Türk’ün tarihi misyonu ve türk milliyetçileri

Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
TÜRK’ÜN TARİHİ MİSYONU VE TÜRK MİLLİYETÇİLERİ/M. GÜNAY SIDDIKOĞLU

Kan ve gözyaşının akmadığı, insanın insanı ve bir milletin başka bir milleti sömürmediği, hak sahibinin hakkını aldığı, bir dünyanın kurulmasında millet olarak bizim de yapacağımız çok şey vardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren “Dünya Nizamı” nı ve “Dünya Barışını“ hedeflemiş bir millet olarak bu tarihi misyonumuza tekrar sahip çıkmak zorundayız. Ben, dünyada Hakkın ve barışın hâkim olacağına ve Türk milletinin bu işin öncülüğünü edeceğine yürekten inanıyorum. Türklüğün ve Türk Dünyasının önderliğinde kan ve göz yaşının akmadığı ve Cenabı Allah’ın adının hâkim olduğu bir dünya mutlaka kurulacaktır.
Türk Dünyasının Bilge Lideri Alparslan TÜRKEŞ, Türk Milletinin barışa ve insanlığa yapmış olduğu hizmetler ve katkılar konusunda şöyle der:
“Türk Milleti'nin insanlık tarihinde ve medeniyet hayatında daima üstün bir yeri ve vazifesi olmuştur. Türk Milleti içine kapanık, cihan ve insanlık bütünlüğünden tecrit edilmiş bir hayata hiç bir zaman iltifat etmemiş, cihan şümul bir hayatı kıtalar üzerinde “Cihan Devletleri “kurarak yüz yıllar boyu sürdüre gelmiştir. Yoğun bir medeniyet kuruculuğu ve taşıyıcılığı yapılmış, hak, adalet ve nizam fikri teşkilatçılık üstünlüğü ile insanlığa, milletlerin ve insanlığının hayatına müspet yön verilmiş, mutluluklar sağlanmıştır. Milletimizin seciyesindeki saklı bulunan Yaratıcı Kudret'in lütfü olan meziyetler, Türk Milletini her engeli aşmaya, her zorluğu yenmeğe yeterli kılmaktadır. Türklük beşeriyet için müspet ve ilahi bir göreve sahiptir. Bu günkü gençliğin milli şuurla uyanarak titreyip kendine dönmesi Türk Milletini yeni bir geleceğe doğru uçuracaktır."
Türk milleti bu altın çağın öncülüğünü yapmaya hazırdır. Çünkü Türk milleti bu yolda : "Tarihi tecrübe ve birikim sahibidir. Dünya barışını gerçekleştirecek evrensel değerlere ve kültüre sahiptir." Evet biz; barışçıyız, dünya barışından yanayız. Haklının ve hak sahibinin hakkını aldığı, hiç kimsenin hiç kimseyi ezmediği, adil bir dünyadan yanayız. Hiç kimsenin düşmanı değiliz. Sadece insanlığın ve milli varlığımızın düşmanı olanların düşmanıyız.
Dünyaya şöyle bir baktığımızda, kan ve gözyaşının aktığı, güçlünün zayıfı ezdiği, hak sahiplerinin hakkını alamadığı bir zulüm düzeninin hüküm sürdüğünü Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada terör olayları başta olmak üzere bir fitne ve kargaşa döneminin yaşandığı görülmektedir. Bu tablonun baş sorumlusu hiç şüphesiz inanan kadrolar ve tüm Müslümanlardır. Çünkü Müslümanlar yeryüzünde barışı ve adalet sağlamakla görevlidirler. Fakat aralarında birlik ve dayanışma olmadığından bu görevlerini yerine getirememektedirler. Dünyada barışı adaleti tesis etmek bir yana bugünün İslam coğrafyası kendi kendini idare etmekten aciz bir konuma düşmüş Yahudi ve Hıristiyanların oyuncağı konumundadır… Bunun tek sebebi vardır o da inanan kadroların ve İslam devletlerinin birlik ve dayanışma içerisinde olmayışlarıdır.
Önce Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler Birlik Olmalı
Türkiye’yi bu sıkıntılı dönemden düzlüğe çıkarmak, arkasından Türk ve Müslüman birliğini kurmak ve dünya nizamına-barışına katkıda bulunmak için bu düşünceyi savunan kadroların mutlaka iktidar olması gerekmektedir. Bunun içinde öncelikle bütün Türk milliyetçilerinin, Ülkücülerin ve vatanseverlerin birlik içerisinde olması ve MHP’yi iktidara taşıması gerekir. Sevgili Peygamberimizin buyurdukları gibi “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” Kur’an-ı Kerim bu gerçeğe parmak basıyor ve bizleri şöyle uyarıyor:
Kâfirler de aslında birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz de öyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar.” (Enfal/73)
Sevgili Peygamberimizin “İnsanların en hayırlısı insanlara hizmet edendir” buyurdukları gibi ÜLKÜCÜLÜK “İnsanlığa ve Türk milletine karşı duyulan aşkın, sevginin ve bu aşka ve sevgiye inanan kadroların özel adıdır.
Ülkücüler bu milletin en salih ve hayra en yatkın topluluğudur. Salihliklerini ve samimiyetlerini Allah yolunda malları ve canları ile mücadele ederek 5.000 şehit vererek ispatlamışlardır. Cenâb-ı Hakk, Salih kullarına şöyle sesleniyor:
Biz iman edip salih amel işleyenleri, yeryüzünde fesat çıkaranlarla aynı mı tutacağız? Yoksa takva sahiplerini, arsız sapıklar gibi mi yapacağız “ (Sad / 38)
CENÂB-I HAKK ZAFER VADEDİYOR
Cenâb-ı Hak, iman edip salih amel işleyenlere, imanları ve salih amellerinin karşılığı olarak yeryüzüne mutlaka egemen kılacağını vaad etmekte ve Nur suresi 55. ayette şöyle buyurmaktadır:
Allah, içinizden iman edip salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi, onlarıda yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaade bulunmuştur.” Yüce Allah’ın izniyle, Türklüğün ve Türk Dünyasının önderliğinde hak sahibinin hakkını aldığı, kan ve gözyaşının akmadığı ve Cenabı Allah’ın adının hâkim olduğu bir dünyayı şimdiden görür gibi oluyorum. Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir.” (Âl-i İmran 3/139) Gün birlik olmak ve safları sıklaştırmak günüdür.

 
Üst