Üçü Birarada ve Hepsi Aynı Kafada!

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ÜÇÜ BİRARADA
VE HEPSİ AYNI KAFADA!

(Hrisostomos, Hristofyas ve Papandreu Efendiler…)



’’ Tarihin akışını tersine çevirmeye hiç kimsenin gücü yetmez… Çevirmeye çalışanlar başlarını tarihe çarparlar…’’

Geçtiğimiz üç hafta içerisinde, Kıbrıs konusu ile ilgili olarak üç önemli olay yaşandı!

Bunlardan birincisi:

İzmir’in Pınar Karşıyaka adını taşıyan basketbol takımımızın, Güney Rum Kesiminde 21.Aralık.2010 tarihinde saldırıya uğramasıydı…

Peki, bu saldırıya destek verenler, bu saldırıyı yapan Rum’lar kimdi? Neden 21. Aralık tarihi seçilmişti ve ne mesaj verilmek istenmişti? Pekiyi faşist Rum saldırılarına hedef olan, Pınar Karşıyaka Basketbol takımımızın tarihten gelen özelliği neydi?

Tarihin gerçeklerini içeren sayfaları araladığımızda; 21.Aralık Tarihi, Kıbrıs Türk Halkı için kanla, yakıp, yıkmayla yaşanmış acı dolu bir yaşam kesitini ifade eder… Çünkü bundan 47 yıl önce, 21.Aralık.1963 Tarihinde Kıbrıs Türk Halkı anayasal ve kurucu ortağı olduğu, Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetinden diğer ortağı Rumlar tarafından atılmış ve o tarihte Acritas planı diye bilinen bir jenosit uygulaması ile karşı karşıya kalmışlardır.

47 yıl sonra, aynı tarihte, Güney Rum Kesiminde oynanan Apoel- Pınar Karşıyaka Basketbol müsabakasında, takımımıza karşı bu faşist saldırı neden yapılmıştı? Kurtuluş savaşımız ve öncesinde; Güzel İzmir’imiz de, 1914 yılında Altay spor kulübü kuruluncaya kadar, var olan yegâne Türk takımı Karşıyaka spor kulübüdür…

1912 yılında kurulan bu güzide kulüp; kurtuluş savaşına kadar, o bölgede bulunan Yunan ve İtalyan takımları ile oynadığı hiçbir maçı kaybetmemiştir. Kurtuluş savaşında vatan savunmasında da görev alan bu yiğit takımımızın oyuncuları; büyük taarruz da, Yunanı denize döken süvarilerimiz arasında da yer almışlardır. Büyük Kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk; İzmir’in kurtuluşunda ilk geceyi Karşıyaka da bir köşkte geçirmiştir. Kendisine verilen yemeğe davet edilen Karşıyaka kulübü yöneticilerinden savaş nedeniyle durdurulan spor faaliyetlerine devam edilmesi ricasında bulunmuş ve yaşadığı sürece, bu vatansever kulübümüzden daima övgü ile bahsederek desteklemiştir...

İşte 47 yıl sonra, 21.Aralık.2010 tarihinde, o olaylı basketbol müsabakasında, Rum’un gerçek yüzünün ne olduğu, bir kez daha ortaya çıktı… Olaylı gecede takımızın karşısında yer alan, Rum Apoel basketbol takımı; 1.Nisan.1955 tarihinde Başpiskopos Makarios’un talimatı ile kurulan E.O.K.A terör örgütünün tüm ırkçı söylem ve eylemlerini benimsemiş bir taraftar kitlesine sahiptir.

O gece, basketbolcularımıza saldıranlar… Yukarıda belirtmiş olduğum tarihi gerçeklerin ışığında değerlendirildiğinde; 21.Aralık.1963 tarihinde, Kıbrıs Türk Halkına uygulamış oldukları o acımasızlıklarını yansıtan hem o karanlık yüzlerini, hem de bitmeyen kinlerini, bu defa 47 yıl sonra aynı tarihte; 1955 yılından, 1974 yılına kadar Kıbrıs Türklerine uygulamadıkları insanlık ayıbı kalmayan, E.O.K.A terör örgütünün devamıyız diye övünen,’’ELAM’’ isimli örgüt mensubu olan Rum gençleri ile göstermiş ve oyuncularımıza kabul edilemez küfürlü, bombalı, taşlı ve sopalı saldırıda bulunmuşlardır…

Kime karşı? Güney Rum kesimine, sadece spor müsabakası amacı ile gelen bir avuç gencimize karşı… Ne için? Sadece Türk oldukları için!

