Yakıp Yıkarak Çekilmek

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
YAKIP YIKARAK ÇEKİLMEK

Bu yüce ulus binlerce yıldır bir kısır döngüyü hep yaşamaktadır. Ne acıdır ki yazılı tarihimizde Hunlardan, Göktürklerden, Selçuklulardan bu yana içerden ve dışarıdan ulusumuza yapılan ihanetler belleklerimizden silinmemiştir. Ulusun birliği, yurdun bütünlüğü kutlu sayılan bir sosyal toplumda içerden ve dışarıdan rahatsızlık duyan birileri her zaman olmuştur. Ulus birliğini bozmak için Çinlilerin Hakanlara kız verip zehirletmeleri ardından yurdun bütünlüğüne karşı giriştikleri savaşta kısmen başarılı olmuşlardır. Elli yıllık Çin esaretinden yedi kişilik bir tim ulusu örgütleyerek yetmiş, sonrada yedi yüz kişilik ordusuyla ulusal kurtuluş savaşı vererek bağımsızlığını kazanmıştır.

Türkler özgür ve bağımsız bir ulus olarak yaşadığı topraklarda yurduna göz dikenlerle savaşarak varlığını devam ettiren, bir karış toprağını düşmana çiğnetmeyen tek ulustur. Anadolu dünyanın özetidir. Burada yaşayan ulusların kendi olanaklarıyla yaşamını devam ettirecek her türlü olanak vardır bu topraklarda. O nedenle bütün dünya milletleri gözünü bu yurt topraklarına dikmiştir. Anadolu’yu ele geçirmek için batı her yola başvurmuştur. Aslında, haçlı seferleri bir din savaşı değildi. Hem o dönemde Arap topraklarındaki petrol de bulunmamıştı. Asıl amaç Anadolu’yu alttan kuşatarak ele geçirme planıydı. Avrupa olanca gücüyle birleşerek saldırıya geçmiş, kutsal saydıkları Kudüs’ü kısa bir süreliğine işgal etmişlerdi. Ancak bu savaş Araplarla Avrupalılar arasında olmamıştır. Haçlı seferleri olarak adlandırılan dokuz seferin Türklerle yapıldığı, o nedenle de doğudan gelen Türklerin Anadolu’yu bir köprü gibi kullanarak Avrupa’yı ele geçireceği korkusuyla Türkleri durdurma seferleridir. Bu konuda Avrupa kısmen başarılı olmuş Türkleri 150 yıl geciktirmiştir. Cengiz Han’ın orduları sonunda Avrupa’yı ele geçirmiştir.

Türkler girdiği her yere uygarlık götürmüş, eşitlik götürmüş bayındırlaştırmıştır. Yollar, köprüler, hanlar, limanlar yaparak bölge halklarının huzur ve gönenç içerisinde yaşamasını sağlamışlardır. Bunu gören halklar Bizans tekfurlarının zulmünden kaçarak Türklere sığınmışlardır. Türkler geri çekilirken uygarlıklarını, eserlerini, adaletini bırakarak çekilmiştir. Bunun yanında batı ise işgal ettiği bölge halkına zulmetmiştir, soymuştur. Çekilirken ne yol, ne köprü ne de o bölge insanının kullanabileceği, yararlanabileceği hiç bir şeyi sağlam bırakmamıştır. Her girdikleri yerden yakarak, yıkarak, işkence yaparak, halkın ırzına saldırarak, talan ederek çekilmişlerdir.

Anadolu işgalci güçlerin birçok kere saldırısına uğramıştır. Yedi bin yıllık Türk yurdu Anadolu her saldırının ardından talana uğramıştır. En son Yunanistan, Avrupa’nın taşeronluğunu yaparak Anadolu’yu işgal için geldiğinde kolay bir lokma gibi görüp rehavet içerisinde ilerlerken karşısına çıkan Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN tokadıyla kendisini Ege denizinde buluverdi. Yunanlılar hem girerken, hem de çıkarken Anadolu’yu yakıp yıktı. İş bu kadarıyla da bitmedi. Yerli işbirlikçilerle birlikte hareket eden Rumlar, Ermeniler ve diğer etnik kökenli işbirlikçiler işgal güçlerine rehberlik yaparak Anadolu topraklarından onurlu bir asker gibi değil kalleşçe, yakıp yıkarak çekildiler. Türk ulusunun belleğinde iz bırakan bu görüntüler her savaş alanlarının sonunda böyle olmuştur.

