Türkiye'mizi Bekleyen En Yakın Ve En Büyük Tehlike...

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
TÜRKİYE'MİZİ BEKLEYEN EN YAKIN VE EN BÜYÜK TEHLİKE...

Memleket, sonu kaos olan, önlenemez bir neticeye doğru hızla yol almaktadır.

En yakın ve en büyük tehlike Güneydoğuda estirilen ayrılıkçı rüzgarlardır.

İktidar önderliğinde sinsice uygulanmakta olan İmralı (Öcalan) merkezli “açılım projesi” diğer adı ile “Türk Vatanının bölünme projesi” çok tehlikeli kıyılarda dolaşmaktadır.

BDP'nin Diyarbakır Belediye başkan adayı Gültan Kışanak seçim sonrası için bölücülük konusunda çok açık konuştu.

<<<<“Öz yönetimle özgür kimlik inşası süreci başlatacağız; yasaları, sistemi zorlayacağız!

Seçilmem durumunda yasaları zorlayacak, sistemi zorlayacak çalışmalar yapacağım.

Seçim sloganını 'Öz Yönetimle Özgür Kimlik' diye belirledik.

Bunun adı, Kürt halkının statüsüdür.

Yani biz artık Kürt halkının statü talebine Ankara'nın ne yanıt vereceği ile meşgul olamayız.

Seçimlerden sonra özgür bir kent olacağız.

Başkan Apo, Diyarbakır'a, Kürdistan'a gelecek halkıyla buluşacak.

Ancak siz oyalamaya, halkımızın özgürlük talebini ertelemeye kalkışırsanız, sizi beklemeyeceğiz. Halk olarak öz yönetimlerimizi, özerk sistemimizi inşa edeceğiz”>>>

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirbaş ise;

>>> "Kürtler artık kendilerini yönetme aşamasına geldi. Devleti beklemek zorunda değiliz. Seçimlerden sonra daha özgür olacağız, diyerek Kışanak’a destek verdi.<<<

Yoruma gerek yok… Düşman tarafı bayrağı çekmiş, silahını çekmesine ramak kaldı.

AKP iktidarının memlekete yaptığı en büyük kötülük ise, Büyükşehir belediyelerini İl Belediyesi şekline dönüştürmek oldu.

Diyarbakır’da Kışanak’ın İl Belediye Başkanı seçildiğini düşünemiyorum. Bu halde İl hudutları dahilinde “Türk haklarından” söz edilebileceğini sanmıyorum. Diğer Güneydoğu il belediyelerinde de durum bundan farksız olmayacaktır.

Yakında Kışanak’ın varoluş kavgası vardır.

Dost tarafında ise durum yürekler acısıdır.

İktidar, kutu kutu paralar, para sayma makineleri, bir evde 7 adet para kasası vs. yani Dünya’da asırların soygunu meselesinin kendisine uzanmasından tedirgin olmuş, garip duygulara kapılmıştır. Zevahiri kurtarmak için kendi kendine diktatoryal yasalar çıkarmakla meşguldür. Memleket bütünlüğünü düşünecek hali kalmamıştır.

Türk ordusunun ve Türk Milletinin güzide evlatları, Emekli Genel Kurmay Başkanı dahil ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezalarına çarptırılmış, ordumuz çökertilmiş, Doğu’da, Güneydoğu’da etkinliğini kaybetmiştir. Doğu Güneydoğu’da bölücü zihniyet etkinliğini sürdürmektedir.

900 km.lik Suriye sınırımız yolgeçen hanı olmuş, fiili kontrol ortadan kalkmıştır.

AKP ise Kıbrıs’ta, alelacele çözüm müzakerelerine oturmuş, mesele “ver-kurtul” zihniyeti ile hemen halledilip iç politikada puan toplama kurnazlığına yatılmıştır.

Mahalli seçimlerden sonra Kışanakların çıkaracakları isyana karşı TC’nin eli kolu bağlıdır. İsyanın bastırılması için aşırı güç kullanımına kalkıldığında uygar görünümlü “Vahşi Batı” ayağa kalkacaktır. Her türlü yaptırımlar ile Türkiye’nin başına dikilecektir.

AKP içinde bu gidişe dur diyerek istifa edecek 60-70 sağduyulu insan yok mudur?

Bence Erdoğan’dan ziyade ona destek vermeyi sürdüren milletvekilleri sorumludur.

Bu gidişle Türkiye parçalanma sürecine girmiş, ikinci bir Suriye olacaktır. İşte Türkiye’miz için en yakın ve en büyük tehlike budur. Benden söylemesi...


Hoşça kalınız.
19 Şubat 2014
Hüseyin LAPTALI
 
Üst