Vatandaşlık Uygulaması Yanlış Yolda (1/2)

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Vatandaşlık Uygulaması Yanlış Yolda (1/2)
Hala daha Rum’dan medet uman kişilerin uygulamaya koydukları ve ısrarla sürdürmek istedikleri “Vatandaş yapmama” politikaları, özellikle de Türkiye’den gelen kardeşlerimizi ve soydaşlarımızı dışlamak, bu topraklara yerleşmelerini önlemek için önlerine engel çıkartmak uygulamaları, birçok insanımızı ve aileyi mağdur etmekte kalmıyor, hem nüfusun az olması ekonomimize olumsuz etki yapıyor, hem de Rumlarla nüfusumuzu eşitlemek şansını kaçırmamıza neden oluyor. Nüfusumuz Rumlarla eşit olsaydı bugün müzakere masasındaki konumumuzun çok daha farklı olacağını söylemek gereksiz aslında...

Maalesef Rumlardaki megalomani duygusu, aramızdaki bazı insanımızda da fazlasıyla var. Sanki de bizler ari ırk, KKTC’de dünyanın en medeni ve gelişmiş ülkesi havasındayız, etrafımıza bakıp nerede olduğumuzu anlamak lütfünde ve zahmetinde bulunmayız...

Oysa Sadece Türkiye’ye bakmak yeterli ne kadar geride olduğumuzu anlayabilmek için… Hükümet yönetiminde, iş veriminde, özel sektörde, altyapıda, eğitimde ve sağlık hizmetlerinde Türkiye ile aramızda en azından 30 yıllık bir farkımız, geriliğimiz var.

Biz hala daha yetişmiş insanları bile vatandaş yapmamak için, olası her tür bürokratik zorluğu büyük maharetle kuralların, yasaların, tüzüklerin ve emirnamelerin içine koymuşuz. Başvuran herkesi anında reddedebilmek için kendimize, havadan sudan gerekçelerle olanaklar yaratmışız.

67 yıllık hayatımın içinde önce İngiliz vatandaşı, sonra da sırası ile Kıbrıs Cumhuriyeti, Geçici Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Federe Devleti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı oldum. Yüksek öğrenim yıllarım hariç geri kalan yıllarımın tümü Kıbrıs adasında geçti. Mücahitliğimi 1970 yılında Mağusa Sancağında yaptım, 1974 Mutlu Barış Harekâtına da katıldım. Barış Harekâtı sonrası yapılan ilk genel seçimlerde Milletvekili seçilip Meclise de girdim.

İkinci evliliğimi yaptığım eşim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

Evlilikten dolayı ikamet başvurusu yaptık. Benden, daha doğrusu bizden 7 tane ayrı, her biri yüz karası ve saçma sapan içerikleri olan evrak istendi. Maksadın zorluk çıkartmak olduğu çok belli oluyordu bu istenen evraklardan. Belli ki hastalıklı beyinler hazırlamış bu evrakları, yurt dışından gelip bu ülkeyi vatan seçen kişileri vatandaş yapmamak, ikamet vermemek için.

Karımdan, beni geçindireceğine dair tasdik memuru (noter) onaylı garanti yazısı istedi Muhaceret Dairemiz. Üstelik bir de çiğ bir şekilde “Ne bilelim biz, belki de danışıklı naylon evlilik yaptınız” diyerek, “Uuuuuu, biz çok gördük böyle evlilikleri” aşağılamasını da cümlenin sonuna ekleyerek…

Aklımdan, “eğer bana böyle davranıyorlarsa, Anadolu’dan gelen insanımıza kim bilir nasıl aşağılayıcı ve itici bir şekilde davranıyorlardır” düşüncesini de geçirdim ister istemez.

Bir Profesör, tanınmış bir KKTC vatandaşı, Cumhurbaşkanının Danışma Kurulu Üyesi ve eski bir Milletvekili olarak kendi kendime torpil yapıp müdüre veya Müsteşara gidemez miydim, ilgili Bakanı devreye sokamaz mıydım. Elbette hepsini yapabilirdim ama o vakit kendi inançlarım ve yaşam disiplinimle ters düşerdim. Bu nedenle de yapmadım. Ne Bakanı aradım, ne Müsteşarı, ne de Müdürü. İçimden de “Canınız cehenneme, al ikametini çal başına” diyerek ayrıldım, daha doğrusu eşimle ayrıldık oradan.

İçişleri Bakanlığına gidip evlilik cüzdanımızı verdik, evlendiğimizi bildirdik hepsi o kadar. Şimdi Ercan’dan giriş çıkış yaparken pasaportumuza ilaveten bir de evlilik cüzdanını gösteriyoruz, hastalıklı beyinlerin ürettiği hastalıklı kurallardan dolayı... (devam edecek)


Prof. Dr. Ata ATUN
18 Mart 2015
 

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Cevap: Vatandaşlık Uygulaması Yanlış Yolda (1/2)

Vatandaşlık Uygulaması Yanlış Yolda (2/2)
Devletimiz de e-devlet uygulamasına geçmişmiş.

Yalanın bu kadarına da pes doğrusu.

Muhaceret polisi, Ercan’dan giriş çıkış yaparken vatandaşının kiminle evli olduğunu ekranında görebilseydi, yabancı uyruklu eşlerden evlilik cüzdanını göstermesini istemesine gerek kalmazdı. Belli ki göremiyor. Ortada ne e-devlet var ne de başka bir şey.

