Vatandaş "İyi Ki; Devletim Var" Diyebilmelidir!!!

Ahmet Ötüken

Onursal Üye
Katılım
17 Nis 2012
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Puanları
0
VATANDAŞ "İYİ Kİ; DEVLETİM VAR" DİYEBİLMELİDİR!!!

Kıbrıs uyuşmazlığı kaç lider gördü. Kaç BM Genel Sekreteri eskitti. Buna rağmen sonlandırılamadı.

Keşmir, Filistin ve Kıbrıs gibi sorunların çözümsüz kaldığı ülkeler dikkat edilirse tümü de Müslüman ülkeler.

Son yirmi yılda beklide 40’a yakın yeni ve bağımsız devlet kuruldu. Bunların önemli bir kısmı BM’ye üye bile oldular. Kosova gibi bazı ülkelerse tanınmış olmalarına karşın kimi Konsey üyelerinin itirazı nedeniyle hala BM’ye üyelikleri askıda bekletiliyor.

Hindistan ve Pakistan arasında bir uyuşmazlık konusu olan Keşmir sorunun her halde bu gün için çözümü gündemde bile yok. Sanırım taraflar arasında müzakere bile yapılmıyor.

Büyük süper güçler daha doğrusu dünya’ya bir şekilde şekil verenler güya Filistin sorunu’nun iki devletli bir formülle çözümüne destek veriyorlar. Ancak lafta. Özellikle ABD ve batılıların İsrail’i gücendirecek ciddi bir adım atmaya niyetleri yok!

Aslında; yeni ve bağımsız devletlerin son yıllarda dünyadaki yerlerini aldığını söylüyoruz ya yakında emin olun ‘Atlantik ötesi’nde çizilen çıkara dayalı planlamalar nedeniyle özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde yeni yeni devletçiklerin kurulduğuna tanık olacağız.

Peki ortada bu gerçekler varken; Kıbrıs Türk Halkı’nın ortağı olduğu devleten zorla ve kanla dışlandıktan sonra aşama aşama ulaştığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti neden aradan 28 yıl geçmesine rağmen hala tanınmadı?

Neden tanınmamakta,

Neden görmezden gelinmekte,

Hatta ambargolar altında bir yaşama mahkum edilmekte?

Neden illa ki Rumların egemen olacağı sözde federal birleşik bir Kıbrıs çözümü tek çıkar yol olarak önümüze konmakta?

Büyük güçlerin bizimle dertleri nedir?

Bu sorunun yanıtı gayet açık ve nettir!

Çünkü çıkarları Doğu Akdeniz’de ikinci bağımsız bir Türk Devleti’nin varlığını kendi çıkarlarına aykırı buluyorlar. Türkiye’nin bölgede etkin bir güç olması istenmiyor.

Çünkü bölgede petrol kaynakları var. Bölge enerji kaynaklarının geçiş noktası!

Çünkü Kıbrıs; batı için; ABD için hatta Rusya için son derece stratejik bir konuma sahip!

O nedene Türkiye istenmiyor!

Dikkat edilecek olursa; her türlü psikolojik vasıta ile özel ‘mühendislik metotlamaları’yla ve akıtılan kaynaklarla toplum içten çökertilerek Türkiye karşıtı bir yapı oluşturulmağa çalışılıyor. Ne yazık ki; özellikle kimi sivil toplum örgütleri, gazeteciler ve televizyon kanalları yani gündem oluşturacak güçler ve odaklar, hatta bazı siyasi partiler çizilen bu senaryolarda bir şekilde roller üstleniyorlar.

Toplumda ısrarla; bir “yok oluş sendromu” egemen kılınarak karamsarlık ortamı yaratma yönünde özel çalışmalar yapılıyor!

Halkın günlük yaşamını etkileyen muhtelif sorunlar da bu yıkıcı ve bozguncu güçler tarafından gayet güzel kullanılıyor!

Rastgele konuştuğunuz insanlar bir şekilde yaşamlarından şikayetçi!

Memur, öğretmen, polis ve işçilerle emekliler şikayetçi! Maaş ve ücretlerine zam alamıyorlar! Asgari ücrete mahkum on binler geçinememekten şikayetçi!

İşsizler, özellikle üniversite mezunu gençlerimiz işsizlikten ve ana baba eline bakmaktan şikayetçi

Esnaf yeteri kadar iş yapamadığı için şikayetçi! İthalatçı şikayetçi!

Köylü, hayvancı ve üretici şikayetçi!

Turizmci şikayetçi!

Düşünüyorum da bu ülkede şikayetçi olmayan ve “şükür halime” diyen kim kaldı ki?

Galiba; halkı artık isyan noktasına sürükleyen Lefkoşa Belediyesinde süren grev nedeniyle biriken ve mikrop saçan, halk sağlığını tehdit eden çöp yığınlarından atık madde toplamayı meslek edinenler hallerinden memnun!

Peki bu ülkede iyiye güzele dair hiç bir şey mi yok!

Elbette çok şeyler vardır. Türkiye’nin katkıları sayesinde güzel şeyler de oluyor!

Ancak insanoğlu’nun doğasında “var”ların nedense hesabı yapılmıyor! Güzel şeyler görünmüyor!

KKTC’nin kaderini ve makus talihini değiştirecek asrın projesi “Su Projesi” bile kimseciklerin umurunda bile değil.

Eden çünkü insanlar günlük düşünüyor, günlük gailelerin peşinde koşuyor.

Baksanıza; müzakereler yine uzlaşmazlıkla sonuçlandı! Ancak kimselerin umurunda bile değil. Gündemde konuşulmuyor bile!

Bence bu noktadan sonra yapılması gereken şey vatandaşın günlük meselelerine ciddiyetle eğilmek!

İnsanlarda “iyi ki devletim vardır” bilincini geliştirecek icraatlara ağırlık vermek!

Her türlü sorunun kaynağı “Kıbrıs sorunudur” diyen iddia sahiplerinin iddialarını geçersiz kılmak!
 
Üst