Ya Görür Öğreniriz, Ya Görmez, Tükeniriz !

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
YA GÖRÜR ÖĞRENİRİZ, YA GÖRMEZ, TÜKENİRİZ !


Evet değerli okurlarım. Ya Batılıların bizi nereye götürmeye çalıştıklarını artık görür öğreniriz yahut da göz göre göre tüketilir, tükeniriz. Acı olan gerçek de, eller istiyor diye biz kendi rızamız, kendi gönlümüzce tüketileceğimiz, tükeneceğimizdir! Ve bundan da hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Çünkü gerek Atamızın İlke ve İnkılâplarına aykırı olmasına karşın; yabancı hayranlığından bir türlü vazgeçemeyen siyasilerimizin, yabancıların talimatları ve önerileriyle hareket etme müptelalıkları… Gerekse siyaset meydanında köşe kapmaca oyunları ve oy potansiyeline dayalı çelişkili söylemleri, birbirlerine çamur atmaları… Makam kaybetme kuşkuları ve oynanmakta olan oyunlarla; aziz milletimizin bugün getirildiği noktanın, hiç de hayra alamet olmadığı ortada...

Eğitimsizlik, bilinçsizlik ve ülkede olup bitenden bihaber bırakılmış halk; bir yandan işsizlik, çaresizlik, yoksulluk ve açlıkla savaşmakta iken; diğer yandan da zaten çelişkiler ve aldatıcı propagandalarla kafası iyiden iyiye karıştırılmış, neyin doğru, kimin kim olduğu ve kime çalıştığını göremeyecek kadar şaşırtılmıştır...

Bütün delillerin ve oynanmakta olan oyunların açık ve seçik ortada olmasına karşın, dünya dediğimiz, Emperyalist güçlerin, kaleyi zapt etme ve güç savaşlarıyla bize güya demokrasi öğretecek, bizi güya ‘dünya düzenine’ sokacaklar veya dünya ile bütünleştirecek, bizi ilkelmişiz gibi medeni yapacaklar martavallarıyla oyuna getirilmekteyiz. Halbuki biz Türk Milleti olarak medeniyetler yaşar, devletler kurarken; şimdi ne hikmetse bu medeni dediklerimiz, erkekle dişinin arasındaki farkı bilmezlerdi! Dışkılarını balkonlardan, pencerelerden sokağa dökerlerdi! Fransızlar şapkayı da bu nedenlerden dolayı icat etmişlerdi. Bunun yalanı da yok. Kokuşmuşluklarını kimse duymasın diye parfümü icat ettikleri gibi. Burada kimse martaval okumasın bana!

Bir de, zaten bize tanımadıkları insan hakları dolandırıcılığıyla bizi sokmaya çalıştıkları kılıfın da gizli saklı bir tarafı kalmamış ve görüldüğü gibi demokrasi götürüyoruz, efendim insan hakları götürüyoruz diye İSTİLA ettikleri her ülkede, ilk önce oradaki Türkleri katletmekteler! Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de, Cezayir’de, Balkanlarda; hangisini sayalım da hangisi kalsın şimdi? Kısacası, her şey açık ve net ortada. Ancak onların iddiaları bizi de demokratikleştirecekler; dünya ile bütünleştirecekler… Efendim, Dinlerarası Diyalog – aslında bunun adının Dinlerin Çatışması olmalıdır! Ne ise - Din Özgürlükleri – bunun adını da Hıristiyanlığa özgürlük olmalı, gene ne ise - ve azınlık hakları derken, götürülmeye çalışıldığımız yol; dinimizi de, Türklüğü de dünya yüzünden ‘temizleme’ yoldur. Bizi bölerek topraklarımıza sahip çıkma düzenbazlığıdır. Topla tüfekle uygulayamadıkları SEVR’i şimdi, sorundur, açılımdır, saçılımdır… Azınlık haklarıdır… Özelleştirmedir, özerkleştirmedir diyerek kansız belasız uygulayabilme kurnazlığıdır. Batılı oyunlarıdır. Ve Türk Milleti’ni, kendi topraklarında azınlığa düşürme çabalarıdır! Bundan da kimsenin kuşkusu olmasın… Ancak siyasilerimize ne diyeyim ben şimdi???

Bakınız, bizden dinimiz ve Türklüğümüz üzerinden müsamaha yapmamızı emredenler; ne kendi dinlerinden ne de kendi kimliklerinden müsamaha yapmaktalar. Herkes Fransız’sa Fransız, İngiliz’se İngiliz, Amerikan’sa Amerikan, Yunan’sa Yunan ve tabii Hıristiyan’sa da Hıristiyan olmaya devam etmekte. TÜRKLÜK ve İSLAM batıyor ama! O zaman söyler misiniz; bizim ve bizler gibi vatandaşlar bu oyunları görebilmekte iken; haklarımızı, kimliğimizi, dinimizi, dilimizi… Değişmez ve hatta değiştirilmesinin önerilmesi bile yasak yasalarımızı… Gelenek ve göreneklerimizi… Bayrağımızı, Ata şehit emaneti topraklarımızı vb korumaları için, güvenerek makama getirdiklerimiz ve üstelik Kuran-ı Kerim’e el basarak yemin de vermiş, ant içmiş siyasilerimiz, nasıl olur da dinimiz ve milletimiz üzerinde oynanmakta olan bu çirkin ve tehlikeli Batılı oyunlarını göremez? Veya görüyorlarsa, önlem almamalarının nedeni NEDİR? Gereksiz bir soruydu aslında...

Bakınız, bugün İslam Dini, İbrahim-i Din (Yahudi’nin Tevratı’ndaki ABRAHAM’ı!) adıyla, Yahudilik ve Hıristiyanlık karmasına dönüştürülmeye çalışılmakta. Ve bunu yapabilmek için de; kendileri dinlerinden vaz geçmezken önümüze Dinlerarası Diyalog gibi bir düzenbazlık atarak, dinimizin iman, ilke ve esaslarından vaz geçip; İslam’ı kendi dinlerine benzetmemizi, karmalaştırmamızı ve ılımlılaştırmamızı (!) dayatmaktalar. Bir de bizi zaten almaya niyetli olmadıkları AB’i kullanarak, AB normlarıdır, müktesebatlarıdır bilmem neleridir diyerek, şantajla bize Hıristiyanlığı kabul ettirmeye çalışmaktalar. AB bir yandan istediği tavizleri koparmakta iken; diğer yandan da bize HAÇLAN DA GEL diyor! Bakınız Türkiye haritasına! Etraf Kiliselerle dolmakta. Ama oralarda Kiliseye gidecek inananlar da yok üstelik. Ne ise, onları da ithal ederler Papazlar gibi yakında!

Ve işte ya bu oyunları, henüz vakit varken ya görür öğreniriz yahut da oy potansiyelidir, AB üyeliğidir (!), onun bunun eşbaşkanlığıdır… Veya başka çıkarlar uğruna görmezden gelerek, göz göre göre ve üstelik kendi (biz değil! Söz gelişi) siyasilerimiz utanmakla kalmasın, yerin yedi kat da dibine girsin bence – evet, kendi rızamızla tüketilir, tükeniriz! Herkes aklını başına alsın!!!!
 
Son düzenleme:
Üst