Şimdi Ercan’dan giriş çıkış yaparken, pasaportumuza ilaveten bir de evlilik cüzdanımızı gösteriyoruz muhaceret polisine, hastalıklı beyinlerin ürettiği hastalıklı kuralların üstesinden gelebilmek için.

İşte benim memleketim böyle saçma sapan, art niyetli ve hastalıklı beyinlerin yarattığı olumsuzluk içeren, insanları dışlayan, işlerini yokuşa süren kural ve uygulamalarla yönetilen bir ülke maalesef. Böylesi berbat kuralların uygulamada olduğu bir devletin vatandaşı olduğum için utandığımı da saklamamam gerekir. Memurlara yüksek yüksek maaşlar ödenecek diye altyapıya bütçeden on para bile ayrılmamış geçmiş yılların içinde. Her şeyi yüzümüze gözümüze bulaştırmışız.

Geçen gün bana gönderilen bir e-mail’i, vatandaşlık konusunda nasıl yanlış bir uygulama içinde olduğumuzu siz okuyucularımın da görmesi için, aşağıda harfine dokunmadan yayınlıyorum.

“…..Saygıdeğer Ata Bey merhaba,
Kıbrıs’ta insan gibi yasamaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu anlatan yazımı lütfen değerlendirmenizi rica edeceğim. Konuya açıklık getirmek içinde kendi yaşantımdan kesitleri yazmak zorundayım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı,1999 Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü mezunuyum. Kıbrıs’ta okul hayatimi devam ettirirken yerli ve yabancı arkadaşlar dostluklar, aileler kazandım. 2005 tarihinde evlendim ve Kıbrıs’a yerleştik. Kendim inşaat mühendisi olarak New Clouds Ltd.de eşim ise bankada çalışmaya başladı. Sırası ile Boray Developments Ltd. Mesan Ltd. Ve Asel Engineering & Altinbas Holding ortaklı toplu konut projesinde yer aldım. 16 yıllık okul ve is hayatımda yüz kızartıcı hiçbir suç, şikayet veya herhangi bir olayda bulunmadım. Toplum kurallarına uygun bir şekilde, esim,2010 Girne-KKTC doğumlu oğlum ile kendimize ait olan evimizde yaşıyoruz. Eşim özel sektörde Banka Müdürü olarak görevini devam ettirmektedir. 2013 tarihinde vatandaş alınacak diye resmi evraklarımızla başvurumuzu yaptık. Nitekim benim çevremde henüz senesini dahi doldurmamış bir iş sahibi olmayan, Kıbrıs’la bağlantısı olmayan sadece keyfi geldiğinde adaya gezmeye gelen insanların vatandaş olduklarını gördüm. Ben simdi bir dünya vatandaşı olarak soruyorum bu devletin başındaki sorumlulara; Halkınız sizden hakki olan en güzel yaşam şekillerini istiyor, toplum kurallarına uyan, hırsızlık yapmayan,dürüst olan, vatanına ve çalıştığı ülkeye hizmet veren, çocuklarını geleceğe iyi hazırlamaya çalışan, komsularına zarar vermeyen ve onlarla uyumlu yasamasını bilen, yaşadığı toplumun insanına saygı duyan ve saygı duyulmasını isteyen bireyler istiyor ki, toplumun refah seviyesi yükselsin. Siz acaba gerçekten şu ana kadar vatandaşlık için müracaat etmiş kişilerin şeceresini alıp incelediniz mi? Acaba bunlar arasından topluma fayda sağlayan, başarılı olmuş,sicili temiz insanları biz vatandaş yapalım da halkım için de refah düzeyi yüksek olsun ve herkes güzel yaşasın diye düşündünüz mü? 1993 tarihinden bugüne kadar Kıbrıs’ın geçmişini yasayarak incelediğimde ortama bir bakınız… Tecavüz, insan öldürme, hırsızlık dizboyu, dolandırıcılık ne hale geldi. Sizin tabirinizle yabancı bir kişi olarak ben bunlara ne kadar üzülüyorum ki, kaldı ki adanın gerçek sahibi sizler ne haldesiniz. Adaya gelen insanlarda secici davranmadığınız için toplum bu duruma gelmiştir. Ya kardeşim ben sizin ülkenizde okudum,sizin toplumunuzla karıştım, çocuğum burada doğdu, maddi imkanlarımız yeterli olduğu halde adadan ikinci bir mülk dahi alamıyoruz , rahatlıkla yatırım yapamıyoruz ve halen vatandaş değiliz. Bu nasıl bakış açısıdır ki söyleyecek başka söz bulamıyorum. Eminim gerçek anlamda vatanını düşünen yöneticiler de bu adada vardır….”

Bu kişi şimdi yurt dışında ve işi gereği de 90 günden fazla yurt dışında kalmış durumda. Kendisi vatandaşlığa başvurduğu vakit, oradaki görevli memur etekleri zil çakarak kendisine “Evet sen son 20 yıldır adamızdasın ama bu yıl 90 günden fazla yurt dışına kaldığın için hepsi yandı” diyerek başvurusunu almayacak bile…

İşte biz böyle vefasızız. Eşinin ve çocuğunun KKTC’de yaşadığını dikkate almadan, son 20 yıldır adada ikamet etmiş olmasına ve yüksek eğitimli olmasına aldırmadan, hem 20 yılını yakarız, hem de vatandaşlık başvurusunu almayız...


Prof. Dr. Ata ATUN
20 Mart 2015
 
Üst