Kabul edilmesi asla mümkün olmayan bu olaydan sonra, Güney Rum Kesimi toplumu lideri Hristofyas efendi, sadece şu açıklamayı yapmıştı: ‘’Bu müsabakada yaşanan olaylar bir avuç ırkçının taşkınlığından ibarettir, tüm Rumlara mal edilemez!’’

İşte bu beyan, Rum’un asla değişmeyecek olan zihniyetine yakışan bir açıklama olmuştu! Aslında o kritik müsabakanın yapılacağı kapalı spor salonunda yeterli emniyet tedbirlerini almayan Rum polisinin ki, olaylar sırasında orada bulunan birkaç Rum polisi de, sporcularımıza yapılan saldırıları sadece seyretmişler, sporcularımız kendi ve yöneticilerinin çabaları ile soyunma odasına sığınabilmişlerdi… Hristofyas efendi, bu olay nedeniyle ne bir yasal soruşturma talimatı vermiş! Ne de Güney Rum kesimi basketbol federasyonu Apoel basketbol takımına her hangi bir cezai müeyyide uygulamıştır!

Hristofyas Efendi, bununla da kalmamış! Yine geçtiğimiz hafta Güney Rum Kesimine geçen ve K.K.T.C’de yaşayan bir gazetecimizin kendisi ile yapmış olduğu özel röportajda ( ki bu röportaj haberi, T.C de yayınlanan bir gazetede sürmanşetten verilmiştir.) şöyle demiştir:

‘’ Kıbrıs’taki Türk ordusu BM şartlarına aykırıdır. Türkiye Kıbrıs’tan askerini çekmeli. Ayşe evine dönmeli. ( Bunu Türkçe söylemiş!) Ayşe go home olmalı…’’

Hristofyas Efendinin, bugüne kadar o bildik mesajlarının değişmez ifadelerini içeren bu özel röportajının başlığı ise çok manidardı!

‘’ Boğaz’da Balıkla Kıbrıs’ı Çözeriz…’’

Bay Hristo, T.C Cumhurbaşkanı Gül ve T.C Başbakanı Erdoğan’a hitaben yapmış olduğu bu söyleminde; gayrı resmi de olsa, İstanbul Boğazında yapılacak böylesine yemekli bir toplantı da, 50 yıldan beri devam eden Kıbrıs konusunu çözebileceğini ifade etmişti!

Sanki Kıbrıs Milli Davamız, Boğazda kurulacak balık masasına meze yapılabilirmiş gibi!

Aslında Rum liderinin amacı, kendisinden öncekilerin amacının aynısı idi! Kıbrıs sorununun çözümü için Türkiye’nin kendilerini muhatap görmesi! Sanki 1963 yılından beri Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı makamını gasp etmemişler gibi!

Adanın yarı buçuğunun lideri olan Rum liderinin; bu gayrı ciddi çağrısına, herhangi bir yanıt gelmedi… Ama o yapmış olduğu bu açıklama ile yine söyleyebileceği her şeyi söylemişti!

Önemli olan böylesine özel bir röportajı yapanın, yapmış olduğu bu röportajın başlığının ne anlama gelebileceğini hesaplamış olması gerekliliğiydi!

İkinci olay ise yukarıda açıkladığım ve sporcularımıza yapılan o alçakça saldırının ardından yaşandı!

Rum kilisesinin Başpapazı Hrisostomos Efendi, bu kabul edilemez olayın hemen ertesi günü, gazete manşetlerine şu açıklamayı yapıyordu:
‘’ Elam örgütünün yürütmüş olduğu bu faaliyetleri destekliyor ve görüşlerini benimsiyorum!’’

Yani Rum Kilisesinin başpapazı yapmış olduğu bu açıklamasıyla; neredeyse 50 yıl öncesinde, Kıbrıs Türk’ünün topyekûn ortadan kaldırılması için Acritas isimli jenosit planının hazırlanması talimatını veren! Bu insanlık suçunu gerçekleştirmesi için E.O.K.A Rum terör örgütünü kurduran, Başpapaz Makarios’un vasiyetine uygun olarak hareket ettiğini bir kez daha ilan etmişti… Tıpkı göreve başladığı günden günümüze kadar yapmış olduğu benzer açıklamalarında olduğu gibi! ( Hrisostomos efendi bu açıklamasını daha sonra inkâr ettiyse de! O günlerde adanın her iki kesiminin yerel basınında bu haberi çoktan yerini almıştı.)

