Ya, "Sözde" İzolasyonlar Kaldırılır ve "Özde" Limanlar Açılırsa

Emine Sütcü

Onursal Üye
Katılım
15 Kas 2008
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ya, "Sözde" İzolasyonlar Kaldırılır ve "Özde" Limanlar Açılırsa

Bir anda adaya ziyaretler yeniden hızlandı. Ne kadar ilginç değil mi?

Ziyaretler önce Güney’e sonra da izin alabildikleri ölçüde göstermelik olarak Kuzey’e yapılıyor..

Ne yazık ki, bugüne kadar AB, hep Rum tarafı üzerinden Türk tarafına bakma yolunu seçmiştir.

Adeta Rum tarafının gözlerini kullanarak bizi değerlendirmeyi tercih etmiştir.

Kocakoca AB, GKRY’nin etkisi altında. Adeta AB’yi elinden tutmuş, istediği yöne çekiyor.

AB yetkililerine “gel” diyor geliyorlar, “yapma” diyor yapmıyorlar, “gitme” diyor gitmiyorlar. Özellikle de Türk tarafına yönelik “olumsuz direktiflerini” vererek AB’yi istedikleri gibi yönlendiriyorlar.

İşte en son örnek: İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband'ın Kıbrıs'a yapmayı planladığı ziyaretten, Rum tarafının, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile makamında görüşmesine karşı çıkması üzerine vazgeçti.

AB ülkeleri politikacıları, Kıbrıs konusunda bilgisiz olduklarından, Rum Yunan lobisince kurnazca ve yalanlarla çok kolay bir şekilde kandırılmıştırlar.

Rumlar zaten tarih boyunca “yalana dayalı propagandalarla” dünyayı aldatmış ve Kıbrıs adası üzerinden tek hakimiyetin kendilerinde olması için mücadele vermişler ve vermeye devam etmektedirler.

Yalanlarla danatılmış AB ve Kıbrıslı Rum liderler, Türkiye’nin kendilerini ‘Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti’ olarak tanımasını ve limanlarını Kıbrıs Rum bandıralı gemilere açmasını talep ederek, Türkiye’nin AB üyeliği yolunu tıkamaya ve bu süreci Kıbrıs sorununda kendi istediği çözümü dayatma aracı olarak kullanmaya çalışıyor. AB organlarının şekillenmesinde Kıbrıs Rum liderliği de rol oynamaktadır ve nitekim, Kıbrıs Rum tarafının AB yetkilileri üzerindeki etkisi giderek daha fazla hissedilmeye başlanmıştır.

Verhaugen kimseyi dinlemeden Kuzey’e geçti diyorlar. Neden ? Çünkü onun son dönemi zaten artık emekli olup kendi mesleği olan gazetecilikle ilgileneceğini açıklamıştı..Şirin görünmek adına ve belki geçmiş günahlarını vicdanen rahatlatıyor.

Barroso da adadaydı. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, başkanlığa yeniden aday olacağı için lobi turlarının ilk durağı Kıbrıs’tı. Oy karşılığında destek sözü veren Barroso, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın tam desteğini aldığını da açıkladı.

Rum Meclisi’nde konuşan Barroso, Aralık ayına kadar Türkiye’nin liman ve havaalanlarını Rumlara açmaması halinde AB yolunda bir ilerleme olmayacağını söyledi. Barraso, “Erdoğan’la ilişkilerimiz çok iyi ama AB yolunda ilerleyebilmek için limanları açmak zorunda” olduğunu tehditvari bir uslupla duyurmuş oldu...

Hristofyas’ı ziyaretinden sonra, Talat ve Hristofyas ile bir araya geleceği üçlü bir yemek daveti yaptı. Fakat bu noktada, KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın ısrarı sonucunda bir ziyaret daha gerçekleştirmek ve “göstermelik bir siyasi denge tablosu” ortaya koymak zorunda kaldı. Aksi halde eğer bu ziyaret gerçekleştirilmemiş olsaydı Cumhurbaşkanı Talat üçlü yemeğe de katılmayacağını bildirmişti.

Bu arada dün, Rum Simerini Gazetesi 'Talat Makam aracı ile geldi.. Ercan İkinci Havaalanı' başlığını kullanarak, Cumhurbaşkanı Talat’ın önceki gün Talat-Hristofyas-Barroso yemeğine makam aracıyla gitmesini 'bölgenin rejimini çiğnedi' olarak yorumlaması bile, Rum’ların bizlere olan tahammülsüzlüklerinin sadece bir örneği diye nitelendiriyorum.

Gazete ayrıca, yemeğin yapıldığı restoranın Ledra Palace’ta bulunduğunu ve buranın Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından kontrol edildiğini de iddia ederek, Talat’ın yemeğe KKTC forslu makam aracı ve KKTC polisi eşliğinde gitmesini “kışkırtıcı” olarak niteledi. Kendi makam aracından inip sivil bir araçla yemeğe gitmesini bekliyorlardı herhalde..Tıpkı bizi, devletten vazgeçip azınlığı kabul etmemizi bekledikleri gibi..Haa bir de Barroso acil iniş için ikinci havaalanı Ercan’ı seçti diye sevinenler var. Allah aşkına “Gönül alma oyunu” bunun adı boşuna sevinmeyin.

