Ve Geldin...

İl_Bilge_Katun

Dost Üyeler
Katılım
5 Nis 2009
Mesajlar
175
Tepkime puanı
0
Puanları
0
VE GELDİN EY NEBÎ!
Geldin de âleme verdin teselli.
Zira âlem-i bekasız nasıl teskin olunur ki,
Saplanırken kalb-i hazinimize fena hançeri;
Her dem çekerken elvedasız gidişlerin firak elemini.


Geldin de:
Kainatın dizginlerini aldın emin ellerine,
Bahr-ı zamandaki seyahat-i meçhule-i beşeriyye
Ve inkıraza mâruz olan sefine-i hayatiyye
Vasıl oldu sahil-i selamete.

Geldin de kâinata ebediyeti hediye ettin.
Nasıl şecere-i kâinatın çekirdeğidir ubudiyetin.
Öyle de çekirdeği sanii olan hakikatin,
Ukde-i hayatiyyesidir alem-i ahretin.

VE GELDİN
Vahşet-abad çöllerde yılanlar, çıyanlar içinde geldin,
O vahşeti rahmete o zehirlileri bal menbaı arıya çevirdin.
Kapkara zulmette öyle bir doğdun ki,
Şems-i sermedi mîsal, o zulmeti yok ettin.
İnsanlıktan mustefa kavimlere öyle bir mürebbi oldun ki,
Onları bütün tabaka-yı beşeriyeye üstad eyledin.
Ey Nebî! Bizleri yine vahşetli çöller aldı,
Yine yılanlar, çıyanlar sardı.

Açmaz mısın şefkatli sineni, rahmetli kucağını,
Ey Nebî ruhumuzu yine zulmet boğdu;
Şems-i sermedi olup etmez misin bizlere tulu’.
Ey Nebî kaybettik yine insaniyetimizi,
Olmaz mısın? Bizlere yine mürebbi.

VE GELDİN EY NEBİ!
Sanmayın ki ALLAH(c.c) Onu cebren eyledi Resûl,
Haşa, kesb-i liyakat olmayınca kim eder kabul.
Olmasaydı terakkiyat-ı hayat-ı şahsiyyesi,
Olur muydu miraca vusul.

Nedir? Ona Hira’yı mesken tutturan söyle ey ukul.
Zira sorsak Hira’ya yaşlı gözlerle ne söyler, dinle:
“O benimleyken ederdi daim tefekkür
Hem de tılsım-ı kainat-ı acîbe, edene kadar tenevvür.
Beşeriyetin deniyetinden ederdi teessür,

Lisanındaki esrarlı duayı daim ederdi tezekkür
O’dur! hadsiz sahib-i tevekkül,
Umûm kâinat, eder O’nda temessül,
Durmak bilmeden etmişti tekemmül.”

EY HİRA!Şefkatli bağrına basmıştın Gül-i zârı,
Açmıştın ona sonuna kadar kapılarını
Ve demeliydin her halde lisan-ı hâlinle beşeriyete,
“Taşlar bile kucak açarken sevgiliye
Yazıklar olsun onu taşlayan o taştan kalplere.”

EY NEBÎ!
Her Cemâl ve Kemâl sahibi:
İster harika-yı san’atlarının teşhirini,
Elbet mükemmel bir Sani’
İster kendine layık ma’kesi.
Seçmiş olsa gerek CENAB-I HAKK seni,
Kendine en cami’ endam ayinesi.

EY NEBİ!
Seni hakkıyla idrake kabil değil şu kasvetli dünyam;
Ne kadîrdir seni tasvire yazılsa binler kelâm,
Rahmettir sana kâinatta nâm, hem de hasmına bile âmm.
Etmez misin Ey Nebi! Şu perişan vaziyetimizle
Bizi şefaatine râm.

Heyhat, ALLAH ve MELEKLER sana ederken
hadsiz salât ü selâm.
Seni anmayan, sana yanmayan olmaz mı misal-i esnam
Hiç layık mıdır ki ona cennet olan dar-üs selam;
Bulur mu hiç o gönüller ebediyen emn-ü emân.

EY NEBİ!
Yakışmasa da şu mülevves lisana ism-i muallân
Her dem muhtacız cümle alem,
Göndermeye sana binler salat-ü selam.

Elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin aleyke ya RESÛLALLAH.
Elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin aleyke ya HABÎBALLAH.
Elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin aleyke ya EMÎNE VAHYİLLÂH

Alıntıdır..
 
Üst