Üçüncü olay ise geçtiğimiz hafta sonunda Erzurum’da yaşandı!

25’inci Dünya Üniversiteler Kış Oyunları Tesislerinin; Erzurum’da ki açılış törenlerine, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Başbakanı tarafından ve konuk olarak davet edilen Yunanistan Başbakanı Papandreu Efendide de katılarak, barış mesajları verdi…

Ancak ne oldu ise bu açılıştan sonra gerçekleşen Büyükelçiler konferansında oldu! Bu toplantıda, Yunanistan Başbakanı Papaendru, vermiş olduğu mesajlarla adeta Türkiye’nin uygulamış olduğu sıfır sorun politikalarının kendileri için hiçbir anlam ifade etmediğini ortaya koydu!

Bay Papandreu’nun vermiş olduğu bu sert mesajların içerisinde, en önemli olanı:

‘’ Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgali devam ettiği sürece AB’ye üye olamaz. Hristofyas’ın karşısında gerçek bir muhataba ihtiyacı var!’’ Açıklamasıydı…

Ülkemizde misafir muamelesi gören ve muhatabınca sevgi yumağı ile sarmalanan, bu efendiye, böylesine bir üslup tabii ki yakışmamıştı! Ama aslında tarihi gerçekleri çarpıtmayı alışkanlık haline getirmiş olan Yunanistan’ın; bu liderinin yapmış olduğu suçlamaların birisi hariç, kalanlarının tamamına T.C Başbakan’ı kendi üslubuyla, genel bir çerçeve içerisinde cevap verdi…

Ama Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olmadığını, Türk Askerinin adaya işgal amacıyla gelmediğini söylemedi/söyleyemedi! Türkiye’nin adaya, 1960 antlaşmasından doğan ve uluslar arası arenada hukuken kabul edilmiş yasal garantörlük hakkını kullanarak ve Kıbrıs Türk Halkının Rumlar tarafından katledilmesinin önüne geçmek amacıyla gelmiş olduğu, söylenmedi/söylenemedi!

O Halde, Yunanistan Başbakanı Bay Papandreu’ya söylenmesi gerekeni, 36 yıl önce ata yadigârı Kıbrıs’ta; vatan ve vazife uğruna savaşan, Mehmetçikleri ile Mücahitlerinin o vatan toprakları için seve, seve hayatlarını feda ettiklerine tanıklık eden, o dönemin bir bölük komutanı ve bir Kıbrıs Gazisi olarak ben cevap vereyim, hem de tarihi gerçeklerin sesiyle:

Bay Papaendru, size sesleniyorum:

Siz, Türkiye’yi işgalci olarak niteleyerek; işgal sürdüğü sürece, T.C’nin AB’ye üye olamayacağını söylediniz ama tarihi gerçekler hiç de öyle söylemiyor!

Bu gerçekleri aslında siz çok iyi biliyorsunuz! Ancak her zaman olduğu gibi aynı şeyi yapıyor ve gerçekleri saptırıyorsunuz. Ama bu defa kaçışınız yok! Çünkü bu defa yaşanan bu gerçeklerin içerisinde, Yunanistan eski başbakanlarından müteveffa pederiniz, Andreas Papandreu ile müteveffa dedeniz Başbakan Yorgo Papandreu da var!

Pekiyi ülkenizde başbakanlık yapan ve ailenizin büyükleri olan bu şahıslar, ne yapmış? Siz bu sorunun cevabını da, çok iyi biliyorsunuz ama anlaşılan o ki, bilmezden geliyorsunuz! Bakın ben size hatırlatayım:

Müteveffa babanız; ‘’Namlunun Ucunda ki Demokrasi‘’isimli kitabında Rum’ların, Türklere nasıl davrandığını çok net bir şekilde ortaya koymuş olup; adada ki istikrarsızlığın nedeninin Rumlar olduğunun altını çizmiştir!

Ya müteveffa dedeniz Yorgo Papandreu ne yapmış?

1964 yılında, Makarios’la anlaşarak, gizlice Kıbrıs’a gönderdiği 20.000 Yunan askeri ile adayı işgal etmek istemiştir. Buna ne diyeceksiniz? Bitmedi!

19.Temmuz.1974 tarihinde Makarios, BM Güvenlik konseyinde yapmış olduğu konuşmada; Kıbrıs’ın istila ve işgal edildiğinden söz ederken, ‘’işgalci’’ olarak, Türkiye’yi değil Yunanistan’ı nitelemiştir!

