Yabancı Hayranlığı ve Ruhban Okulu Hakkındaki Planlar

Alper Faik GENÇ

Onursal Üye
Katılım
13 May 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
0
Puanları
0
YABANCI HAYRANLIĞI ve Ruhban Okulu Hakkındaki Planlar
Alper Faik Genç


Bizdeki yabancı hayranlığı beni adeta kahrediyor...

Gerek Türkiye’deki, gerekse Kıbrıs’taki Televizyonlar sanki Türk kanalı değil de ecnebi kanalıymış gibi o kadar çok asap bozucu yayın yapmaktadırlar ki, ben kendimizden çok tahsil çağındaki çocuklarımıza acıyorum...Yazık ediyoruz değil mi?

BİZİM NEYİMİZ EKSİK ki ?

Övünülecek zengin bir Tarihe sahibiz...

Asırlar boyunca Osmanlı İmparatorluğu olarak yedi düvele hakim olmuş, medeniyet ve insanlık dersi vermiş, idaremizdeki halklara din ve dil özgürlüğü tanımış; Hitlerin zülmundan kaçan Yahudilere kucak açan; Kıbrıs’taki Ortodoks Kilisesine, ve de İstanbuldaki Patrikhaneye göz yuman, biz Türkler değil miyiz?

Türk cesaretini Batılılara, hatta tüm dünyaya tanıtan Türkler değil midir?

Türk mutfağının zenginliğini tüm dünya tanımıyor mu? (Bakmayın siz Yunanlıların yoğurdumuzu, Türk kahvesini, baklavayı, musakka’yı ve daha birçok yiyeceğimizi dünyaya ‘Grek’ (Yunan) olarak tanıtmasına..) Onlar halt etmektedirler...

Türk’ün Din ve Dil temizliğini bilmeyen var mıdır?

İbadetten önce genel temizlik, abdest;
Yemekten önce elleri ve yemekten sonra ağzı yıkama..

Kalbden dua ederek şükretme...

İkametgaha ayakkabı ile girmeme...

Yeni elbise giyene, ‘Güle güle – iyi günlerde kullan’ dileklerimiz.

Banyodan sonra, ‘Sıhhatler olsun’ dileğimiz, hangi Milletin literatüründe vardır?

TÜRK MUSİKİSİ
ve kulakları tırmalayarak kafaları şişiren ‘rock ve disko müziği’, bizim müziğimizden daha mı güzeldir? Bunu iddia edenlerin alnını karışlarım...

Bu güzel özelliklerimize rağmen, Televizyonlarımızda Rum müziğini sık sık işitmek ve müziğin ahengini sevmekle ve de her müziği severek dinlemekle beraber, hangi Yunan, İngiliz, Fransız veya Alman televizyonunda Türk müziği duymuşuzdur?

TÜRK DİLİ: Türkçemizi bozan yabancı cümleler adeta kulaklarımızı tırmalamaktadır.

Dilimizdeki ecnebi kelime ve terimler o kadar çoğalmıştır ki, Televizyonlarımızı lüzumsuz sansürleyen RTÜK (Radyo Tv. Üst Kurumu) bunları onaylarcasına göz yummaktadır..

Türk Dil Kurumu ne güne durmaktadır?...

Güzel Türkçemizin gittikçe körleşmesine engel olacak yeni Türkçe kelimeler bularak, Dilimizi yabancı kelimelerden neden arındırmamaktadırlar?

ÖZEL YAYINLAR ve HEYBELİADA RUHBAN OKULUNUN REKLAMI...

TRT Televizyonu İstanbul’un incisi olan Adaları tanıtıcı yayınlar yapmaktadır. Adaları bugünkü haline getiren Türklerden bahsedecek yerde, Adalardaki Kiliseleri övüp, tanıtmaktan öteye geçmeyen yayınları üzülerek izlemekteyiz...

HEYBELİADA Ruhban Okulunun reklamını yapmak TRT’ye mi düşmüştür?

Avukat Kezban HATEMİ Hanımefendi de Heybeliada Papazının komşusuymuş. İlk ve Ortaokul tahsilini Türkiye’de yapıp, sonra eski Patrikhane Başpapazı Athenagoras tarafından seçilip, Yunanistan gönderilen ve orada iyice ‘aşılandıktan’ ve din eğitimi gördükten sonra Heybeliadaya dönen şimdiki Papaz da konuşturularak, Ruhban Okuluna ziyaretlerin kısıtlı olduğundan şikayet edilmiştir.

Bu, AK.Partinin Türkiye’deki Ruhban Okullarının açılacağına bir işaret midir? Geçenlerde Anadolunun ortasındaki başka bir Kilisede de ayin yapılmasına izin veren yine Hükümet değil midir?

