Türkiye Cumhuriyeti Mi? Sömürge Mi?

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
2008'de yazdığım bir yazı. Bu günle nasıl bağdaşıyor görmeniz için tekrar yayımlama ihtiyacı duydum. Tamamını okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Saygılarımla...
30.May.2008


TÜRKİYE CUMHURİYETİ Mİ? SÖMÜRGE Mİ?

"Batının sömürü faaliyeti iki ana gruba ayrılarak incelenebilir. Bunlardan birincisini iç sömürü ikincisini ise dış sömürü olarak ifade edebiliriz. İç sömürü, Avrupa'nın bizatihi kendi insanına yönelik olarak gerçekleştirdiği sefaletleştirme ve ölüme terketme faaliyetidir. Genellikle dış dünyaya yönelik sömürü faaliyetlerinin gerçekleştirilemediği dönemlerde yoğunlukla uygulanmıştır. Kendilerinden başka yerlerin sömürgeleştirildiği dönemlerde ise bu tür sömürü azalmış yerini dış sömürüye bırakmıştır. Dış sömürü ise ya daimî sömürgeleştirme şeklinde tecelli etmiş ya da geçici, fırsatlara bağlı olarak uygulanmıştır. Zamanımızda ise bu tür doğrudan sömürgecilik faaliyetinin yerini, kültürel emperyalizm aracılığıyla gerçekleştirilen ve adına küreselleşme denilen yapılanma ile, dolaylı olarak gerçekleştirilen sömürgecilik almıştır."

Evet sömürgecilik verdiğim bu kısa bilgiden sonra gelelim Türkiye'nin nasıl bir sömürge ülkesi haline gelişine. Türkiye'nin sömürgecilik serüveni servle başlamıştır. AB üyeliği ilede devam etmektedir.

Önce Serv'de bizden istenenlere bir göz atalım

Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan-Antep-Urfa-Mardin-Cizre kent merkezleri Suriye'ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;

Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlarda deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek;

Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek;

İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı devleti egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;

Ermenistan (madde 88-93): Osmanlı Ermenistan Cumhuriyetini tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek;

Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;

Azınlık Hakları (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrımüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okullar ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı'nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;

Askeri Konular (madde 152-207): Osmanlı'nın askeri kuvveti, 15.000'i jandarma olmak üzere 50.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesinde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;

Kapitülasyonlar (madde 260-268): Türkiye'nin 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;

Ticaret ve Özel Hukuk (269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek; eski eserler kanunu çıkarılacak vb.

Padişahın şahsında simgesel bir egemenlik korunsa da, uygulamada Türkiye İtilaf devletlerinin ortaklaşa yöneteceği bir sömürge durumuna getirilmiştir. Burada dikkati çeken, müttefik devletler arasında gözetilen dengelerdir. Bir dizi önlemle, taraflardan herhangi birinin Türkiye üzerinde tek yanlı egemenlik kurmasının önüne geçilmiştir. (Vikipedi Özgür ansiklopedi)

Sevr'le ülkemiz tam bir sömürge haline getirilmek istenmiştir. Lozan bu isteğe karşı çıkan ve misaki milli sınırlarımızı çizen anlaşma olmuştur ama 1938 den sonra Lozan'da delinmeye başlamıştır.

Bu gün ise Türkiye'de AB uyum yasaları doğrultusunda serv yeniden canlandırılmaktadır. Yukarıda Bir bazı bölümlerini verdiğim serv anlaşmasında istenenlerin bu gün bize kabul ettirilen AB uyum yasaları ile benzerliği inkar edilemez. Biraz daha yumuşatılmış ama ana fikir aynı.

İnkar etmiyelim Türkiye artık bir sömürge ülkesidir. Bu günkü durumda bile bir sömürge ülkesi haline geldiğimizi görmek istemeyen ve Sömürgeden kurtuluşumuzun simgesi olan TBMM çatısı altında ülkeyi sömürge valilerinin eline teslim eden milletvekillerine seslenmek istiyorum. Sömürge olarak yaşamak istemiyorsanız tarihinizi bir kez daha gözden geçirin ve sömürge haline geldikten sonra bu gün siyasi emelleriniz için kullandığınız dininizinde elinizden alınacağını bilin Ey AKP milletvekilleri. Ey muhalefet yaptığını sanan milletvekilleri sizde koltuk sevdasından vaz geçip, koltuğu koyabileceğiniz yere sahip olma sevdasına düşün biraz da.


Ayla Berkin
13 Şubat 2013
 
Üst