Uygur Türk'lerinin herşeyimizle yanında olmalıyız

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
UYGUR TÜRKLERİNİN AZİZ HATIRASINA


1989 yılıydı. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi’nde, 1978'de mezun olduğu bu üniversitede hocalığa başlayan , "Rus İşgali Döneminde Osmanlı Devleti ile Türkistan Hanlıkları Arasındaki Siyasî Münasebetler " adlı teziyle 1983'de Doçent, "Afganistan ve Türkler" adlı teziyle de 1988'de Profesör olan Tarih Hocası Prof. Dr. Mehmet Saray ile idrak edilecek normal ders düzeninde öğrencilerin ders öncesi şamatası birden derin sükunete dönüştü ve öğrenciler derse giren Hocalarının o günkü derse bir misafir getirdiğini gördüler. Prof Dr. Mehmet Saray’ın takdimiyle, bu misafirin Doğu Türkistan Türklüğünün büyük lideri İsa Yusuf Alptekin olduğu öğrenildi . İsa Yusuf Bey, Prof Dr. Mehmet Saray’ın kendisini öğrencilere tanıştırmasından sonra, dersi üzerine aldı ve yaklaşık iki saat kesintisiz Doğu Türkistan Türklüğünün acı kaderini bizzat kendi hayatından örneklerle anlattı. Hepsi çok etkileyici olan bu bilgiler arasında ikisi öğrencilerin beynine sanki çivi gibi çakılmış ve hiç çıkmamış, unutulmamıştı.
İsa Yusuf Bey, öğrencilere bir soru sordu. Soru şuydu; “Farz edin ki , Uygurların hepsinin elinde bir makineli tüfek var, Çinliler onların önünden sırayla geçiyor ve Uygurlar da onları, çinlileri öldürmek kastıyla tarıyor. Söyleyin, kim galip gelir? Öğrencilerin tamamına yakını “Uygurlar” cevabını verdi. Bu yanlış cevabı beklemekte olan misafir, yanıldınız. “Yine Çinliler galip gelir” dedi. Misafir, bu örneği, Uygurların karşı karşıya bulunduğu çıkmazı anlatmak üzere vermişti. Kadim Türk tarihinin en medeni ve yüksek kültürlü kesimini oluşturan Uygur Türkleri, ne yazık ki Dünya nüfusunun sayısal olarak en büyük kesimini meydana getiren Çinliler karşısında çaresiz idi. Uygurların bu nispetsiz nüfus oranı karşısında hiçbir şansı yoktu. Ancak, Dünyanın yardımı ile hayatlarını, insanî ve kültürel niteliklerini koruyabilirlerdi.
İsa Yusuf Bey’in vedası, bir vebal yükleme şeklinde cereyan etti. Uygurların Türkiye ve Türk Milleti’nden başka yardım alacakları bir güç olmadığını belirttikten sonra, bu anlattıklarının her fırsatta Türk Milletine, anlatılmasını istemişti. “Bundan sarfı nazar ederseniz, bunu yapmazsanız iki elim yakanızdadır, bilesiniz!” uyarısında bulunmuştu. Öğrenciler bu borcu hiç unutmadılar. Şimdi bu yazının iletilebilmesinin en önemli sebeplerinden biri de budur.
Türkiye’de Uygur meselesi, Filistin meselesine gösterilen hassasiyetin milyarda biri kadar olsun ilgi çekmemektedir. Türkiye’nin etkilileri, Uygurlara Fransızların gösterdiği ilginin bile çok azını gösterdiler. Bunu merak edenler, Türk medyası ile Fransız medyasını karşılaştırabilirler. Türk hükümetinin resmi bir tavrının olduğu görülmüyor. Bir iki medya beyanatından öteye geçemeyen laf ola beri gele kabilinden etkisiz zayıf tepkiler var. Bizi yönetenlerin Türkiye’nin bu gün gerçek gündeminde Hükümeti, halkı, medyası, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla her şeyi ile sıcak tutması, üzerine gitmesi gereken, “Türklerin atalarının ahfadı olan” Doğu Türkistan Türklerine, Uygur Kardeşlerimize kalleş Çinli tarafından reva görülen soykırım tehdidi ve asimilasyon uygulaması, toplu katliam ve tecavüz olayları derhal TBMM toplanarak Türk Ulusunun alacağı tavır ve koyacağı tepkiler tespit edilmeli, ülke çapında bilhassa gençlerin önderliğinde etkili ve şiddetli tepkilere sahne olan protesto gösterilerı düzenlenmeli, ekonomik yaptırımlara gidilerek ucuz ve adi çin mallarına boykotlar yapılmalı, Çin elçi ve konsoloslarına pılı pırtılarını toplayıp defolmaları, ülkemizi terketmeleri postası koyulmalı idi.
Uygurların yaşadığı zulüm, Tibetlilerden, Filistinden, Irak’ta yaşananlardan daha az değildir. Türkiye Türklüğü ilgisiz olsa da, bu mesele insanlığın ortak vicdanında tepki bulacak boyutlara ulaşmıştır. Umuyoruz ki, İnsanlığın ölümsüz ortak vicdanı Uygurların haklı davasına sahip çıkacaktır. Biz, şimdiki ayaklanmanın lideri olduğu anlaşılan Rabia Kadir’e, onun dava arkadaşlarına içten saygılarımızla başarı temenni ediyor, 500’den fazla şehidin ününde saygıyla eğiliyoruz. İsa Yusuf Bey’den sonra ciddî ölçüde lider sıkıntısı yaşayan Uygur Türklüğünün, Rabia Kadir’in şahsında, yeni bir lidere sahip olmalarını temenni ediyoruz. Bu cesur kadının Uygurların Dalay Lama’sı olmasını umuyoruz. Kendisine esenlikler içinde uzun ömür diliyoruz.
Son olarak da; Türkiye’mizdeki etkili ve yetkili Kurumlarımızın; Başta Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Hükümet üyeleri ve diğer zevatın “Bir Türk Olarak Büyük Atatürk’ün NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE anlayışına örnek olacak şekilde TİTREYİP KENDİLERİNE DÖNMESİNİN zamanı olduğunu, Dünyadaki bütün Türklerin bunu beklediklerini düşündüğümü arz ediyoruz.
Saygılarımızla…Türk’ler adına yaşlı bir Türk….
Tanrım, Allah’ım, Yüce Yaradan, Mevla’mız, başta Uygur kardeşlerim olmak üzere bütün Türkleri zulüm ve haksızlıklardan Koru ve Acunda Türk’ü güçlü ve hakim kıl, bizleri gaflet ve delalet uykusundan uyandır. Amin.
 
Son düzenleme:

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Uygur Türk'lerinin herşeyimizle yanında olmalıyız

Uygurların soyağacı



Karluk ---------------------------------------- Uygur (Dokuz Oğuz) ------------------------------------------- Başmil



Uygur Kağanlığı


(Kül Bilge Kağan)
(744 - 840)






Karluk ---------------------------------------------- Karahoca Uygur ----------------------------------------- Kansu Uygur
(991 - 1211/1368) (905 - 1226)


Karahanlılar

(840 - 1041)





Batı Karahanlılar -------------------------------------------- Doğu Karahanlılar
(1041 - 1089/1212) (1041 - 1212)



 
Son düzenleme:
Üst