Uykuda yakalamışlar nasılsa bizi, sezdirmeden oynuyorlar..

Kim inanır artık “biz bunlarla eşit statüde ve bir arada yaşayacağız diye !!”

Rumlar, Sayın Talat’ı, ya da herhangi bir Türk lideri, hayallerindeki “Birleşik Kıbrıs”devletinde, odacı olarak bile görmek istemediklerini, çok net olarak kopardıkları yaygaralarla ortaya koyuyorlar.

Dolayısıyle, bu göstermelik ziyaretler, hele de AB tarafından defalarca aldatılmış bir halk olarak bize inandırıcı gelmez. Bu tür hareketler , “siyasi eşitliğin” var olduğunu değil aksine sinsi “siyasi oyunların” sahnede olduğunu gösterir.

Dün yapılan görüşmelerde Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Lider Dimitris Hristofyas Yeşilırmak Kapısının açılması konusunda uzlaşmaya vardı. Ancak kapının ne zaman açılacağı henüz belli değil. Kapının açılabilmesi için bölgede yol ve diğer altyapı çalışmalarının tamamlanması gerekecek. Bunun için en az beş altı aylık bir zaman öngörülüyor.

Liderler “Toprak” konusu tamamladıktan sonra gelecek görüşmelerinde son başlık olan “güvenlik ve garantiler” konusuna geçmesi bekleniyor. Bu konularda da net bir anlaşma yok ama referanduma kadar herşey kapalı kapılar arkasında kalacak anlaşılan.

Son tabloya baktığımız zaman; öyle görünüyor ki ; bu “danışıklı dövüş” AB ve GKRY arasında kusursuzca devam etmektedir. Rum’a her yerde şımarıkça konuşma izni veren de AB’dir.

Gerçekleri görmek zorundayız ve ayni zamanda çok dikkatli olmak zorundayız..

Çünkü, KKTC’nin, imgesine simgesine tahammülü olmayanların “varlığımıza” hiç tahammülü olamaz.

Ve ne diyor Egemen Bağış? “izolasyonlar kalksın limanları açalım”

Bu ziyaret trafiğinden sonra;

Gel de korkma şimdi; ya “sözde izolasyonlar kaldırılır ve özde limanlar açılırsa” diye.

 

Birol

Dost Üyeler
Katılım
20 Mar 2009
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
Cevap: Ya, "Sözde" İzolasyonlar Kaldırılır ve "Özde" Limanlar Açılırsa

Değerli Büyüğüm Sayın Emine Sütçü Hanımefendi;değinmiş olduğunuz noktalar hayati bir önem taşıyor.bende naçizane kanımı belirtmek isterim:rumlar sizinde bahsettiğiniz gibi hedefe çok yakınlar.rumların Kıbrıs Türkünü hiç bir zaman sevmediği bir azınlık olarak bile görmeye tahammül edemediği belirttiğiniz gelişmelerle kendisini göstermiştir.kanımca böyle tehlikeli bir evrede artık MİLLİ GÖREV ATA YADİGARI KIBRISIMIZIN GEREK DİPLOMASİ GEREKSE ASKERİ ALANLARDA KORUNMASININ SAĞLANMASI KONUSUNDA KIBRISLI SOYDAŞLARIMIZ VE ANADOLU HALKIMIZIN BİRBİRİNE KELETLENMESİ VE GEREKLİ KARARLARIN ALINMASIDIR.20 TEMMUZ 1974 MÜDAHALE DÖNEMİ RUHUNUN VE BİLİNCİNİN EN KUVVETLİ ŞEKİLDE DIŞA VURULMASI GEREKLİDİR HAÇLILARIN BUNU ANLAMAMASI HALİNDE BÜYÜK TAARRUZDA KENDİLERİNE SOYLU TÜRKÜN TOPRAKLARINA GÖZ DİKMENİN SONUÇLARININ NELER OLABİLECEĞİ NE ŞEKİLDE ANLATILDIYSA ÖYLE ANLATILMASI GEREKİR.NAÇİZANE KANIMCA 2010 REFERANDUMUNDAN ÖNCE BU TEHLİKELİ EVRE DERHAL SİYASİ YOLLARLA VE DİPLOMASİ USTALIĞIYLA ORTADAN KALDIRILMALIDIR.ÇÜNKÜ BİLİNDİĞİ ÜZERE TEMEL HEDEFİMİZ YURTTA SULH CİHANDA SULH HEDEFİDİR .AKSİ TAKDİRDE ÇOK GEÇ OLACAKTIR.VE 20 TEMMUZ 1974-20 TEMMUZ 2010 OLABİLECEK VE YENİDEN RUMLARA BU TARİHİN ÖNEMİ HATIRLATILMAK ZORUNDA KALINABİLECEKTİR. Saygılarımla...
 
Üst