Bir taraftan din sömürüsü yaparak ülkeye Türbanı tanıtan, yobazlığı destekleyen, laikleri ve de Ordumuzu hırpalayan Hükümetin, diğer taraftan Avrupa Birliğini memnun etmek için Hıristiyanlık yayan Müesseseleri desteklemesi nasıl bağdaştırılabilir? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu`dur?

AKP Hükümeti, Müslümanığı mı, yoksa Hıristiyanlığı mı yaymaktadır?
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Cevap: Yabancı Hayranlığı ve Ruhban Okulu Hakkındaki Planlar

Atatürk'ün Erzurumda yaptığı konuşmada " Patrikhane cephane deposu halini almıştır."
Hakimiyet-i Milliye’ye Verdiği Röportaj:

"Patrikhane bir fesad ve hıyanet ocağıdır!

Bir fesad ve hıyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken, uyuşmazlıklar yaratan, Hıristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa ve felakete sebep olan İstanbul Rum Patrikhanesi’nin artık topraklarımız üzerinde bırakamayız...." demişti.

Günler gelip geçti ve sene 2001'e geldi. Bartholomeos, Bir Türk’ü Evlat Edinen Papaz’ı Aforoz Etti!

Kin kapısı neden hala orda duruyor ve neden hala yeminler ediliyor.


Ey Türk Milleti,

Eğer tarihini bilmezsen birileri gelir, "İstanbul'un İzini Sürmek" adı ile 30 Ağustos’u hedef alan resim sergisini Yunanlılarla açar, ardında yurdun dört bir tarafında “siyasi ayin” yaptırdığın başpapaz, “Yunanistan'dan Türkiye'ye gelip yerleşmek isteyen birçok genç insanımız var.” Müjdesi verir. Cumhuriyetin çağdaşlığını görmek istemeyenler, tabii ki bu ortaçağ kalıntısı yalanlarla hala varlığını sürdüren Fener Rum Kilisesi’nin ekümenikliğine ve Türkiye’yi siyasi olarak bölüneceği federatif yapıya EVET diyecektir ve dediler!

Fener Rum Kilisesi sözcüsü Anağnostopulos ne demişti? “Tapunun bize teslim edilmesini bekliyoruz.” Bir de sizin EVET demenizi bekliyorlar!.. 1 Eylül 2010

Yüzünde bir ufak bir tebessüm olmasına bile tahamül edemediğim bu papaz bozuntusunun yüzünü güldüren her insanoğluna lanet olsun.
 

GökTürk

Kurucu
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
59
Konum
C¤ KIBRIS
Web sitesi
www.kibris1974.com
Cevap: Yabancı Hayranlığı ve Ruhban Okulu Hakkındaki Planlar

Sen Dünyanın Çatısında Doğdun.

Dik başın , sert bakışın ondandı.
Mert doğdun anandan mert.
O çağlarda analar mert doğururdu.

Düşman öldürür,
av avlar, kuş kuşlardın
ötüken ormanları yatağın
Tanrı dağları yaylağın
orhun nehri sulağındı.

At üstünde ok gezler,
çeri olup cenk eder,
sonra ad alırdın atalarından.
Törene hizmet etmedikçe,
ülküne katkıda bulunmadıkça,
selengayı atla geçmedikçe,
düşmanı titretip, dostunu güldürmedikçe
ad alamazdın atalarından.

Senin ataların
düğün etti kavgalarda
akınsız , kavgasız günleri gün saymadı.
Bir zaman düşmana dehşetinden set çektirdin.
Zaman oldu, önünde papalara diz çöktürdün.

Yıllar yılları izledi
töreni terk eder oldun
atanı saymaz , öteni görmez oldun.
Bırak örflerini , kökünü bilmez oldun.
Gün geldi evdeşini obandan almaz oldun.
örgüledin saçların , kokular sürdün yüzüne,
ipeklere büründün hep , börkünü giymez oldun.
Hakimdin, tutsak oldun .

Çok sürmedi tutsaklığın ,
bastın çin sarayını kırk yiğidinle .
ötüken'de Kürşat iken ,
sigenfu'da ölmez oldun .

Yıllar süre geldi berilere
bir sabah
tarih sayfalarından kolay silinmeyeceğini
ve cihan tarihine Türk'ün ölmezliğini
kılıcınla tescil ettin .

Bir ova şafakla birlikte
islam'ın ruhi ile şereflen muzaffer gazilerin
zafer neşideleriyle inlerken
diz çöküp önünde haçlı senin
tekbir sesini dinledi .

