Tarihte hiçbir tam bağımsızlık yoktur ki, savaşarak, mücadele ile alınmamış olsun. Irak Türklüğü canımız, özümüzdür, ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin bu konudaki tutumu ortadadır, bu bir realitedir.Başımızda ne “Ömrüm yeterse Musul ve Kerkük’ü geri alacağım” diyen Mustafa Kemal Atatürk , ne de ömrünün sonuna kadar Irak Türklüğü'nün bağımsızlık mücadelesini destekleyen Son Başbuğ Alparslan Türkeş var.
Irak Türk'ü bağımsızlığını kazanmak için savaşmalıdır.
Bağımsızlık söke söke alınır, Türkmen kardeşime silaha sarılmak farz olmuştur.Aksi taktirde ne yazık ki Irak Türklüğü için ufukta bağımsızlık görülmemektedir.
Türkiye ne zaman gelecek" umudunun da mevcut siyasi bağlam soğukkanlılıkla incelendiğinde beyhude olduğunu görmek zor değildir.
Türk'ün kanına Tanrı'nın özenle nakşettiği savaş sanatını, Irak Türk'ü artık sergilemelidir.
"Zor oyun bozar" derler, Türkmen kardeşim, üzerinde yüzlerce yıldır oynanan oyunu bozmanın sırasıdır.
Bugün savaşmaz isen, yarın, bugüne değin gördüğün zulüm ve haksızlığın çok daha büyüğünü göreceğini bugünden görmelisin.
Bağımsızlık mücadelenin zor olacağı aşikardır. Ancak yedi düvele Anadolu'yu dar eden bir ırkın evladısın sen, bağımsızlık için savaşırken şehit olmanın onurunu kansız peşmerge namlusu altında esir yaşamaya değişmemelisin. Bu bir Türk'e yakışmaz.Bağımsızlığı kazanmak zordur, ancak esaretin zorluğu bir Türk için katlanılmaz olsa gerek.
Gerçek odur ki ölüm hepimizi mutlaka bulacaktır.
Ölüm korkusu saçma bir korkudur. Türk, şanla dolu tarihini elbette ki önce bu korkuyu dimağından atarak yazmıştır.Türk’ün kalbinde Allah korkusu dışında bir korkunun barınması soyumuzun tabiatına aykırıdır.
O halde kişi kutlu bir yolda ölmelidir. İstiklal için gelen ölüm ne büyük bir şereftir!
İstiklal için ölümü göze alamayan milletler, istiklali bekleye-dururlar. “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası ile yola çıkan milletler mutlaka bağımsızlığını elde ederler diyemem. Ancak bu sözü milletçe söyleyip gereğini yapan milletler, bakiyelerine şerefli bir tarih bırakırlar. İstiklal için mücadele şuurunu nesilden nesile aktarıp canlı tutan bir milletin hürriyetini engelleyebilecek bir gücü tarih yazmamıştır.
Bağımsızlık azmini kararlılıkla ortaya koyduğun gün Türkiye'deki kardeşinin yanında olma şansı çok daha fazla olur. Senin peşmerge boyunduruğunda yaşadığın her gün Türk olarak bana azaptır. Bana bu ızdırabı yaşatmamalı, yanında yer alma şansı vermelisin.
Irak’ın bütünlüğü masalına sadece sen inanıyorsun kardeşim. O hayal oldu gitti, bu gerçeği görmeli, hakkını başkasının vermesini beklememelisin.
Mustafa Kemal Atatürk’ün "Rica ile, merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklâli kurtarılmaz. Türk milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır” sözü sana hitap ediyor olsa gerek.
Sahipleri itlere yalını verir, itlerden itaat beklerler. Kurtlar daima hakkını mücadele ederek kazanmak zorundadır. Billahi bir Türk’e yakışan budur. İnsanlıktan nasibini almamışlardan merhamet beklememeli, onlara merhamet etmemelisin. Kaldı ki sen barış için ne gerekiyorsa yaptın, aynı çabayı bağımsızlığın için de göstermelisin.
Bugün kanla almayacağın bir bağımsızlığı almak için yarın ayağa kalktığında damarlarındaki kanının emperyalistler ve uşakları tarafından içilmiş olduğunu ansızın fark edebilirsin. O gün bağımsızlığın sana hayal olduğu gündür. O günü beklememelisin.
“Bana yok, ırkıma yok izmihlal” sözünün Irak Türklüğünde tecellisi ancak senin kendi bağımsızlık kavganı verebilme iradesini göstermenle mümkün olacaktır. Gün kadere yanma değil, sana bu zumlu reva görenleri yüreğinde yanan bağımsızlık ateşiyle yakma, gönderine çapulcu paçavrası değil, öz tuğunu çekme günü olsa gerektir.
KÜN TUĞ BOLGIL KÖK KURIKAN...
Haber Dokuz
Bir KERKÜK Hoyratıyla son verelim...
“Kerkükliyen men özüm
Kulak ver dinle sözüm
Aşiretim Türklüğe kurban
Evvel baştan men özüm."