UBP, Hükümet Programı Mecliste

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
UBP, Hükümet Programı Mecliste

Dün Genel Başkan Dr.Derviş Eroğlu tarafından oluşturulan UBP Hükümetinin “Programı”, KKTC Meclisinde okundu. Bu Anayasal gerektir. Bundan sonra da süresi içinde tartışılacak ve sonuçta “Güven Oyuna” başvurulacaktır. UBP, Mecliste 26 Milletvekili ile temsil edilmektedir. Yaptığım görüşmelere dayanarak Hükümetin en az 26 oyla Güven Oyu alacağını söyleyebilirim. Tartışmalar geride kaldı. Herkes halka verdiği sözün arkasında durmaktadır. Bizlere bunu söylediler.

Hükümet Programının yazılı metni elimde. Dün de bunu Kanal T’de bir buçuk saat konuştuk. Görüşlerimi burada yineleyeceğim. Önce karşı kamptan bir dostumun eleştirisine yanıt vermek istiyorum. Eski bir dost, her zaman CTP’li. Programdan çıktım, bana telefon etti ve “Rumlara çok ağır yükleniyor ve hiç güven duymuyorsun” dedi. Ben de görüşümü söyledim. Ancak bugün yazıma başlarken o dostuma ve onun gibi düşünenlere yanıt olmak üzere “Milliyet” gazetesi yazarlarından, Mülkiyeli dostum ve TC Merkez Bankası eski Başkanı ve Hazine Bakanlığı yapan Yaman Törüner’in yazısından kısa bir alıntı yapmak istiyorum. İşte o bölüm:

“YUNANİSTAN SİLÂHLANIYOR-“Yunanistan ve Güney Kıbrıs, tarihlerinde görülmemiş ölçüde silahlanıyor. Son 5 yıldır, dünyanın en çok silah ithal eden ülkeleri arasında Yunanistan 5. sırayı aldı. Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki silahlanma hareketi de Ortadoğu ülkelerinin birçoğunun üzerinde. Komşularımız, aşırı ölçüde silahlanıyor. Güney Kıbrıs’ta 80 bin kişinin evinde otomatik silah bulunduğu hesaplanıyor.

Ülkelerinde savaş hali ya da savaş olasılığı bulunan hükümetlerin silahlanması anlaşılabilir; ama, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın bu denli yüksek ölçüde askeri harcama yapıp silah alması, anlaşılır gibi değil. Acaba, Kıbrıs’ta yeni “oldubitti” hesapları mı yapılıyor?”

Yunanistan’ın ve “Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti’nin” nufusu belli. O kadar küçük ülkeler acaba silâhlanmada Dünya’da beşinci sırayı nasıl alırlar? Bunu da Ruma yama olmak için can atanlar ve her ne koşul altında olursa olsun “Birleşik Kıbrıs” yaratmak isteyenler düşünsünler... Zamanında Rum Başkan Vasiliu “Türkiye Kıbrıs’a yeniden müdahale edecekse gezintiye gelemeyecek” demişti... Bu 1960’da yapılan hatanın aynı olmaz mı?

&&&

HÜKÜMET PROGRAMI, tam 62 sayfa. Programın temeli UBP Seçim Bildirgesi. Bazı bölümler özet olarak alınmış. Örneğin Kıbrıs ve Dışpolitika bölümü, Seçim Bildirgesi kadar açıklayıcı değil. Ancak her Hükümet bunu yapmaktadır. Özünü işaret etmek yeterli bulunmaktadır.

Bunun açılımını gazete haberlerinde bulabilirsiniz. Temeli şudur: “Adada iki halk, iki demokrasi olduğu, Kıbıs konusuna bütünlüklü çözüm istendiği, mülkiyet ve garantörlüğün görüşmeler dışında çözülemeyeceği, hedefin iki kesimlilik, Kurucu Devletlerin siyasi eşitliği ve ortaklığı olduğu ve yeni bir ortaklık oluşturulacağı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği” .


Bakanlıklara göre değil konulara göre derleme yapmak istiyorum:

1.Önce Başbakanlık: Seçim Bildirgesinde çarpıcı olarak ileri sürülen “Serbest Bölgeler”,Türkiye’den borularla su ve gas taşınması; alternatif enerji ile elektrik üretilmesi, çağdaş haberleşme Başbakanlık bünyesinde “YAGA” altında örgütlenmeli ve orası dinamik kişi veya kişilerle takviye edilmelidir.

