade, istek, yargı
TURA: 1- Dura, durak, ev, mekan 2- Deriden örülen kamçı 3- Sibirya bölgesinin
eski adı
TURAK: 1- Durulan yer, yaşanılan yer, mekan 2- Yaşam, ömür
TURAL: Durma, yaşama, ömür
TURAM: Olgunluk, kemal
TURAMUN: 1- Evcil, evcimen 2- Onurlu, onuruna düşkün
TURAN: Duran, yaşayan, ömür, ömürlü, yaşama direnci (Çocukları sık ölen
ailelerin, uzun ömür ve kalıcılık dileklerini içeren adlardan.
TURÇAK: Filiz, fidan
TURÇİK: 1- Durucu, kalıcı, uzun ömürlü 2- Fidan
TURDU: Durdu, sağ, salim, yaşar, yaşayan, kalıcı, ömürlü
TURGAK: Bekçi, muhafız, koruyucu
TURGAN: Duran, ömürlü
TURGAY: 1- Tarla kuşu, serçe 2- Türk/Ay
TURGUT: (Turagut) 1- Ömürlü, durucu, uzun yaşamlı 2- Belde, mekan mesken,
yaşanılan yer
TURKAK: Nöbetçi, bekçi
TURKU: Ateşli, heyecanlı
TURKUAZ:Rengi mavi ile (Türk mavisi) özdeş olmuş bir süs taşı
TURMUŞ: Ömür, yaşam, uzun ömürlülük (çocukları sık ölen ailelerin kullandıkları
adlardan)
TURNA: Leylek türü, iri ve geniş kanatlı bir kuş
TURSUN: Dursun, Durdu, duran, durmuş vb. yaşam, ömür, uzun ömür
TURŞAK : Filiz, sürgün
TURU: 1- Duru, saf, arık 2- Duran, yaşayan, ömürlü 3- Durgun,sakin
TURUM: 1- Yaşam, ömür 2- Sükunet, durgunluk
TURUMTAY: 1- Turum/Tay 2- Doğan türü, avcı bir kuş
TURUŞKAN: Dayanıklı, metanetli, dirençli, uzun ömürlü
TURUT: 1- Yer, yurt, durulan, yaşanılan yer 2- Ömür, yaşam
TUSİT: Göğün ötesi
Şamanist gelenekte, ulu ruhların gittiği yer. Göğün katlarından
TUSKAN: Akraba, yakın, hısım
TUŞGÜL: İşaret, iz, nişan
TUT: 1- Yakalayış, kavrayış, saklayış 2- Vuruşma, vuruş, yenme, ezme, koparma 3-
Ordu, ordugah 4- Kılıç ve benzeri silahların üzerindeki kir, pas
TUTA: Bahşiş, armağan
TUTAÇ: Komşu, yakın, dost
TUTAÇI: Komşu, yakın
TUTAK: 1- Silah kabzası 2- Saldırı, hücum, taarruz 3- Evlatlık
TUTAM: Demet, buket, deste
TUTAN: Elinde bulunduran, yönetimi altında bulunduran
TUTAR: Tutucu, hükmedici
TUTAŞ: 1- Küçük hanım, evin en küçük kızı 2- Bekar, bakire kız 3- Komşu
TUTGAK: 1- İnilti, inleyiş, hüzün 2- Geceleri keşfe çıkan savaş birliği
TUTGAN: Tutucu, fanatik
TUTGUÇ: kahvaltı, kuşluk vakti yenen yemek
TUTGUN: Tutsak, esir, hapis,tutulu, tutulmuş, bağlanmış
TUTKU: Kapama, ele geçirme, bağlama, bağlanma
TUTGUK: Esir, hapis, tutsak
TUTNAK: Destek, arka
TUTNUK: Tutunulacak nesne, dayak, arka,destek
TUTSU: 1- Vasiyet, öğüt, nasihat 2- Bağımlılık
TUTSUK: Öğüt, nasihat, vasiyet
TUTU: Esir, tutsak, rehine 2- Çekici, cazip, güzel 3- Tutuş, savaş, dövüş
4- Ağırbaşlı,utangaç 5- Yiğit, batur, dövüşçü 6- Bakan, nazır, vali
TUTUG: Vali, askeri vali
Göktürkler döneminde kullanılan askeri unvanlardan
TUTUK: 1- Dövüş, savaş, savaşçı 2- Devlet görevlisi, devlete bağlı 3- Evlatlık
4- Büyü, sihir
5-Tutsak, esir, tutulmuş, rehin
TUTUN: Tutunulacak nesne, destek, arka, güvence
TUTUNÇ: 1- Evlat, oğul, uşak 2- Tutunulacak nesne, güvence
TUTUNGU: Öğüt, nasihat, vasiyet
TUTURGAN: Öğüt, nasihat, vasiyet
TUTURGU: Öğüt, nasihat, akılda tutulan
TUTUŞ: 1- Dövüş, savaş 2- Zapt etmek, egemenlik kurmak 3- bağlılık, sadakat 4-
Orduyu ve devleti düzene sokmak
TUTUŞUK: Demet, çiçek demeti,buket
Çengiz Kaan’ın Uygur kökenli danışmanı, oğullarının eğitmen ve atabeyi bu ulu
kişi,
imparatorluğun resmi dilinin “Türkçe” oluşunda ve Türk kültürünün egemen
kılınmasında, önemli etken olmuştur.
