Türkiye - Azerbaycan Kardeşliği

SALUR

Dost Üyeler
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
859
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
(the_aci_show)
Türkiye - Azerbaycan Kardeşliği


Türkiye ve Azerbaycan derken iki kardeş bir millet cümlesi beyinde hemen çağrışım yapmaktadır. Maalesef Türkiye yönetimi tarihte olduğu gibi her fırsatta Azerbaycan’ı kendisinden küstürmeyi ve soğutmayı alışkanlık haline getirmiştir.

Sözü fazla uzatmadan hemen konuya geçiyorum. Son hadiselere bakalım. Ortak Türk halkları parlamentosu kararı Bakü Kurultayında alındı alınmasına ama arıdan baş gösteren olayları bir irdeleyelim. Azerbaycan’ın ve Türkiye’nin tarihi düşmanı Ermenistan’la Türkiye yönetimi sınırlarını açtı. THY tarifeli uçuşlar başlattı Erivan’a. Ardından Cumhurbaşkanı GÜL Ermenistan’a gitti ermeni meslektaşı xxxYAN’ın ayağına. Bütün bu olaylardan sonra bir grup siyon ve ermeniperest medya(ShowTV, Doğan grubu, Star) cayır-cayır bağırmaya başladı. Azerbaycan’da Türk dizileri yasaklandı diye. Başka ne bekliyordunuz? Siz Azerbaycan’a kardeş diyeceksiniz, ardından Ermenilerle sınırları açıp Ermenilerin ayağına gideceksiniz. Bunun adına ayak oyunu denir. Madem Azerbaycan kardeş, o zaman kardeşinin düşmanı da senin düşmanındır. Ayrıca Ermenistan sadece Azerbaycan’ın düşmanı değildir, Türkiye’nin de düşmanıdır. Millet-i sadıka denen, ne idüğü belirsiz bu millet, Osmanlıların parçalanmasında büyük rol oynamıştır. Ruslara cephede satılarak ve Türklere karşı soykırımı yaparak. Ne çabuk unutuyorsunuz tarihinizi kardeş Osmanlı, Anadolu Türkleri. Biz Azerbaycan Türklerine bu yapılır mı?

Azerbaycan yönetimi, Türkiye’nin Ermenistan ile “kucaklaşması - yakınlaşması” jestine ülkesinde Türkiye Türkçe’sinde dizileri yasaklayarak karşılık vermiştir.

Tarihimiz hatalarla doludur. Her zaman söyledim, yine söylüyorum. Dedelerimizin yaptığı hataları bizler yapmamalıyız. Azerbaycan-Safevi şahı İsmail Hatayi’nin Osmanlı-Anadolu Türklerinin padişahı Yavuz Selim’le yaptığı savaş tarihi bir ayıbımız ve büyük bir hatadır. Keşke bu savaş hiç olmasaydı. Bu savaşın yerine iki TÜRK devleti ittifak etseydi şimdi bugün bütün Avrupa’yı belki dünyayı fethetmiştik. Ne var ki bu bir ilk değil. Timurlenkle bayazıt’ın savaşı da buna bir örnektir. Orta Asya, Azerbaycan ve Anadolu Türkleri dikbaşlılıklarından dolayı hiçbir zaman bir araya gelip ittifak yapamamışlardır. Devamlı bir birleriyle güç mücadelesine girişip, genlerindeki eğilmezlik, boyun eğmezlik ve ırkımızdan gelen üstünlük kriterleri bizi bir-birimizle sürekli savaştırmıştır. Bu da her zaman olduğu gibi Gayri-Türklerin işine gelmiştir. Türkler hiçbir zaman savaş meydanında yenilmemiştirler. Her zaman ya bir birleriyle savaştırılarak güçsüz ve etkisiz duruma düşürülmüş veya masada kaybetmişlerdir.



Artık bunları aşmanın zamanı gelmedi mi? Nedir bu kin, bu nefret bu husumet? Nereye kadar devam edecek? Türkiye’den beklenen bu muydu? Türk dünyasının liderliğine oynayacak ülkenin başbakanı ve cumhurbaşkanı bugün neler yapıyor? Filistin’deki Araplar Müslüman kardeşlerimizdir tamam bir şey demiyoruz, onların da hakkını savunalım. Ama Arap Birliği bile ses çıkarmazken Türkiye’nin bu yaptığına ne denir? Azerbaycan’da bir atasözü vardır, “yuyulmamış çömçe”den bahseder. Amacım hakaret değil, sadece eleştiri. Eleştirinin dozunu kaçırdıysam affola, ama Türkiye Filistin’i ve çeçenistan’ı koruduğu gibi, desteklediği gibi şia Azerbaycan’ı ve şia Kerkük’ü de destekleseydi kendinden bekleneni yapmış olurdu. Çeçen ve Araplar Türk olmadığı halde Türkiye onlara daha çok destek ve sahip çıkıyor, çünkü onlar Sünni mezhebinden. Ama Azerbaycan şia Türkü olduğu halde, Azerbaycan’a Türkiye yüz çevirmiş durumda ve Azerbaycan’ın topraklarının %20-sini işgal altında tutan Ermenistan’la işbirliğine girmeye uğraşıyor. Kerkük’te yapılanları biliyor musunuz? Kerkük’ten beni arıyorlar hergün akp hükümetinin kendilerine basit bir jeneratörü bile çok gördüklerini anlatıyorlar.

Bunları aşmalıyız. Her ne kadar ki, dini bilgisi zayıf kişiler tarafından ve kulaktan dolma bilgilerle Şia-caferi Azerbaycan’a sizin mezhebiniz batıl, sapık mezhepsiniz diyeceksiniz bir o kadar kaybedeceksiniz. Caferi mezhebinin kurucusu Hz. Ali’nin 6. torunu İmam Caferi Sadık Sünni mezhebinin Hanefi mezhebinin kurucusu imam Hanefi’nin üvey babası aynı zamanda din hocası olmuştur. İlahiyatta okuyanlar bunu iyi biliyor. Eğer bizim Caferi mezhebi bozuk ve batılsa biz sapıksak yani hoca sapıksa onun öğrencisi de sapık olmaz mı ey kardeşlerim benim?

Lütfen dini bilgileri kulaktan dolma bilgilerle değil, yazılı kaynaklara, güvenilir kaynaklara başvurarak ve araştırarak öğrenelim. Bu sadece din için değil başka ilimler için de geçerlidir. Yaşasın TURAN, Yaşasın Türk halklarının Birliği, Yaşasın Türk Birliği. Yaşasın Azerbaycan Türkiye kardeşliği. Kahrolsun din ümmetçiliği, kahrolsun yobazlık, kahrolsun kulaktan dolma bilgiler ve cahil insanlar.

Alıntıdır.
 
Üst