Amerikan emperyalizmi kuzey Irak’tan çekiliyor. Amerika’nın güvenliğini Ortadoğu’da Kürt guruplar sağlamaktadır. Kürtler insanlık tarihinde ilk defa ellerine geçirdikleri fırsatı değerlendirerek bir devlet kurma vaadiyle aldatılmaktadır. Amerika çekilirken Kürtleri kendi kaderlerine terk ederek çekilecektir. Ancak elindeki savaş ağırlığını bir minnet borcu olarak güvenliğini sağladığı Kürtlere terk ederek kaçacaktır. Irak’ın kuzeyinde bir gece kondu devlet oluşturulmuştur. Batı biliyor ki bu yolsuz devlet o bölgede yaşamayacaktır. Buna o bölgede yaşayan halklar izin vermeyecektir. Bölge halkları çok acılar çekmiştir. Eninde sonunda emperyalizme işbirliği yaparak kurdukları devlet yine emperyalizmin oyunuyla yıkılacaktır. BOP projesi iflas etmiştir.“Türk ordusu sokak kabadayısı değildir.” Söylemi boşuna söylenmemiştir. Ulusun birliği, yurdun bütünlüğü adına alttan gelen dinamiklerin zirveye çıktığı şu günlerde toplumda kendiliğinden oluşan görevdeşlik karşısında hiçbir gücün duramayacağı kanısındayım. Amerika ve Türkiye içerisindeki işbirlikçileri bu gelişmeler karşısında vuruşarak çekilmeyecektir. Yakıp yıkarak çekilecektir. İşbirlikçilerde aynı yolu tercih edecektir. Ulusal Kurtuluş Savaşı sonunda da hem işgalci düşman hem de işbirlikçiler aynı yolu tercih etmiş yakıp yıkarak çekilmişlerdir.

Yurttaşlarımız arasında etnik ayrımcılık, inanç ayrımcılığı yaparak bölmek isteyenlere karşı birlik içerisinde hareket etmek gerekmiyor mu? Atatürk devrimleri ve cumhuriyetin korunması amacıyla Tandoğan’da, Çağlayan’da, İzmir’de, Manisa’da, Çanakkale’de, Samsun’da ellerinde Türk bayraklarıyla gerekli cevabı vermediler mi? Orada yurdun dört bir yanından gelen yurttaşlarımız etnik kimliği ne olursa olsun tek bir amaç için “Türkiye Laiktir Laik Kalacak.”, “Ne ABD ne AB Tam Bağımsız Türkiye.” Diye bağırmadılar mı? Bu insanlar aydan gelmemişlerdi. Yine bu topraklarda yaşamaktadırlar. Gerekli ortam oluştuğunda yine çıkacaklardır meydanlara. Amerikan emperyalizmi ve Avrupa işbirlikçileriyle birlikte Bu toplumsal hareketin önünü kesmek için planlar hazırladılar. Türk milleti bu gelişmeler karşısında uyanık olmak zamanıdır. Savaş alanından çekilen Amerika, yandaşlarının ve işbirlikçilerinin de ipini çekmiş onları kendi kaderlerine terk etmiştir. Emperyalizmin doğası gereği herkesi umutlandırarak kullanıp sonrada deliğe süpürecektir. Wikileaks durup dururken mi çıktı ortaya. Bu bir emperyalist oyundur ve oyunun son perdesidir.

Her şeyin bir sonu vardır. Hiçbir diktatör, kral, padişah onca güçlerine rağmen sonuna kadar iktidar olamamıştır. Halklar onlara gereken cevabı vermiştir. Günümüz dünyasında öyle devlet adamları var ki kendi kişisel çıkarı uğruna cahil ve yoksul halkın zaaflarından yararlanarak uzun süre iktidarda kalmasını becermişlerdir. Ancak rüzgâr tersinden estiğinde ve bunun farkına vardıklarında yönettikleri halklara karşı her türlü ihaneti planlamaktan çekinmemişlerdir. Yakarak yıkarak kaçmışlardır. Bunun için her türlü alt yapıyı gizlice hazırlayarak kendilerinin ve çocuklarının geleceklerini garantiye almışlardır. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Elbet bir gün bu milletin aklı başına gelir de yurduna ulusuna karşı sorumluluklarını hatırlar.
 
Üst