1955–1974 yılları arasında yaşanan o acılı yılları ve bu olayların müsebbipleri olan Rumların; Türklere karşı uygulamış oldukları o insanlık suçlarını da, unutmuş olamazsınız! Buna en azından, insanlık tarihinin vicdanı müsaade etmez!

Çünkü Rumlar tarafından ve sadece Türk oldukları için hunharca katledilen kardeşlerimizin Çığlıkları hala duyuluyor!

‘’ Onlar 50 yıldır ağlıyorlar! Gözyaşları, keskin bir tırnak gibi insanın kalbini çiziyor…’’ Bu çığlıkları duyuyor musunuz Bay Papandreu?

İşte Sevgili Okurlar; bu yazımda da, onların değişmeyen hedeflerini ve gerçek yüzlerinin ne olduğunu, yaşanan gerçeklerle bir kez daha ve tarihi gerçeklerle ortaya koydum…

Onun içindir ki? Yazıma başlık olarak, bu ifadeyi seçtim!

‘’ Üçü Bir Arada ve Hepsi Aynı Kafada!’’

Yıllardan beri, Kıbrıs konusu ile ilgili olarak yürütülen müzakereler sürecinde, konunun çözümünü engelleyen ve asla vazgeçmeyecekleri Enosis hedefiyle, tarihi gerçekleri çarpıtan ve hala dünyayı aldatmaya devam eden bu üç kafadar değil mi?


Atilla ÇİLİNGİR
13.Ocak.2011
 
Son düzenleme:

turanli38

New member
Katılım
3 Mar 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Üçü Birarada ve Hepsi Aynı Kafada!

Sayin Cilingir,
kusura bakma yazinizin basliginda hata var!
cünkü 3 onlarda 3 de bizde (2 TR-1 KKTC) olmak üzere 6 ediyor.
bak Erzurumda olan örnekgi duymadinizmi, neler demis rte.
 

Fevzi Moray

New member
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Üçü Birarada ve Hepsi Aynı Kafada!

Değerli ve kahraman silah arkadaşım Atilla ÇİLİNGİR, önce Ulusal kanalda dile getirdiklerinizi dikkatle dinledim ve sizinle haddim olmayarak iftihar ettiğimi söylemeliyim. Bu gün de yaşanmış gerçekleri çok anlamlı bir başlık kullanarak üç ders almaz şımarık kafanın içine çakılmış değişmeyecek ilkelerini tarihe not düşmüşsünüz. Gerek dün açıkladıklarınızdan, gerekse bu gün kaleme aldıklarınızdan çok istifade ettim.. Allah, sizin verdiğiniz mücadelede gücünüzü kırmasın.. Saygılarımla benim değerli silah arkadaşım..
Fevzi MORAY
 

bestem

New member
Katılım
31 Eki 2010
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Üçü Birarada ve Hepsi Aynı Kafada!

"Turkiyenin Kibrista isgalci durumunda olmadigini,Turk askerinin adaya isgal amaciyla gelmedigini soylemedi soyliyemedi" diye bir cumle eklemissiniz yaziniza sayin Atilla bey. Benim kafami kurcalayan su. Acaba niye soyliyemedi? Davosta Tam bir imparator edasiyle Israile karsi dururken Rumdan mi korktu? Lutfen cevaplarmisiniz?
Evet kendince bazi aciklamalar yapti da bana gore biraz gec kalinmis cevaplardi. Ati alan Uskudari coktan gecti.
Yazilarinizi buyuk bir zevkle okuyorum. tesekkurler.
 

Nejdet Halil

Dost Üyeler
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Üçü Birarada ve Hepsi Aynı Kafada!

Taksimi isteyin, taksimden kaymayin, sabrinizi kaybetmeyin, hedefimizi kazaniriz...
 
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Üçü Birarada ve Hepsi Aynı Kafada!

Çok Değerli ''Bestem''
Nick'li üyemiz;

Yazıma yapmış olduğunuz katkı ve düşünceleriniz için teşekkürler...Yorumunuzla bana yöneltmiş olduğunuz sorunuzun yanıtı, yazımın en başında ve tırnak içine aldığım cümle ile verilmiştir.Teşekkürlerimle...

Sevgiyle Selamlıyorum
Atilla ÇİLİNGİR
 
Son düzenleme:
Üst