At üstünde ok gezleyip dolaşan
başı fırtınalı Türk,
düşmanı koyun sayıp
kendini kurt bilen Türk,
bazen mevlana olup ney'i ile birlikte ağladı,
bazen yunus olup yüreğini aşk uğruna,
parça , parça dağladtı.

Işte o gün , bu gün
islam ahlak ve ruh'i ile
Türk'ün ırk'ı hasret ve gururu yoğrulup
birbirini perçinleyip,
müstesna bir hürriyet çıkarmıştı ortaya.

Bu müsnesta hürrriyetin sahibi müslüman Türk
yeni bir devletin temelini atıyor,
yeni bir doğuş müjdeliyordu,
yeniden doğuşun muhteşem oldu.

Bir ova'dan söğüt derler bir yerde,
cihangir bir devlet çıkardın
han'ları kimi karadan gemi yürütüp
çağ açtı çağ kapadı bir elde,
kimi çaldıran demedi, mısır demedi,
kaptı üç hilal'ı savaştı çölde.

Kimi zigetvarlar tayin ederken,
kimi'de lale bahçelerinde defi gam edip
kaplumbağa sırtında devlet mumu söndürdüler.
Bu mümbal üzere harcadın yıllarını.

Bir zaman daha geçti
Türklük öldü dediler !
Plevne önlerinde bir destan yazdın,
baktılarki ölen türk'lük değilmiş.
Biraz daha beklediler,
bir kaç yıl daha geçti aradan.

Hasta, hemde ölümcül hasta dediler
varıp yurdunu pay edelim dediler
geldiler kavim, kavim
mondoros dediler , serv dediler
ölmez ırk'ı öldü bilip , sönmez ruh'u söndü bilip,
Türk esir oldu dediler.

Önlerine islamın
şahadet şerbetini içmek arzusuyla,
Türk mucahitleri çıktı, bir şamar daha yediler.
İşte bu kavmin çocuğusun sen.

Eeeeyyy ebet müddet devletin ,
ebet müddet savaşçısı söyle şimdi
neden böylesin ?

Görüleni söylemeye dil varmaz
ne mümkün bilineni yazmak
kalem varmaz, el varmaz.

Madde'de ve mana'da nasıl küçülmüşüz,
basra'dan , anadolu'ya kadar olan yerleri
nasıl sekiz günde terkedip gelmişiz.
Rumelide olanları anlatmaya gönül el vermez,
neden, bunlar neden?

Ve en acısı
bunları sessizce sineye çekmek neden !
Neden bu aşağılık duygusu , bu zillet neden !

Neden bu hafıza noksanlığı ,
neden bu unutkanlık
ne zaman bitecek
başkalarının ninnisiyle başladığın bu uyku ?
Eğer uyumuyorsan ses ver !


ölümüsün,
ölümüsün Türk oğlu..

 

Adalet

Moderator
Katılım
29 Nis 2009
Mesajlar
195
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C
Cevap: Yabancı Hayranlığı ve Ruhban Okulu Hakkındaki Planlar

Yüreğine eline diline sağlık nasıl güzel yazmışsın okudukça insan üzülüyor düşünüyor dilerim herkes düşünür.
 

Nejdet Halil

Dost Üyeler
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Yabancı Hayranlığı ve Ruhban Okulu Hakkındaki Planlar

Evet, bizimkilerin bazilari artik "bunadi" diyelim. Bizlerde, Alper Beyin yazdigi gibi hem kendi halkimizi hem de dunya alemini Turkun ne oldugunu hatirlatmaliyiz. Dogru, bizlerden ogrendiklerini, kopya edip kendilerinin dir dediklerini hatirlatmaliyiz. Radyo ve televizyonlarda bizim da yayin yapacagimiz cok isler var.

Patrikaneye gelince, halen neden Istanbulumuzda bir "tiken" gibi duruyor ben de anliyamadim ve kaldirilmasi beni de sonsuz memnun eder. Alip Yunanistana gotursunler, ne yaparlarsa yapsinlar fakat Istanbulumdan kaldirsinlar. Kopekler halen memleketimizin icinde sozlerini yorutmek istiyorlar ve isin fena tarafi bizimkiler de musade veriyor. Kac kereler kahbe popazlarin Patrikaneyi silah deposu olarak kullandilar ve defalarca yakalandilar, ve bizim "ahmaklar" halen onlari orda "sus" bigi tutuyorlar. Bende yukardaki kardesime katilarak, nalet olsun derim.
 

ismail hakkı

Dost Üyeler
Katılım
17 Eyl 2008
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Yabancı Hayranlığı ve Ruhban Okulu Hakkındaki Planlar

Hiçbiri değil, diğer dinlere hoşgörü maskesi altında, şeriatı getirmeyi tasarlamaktadır...
 
Üst