Kooperatifçilik yeniden köyün atar nabzı hale sokulmalı, Kop. Merkez Bankası yeniden yatırımlara geçmelidir.

Bankacılık yapacağım diye kalkıp Kooperatiçilikten vazgeçilmesi hatadır; ya Bankalar Yasası veya Kooperatifler Yasası altında faaliyete karar vermelidir. Yeterince “Banka” vardır. Koop. Merkez Bankası da sadece Kooperatiflere hızmet etmelidir.


(Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, KKTC Serbest Bölge projesini darbelemek için “Güney Kıbrıs’ın Akdenizin ticaret merkezi yapılması” projesini öne çıkardığına dikkatinizi çekerim... Türkiye’den borularla su getirilmesini darbelemek için de, AB, en pahalı yöntem olan denizden arıtma yoluyla su sağlanmasını öne çıkarmıştır. Amaç Türkiye ile borularla su bağı kurulmamasıdır).

Başbakan ve ilgili Bakanlar YAGA ile sık sık biraraya gelerek yatırımlara hız katabilirler. Bunlara, dıştan da uzman kişiler davet edilip görüşleri alınabilir.

2. Seçim öncesinde CTP Hükümeti ile Türkiye arasında imzalanan “Parasal katkı anlaşması” gözden geçirilmeli ve CTP önceliklerine göre değil, UBP önceliklerine göre değiştirilmelidir. Eğitim, Sanayi, Esnaf Kredileri, Genç Yatırımcıları finanse etmek öne geçirilmelidir.

3.Maliye Bakanlığı gereksiz harcamalardan tasarruf etmeli ama Kamu Harcamalarını kısmamalı, çarşıya canlı para enjekte etmenin yolunu açmalıdır. Maliye Bakanı, KKTC Merkez Bankası ile görüşerek anlaşmalı ve Türkiye’de olduğu gibi o paraleldeki faiz geliri ile “Hazine Bonosu “çıkararak ihracata dönük ve ek istihdam yaratacak projeleri finanse etmelidir. Yatırımlar için özel sektörün dış borçlanmasına “Banka veya Hazine Garantileri” yaratarak destek olunmalıdır.

İskânda puanı olan ve mal alamayanlara mal tahsisi sürmelidir. CTP bunu durdurmuştu. Özel Vakıfa ait mallara karşılık mal verilmeli, Maraş’taki Vakıf malları sahiplerine derhâl teslim edilmelidir.

4.İnşaat Sektöründeki tıkanıklığın giderileceği güvencesi verilmişti. Programda da bu vardır. O hâlde “Özel Fon” oluşturulmalı, inşaatı tamamlanan binaların yerel halka veya Türkiye ve Ortadoğu ülkelerine taksitli olarak satışı yapılmalıdır. AB ülkelerinden gelip mal alanların sıkıntıları varsa onlara paraları ödenerek malları “Fon” tarafından devranılmalı ve satılmalıdır.

5.Sivil Havacılık Yasası çıkarılmalı ve Geçitkale Havaalanı Serbest Bölge ilân edilmeli ve de Ercan gibi Sivil Havacılık tarafından açılıp işletilmelidir. Yatırımcılara o havaalanından arazi kiralanmasına gidilmelidir. Havaalanını ona buna toptan kiralamak işe yaramadı, yine yaramayacaktır. İhaleden vazgeçilmelidir.

6.Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığına destek olunmalı, Eylül ayına kadar uygun kitaplar yeniden yazılmalı ve “Milli Eğitim “ ve eğitimde birlik sağlanmalı, Kolejler etkin şekilde açılmalıdır. Güneye öğrenci gönderilerek her türlü sınava girmelerine göz yuman Sendikaların, KKTC’de sınavı bahane ederek Türk Öğrencilerin Rum okullarına taşınmasına neden olan girişimleri reddedilmelidir. Santajla bu vatanın Ruma yamalanamayacağı onlara anlatılmalıdır.

Program elimizdedir. Mecliste görüşüldüğü sürece, tartışmaların alacağı yöne bakarak konulara yeniden döneceğim. Bizim istediğimiz tektir: KKTC Hükümeti başarılı olmalı, bu vatan Ruma yamalanmamalıdır.
 
Üst