TUYAK: 1- Dayak, destek, değnek 2- Duyan, işiten, işitici, dikkatli, uyanık
TUYAN: Duyan, işiten
TUYGU: Duygu, his duyumu
TUYGUN: Doğan türü bir avcı kuş
TUYUK: Dayak, destek, arka
TUYUN: Saygın, muteber
TUZGU: Yemek, yoldan geçenlere verilen yemek
TUZAK: Sevgili,sevgili için söylenen söz
TUZAĞI: Sevgili, aşık, maşuka
TUZGUN: Armağan, sunu, bahşiş
TÜBE: 1- Tepe, yüksek yer 2- Siper, sütre
TÜBEK: Tübe, tepe
TÜGÜN: 1- Düğün, bağlılık 2- bahşiş, hediye
TÜGÜZ: Düz, tam, eksiksiz, mükemmel
TÜKEL: 1- Tüy, saç, kıl 2- Dik, dikili
Türk mitolojisinde, ağaçtan doğduğuna inanılan kişi
TÜKÜN: 1- Düğün, dernek, toplantı 2- Bahşiş, armağan
TÜLEK: 1- Zeki, kurnaz, fettan 2- Tüylü, kıllı
TÜLGÜ: Alaca, renkli bir karga türü
TÜLİN: 1- Ayna 2- Ayın çevresindeki ışık halesi
TÜLÜ: 1- Rica, yakarış 2- Düş, rüya
TÜLÜŞ: Ücret, değer, emeğin karşılığı alınan karşılık
TÜMEN: 1- Duman, duman, sis 2- On bin sayısının askeri terminolojideki
kullanılışı
TÜN: Gece
TÜNBAY: birl. Tün/Bay ( Kazak ve Kırgızlarda, yatak, şilte)
TÜNEK: Gece kalınan yer
TÜNG: 1- Gece, gece karanlığı 2- Olağanüstülük, fevkaladelik
TÜNKÜR: Peri, melek
TÜR: Soy, kök, orjin, çeşit, kan, damar, doğuş, yaratılış, oluş
TÜRE: 1- Töre 2- Tigin, prens, şehzade
TÜREL: Türeli, töreye bağlı, töresel, hukuk, hukuki, hukuka uygun
TÜRELİ: Türe sahibi, töreye bağlı, hukuka bağlı
TÜREMEN: Töreye bağlı, töreye göre yaşayan
TÜRENER: Töreye bağlı, töre sahibi
TÜRETGEN: Yaratıcı, mucit, üretken
TÜRK: Bu kutlu ad, birçok anlamları içinde barındırır. Türeyiş, doğuş, güç, erk,
soy, döl, çoğalma, düzen vb. ( Birçok dilbilimci, değişik anlatımlar yapıyormuş
gibi görünseler de aslında tek bir şey vardır ortada. O da Töreli, Töreye bağlı,
Töreye göre olmuş, Töre ile özdeş, iyilik, güzellik, doğruluk ve düzenlilik
içinde yaşayan, bunun için gerektiğinde, mayasından gelen güç ve erkini kullanan
kişi ya da kişiler topluluğu, anlamlarını net bir biçimde içinde barındırıyor
olması.)
TÜRK BİLGE KAĞAN: (Orhun anıtlarında, Bilge kağan kendini böyle tanıtır.)
TÜRKÜ: Türk dilinde söylenen, melodi
TÜRÜ: Dürülmüş, derli, toplu, düzenli
TÜRÜNG: Aktif, faal, çalışkan
TÜŞ: Düş, rüya
TÜŞTEMİZ: birl. Tüş/Temiz
TÜTSÜ: Güzel kokulu ot yakarak ortaya çıkarılan koku
TÜTSÜK: 1- Tütsü, tüten koku 2- Öfkeli, kinci, öç alıcı
TÜTÜK: 1- Güzel ve etkileyici koku, duman, tütme kokusu 2- Düdük, savaşlarda ve
savaş talimlerinde komut vermek için kullanılan düdük
TÜZ: Düz, düzen, kök, esas, kural, bütünlük, doğruluk, uyum, uyumluluk
TÜZE: 1- Düz, doğru, düzen, kural, uyum, ahenk 2- İdare, yönetim 3- Ulus,
topluluk, halk 4- Uyum, uyumluluk, barış, uzlaşı 5- Kusursuzluk
TÜZBAYKÜÇ: birl. Tüz/Bay/Güç Bütün, hepsi, hepsini içine alan
TÜZEN: Düzen, uyum, kurallar bütünü
TÜZLİ: Uyumlu, uygun, düzenli, idareci
TÜZLÜG: uyum, ahenk, geçim
TÜZÜK: (Düzük) 1- Düzen, düzülü, sıralı, düzenleme, düzenlenmiş, düzenli, 2-
Özel durumlara göre biçimlenmiş kurallar bütünü
TÜZÜL: 1- Düzülü, sıralı, muntazam, disiplinli, hiyerarşik 2- Anlaşmış,anlaşmalı
TÜZÜM: Düzgünlük, sıra, dizgi
TÜZÜN: 1- Düzen, kural, teamül, gidişat 2- Öz, kök, soy, soylu, seçkin, egemen
3- Uysal, yumuşak huylu ve davranışlı