Yoldaş Hristofyas'ın Katır Tekmesi!!!

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

Yoldaş Hristofyas’ın Katır Tekmesi!!!

Ata emaneti Kıbrıs’ta onurlu bir yaşam için yıllarca siperlerde nöbet tutanlar, ne yazık ki İngiliz ve Alman dilberlerinin hazırladıkları ve Batı Hristiyan aleminin piyasaya sürdüğü senaryonun kurbanı oldular.
1.nci Cumhurbaşkanımız Sn. R.R.Denktaş’ın tüm uyarılarına rağmen, meydanlarda ne yazık ki YES BE ANNEM, BARRA BRE DENKTAŞ BARRA, AZRAİL GÖREVE, DENKTAŞ DEFOL GİT, naralarına tempo tutan zavallılar bu gün uçurumun kenarından nasıl geri dönebileceklerinin hesabını yapıyorlar.
Sayın Denktaş’ı Türkiye’nin valisi olarak takdim edenler, Türkiye ne seni, ne paranı, ne memurunu ve ne de askerini istemiyoruz diyerek Türkiye Büyükelçiliğine yürüyenler, bu gün hazırladıkları enkazın altından kalkmak için çare aramakla meşgul olduklarını görüyoruz.
Dış güçlerin de yoğun propagandası ile Sn. Denktaş’ı anlaşma istemeyen ve Sn. Denktaş’a Mr. No lakabını yakıştıranlar, bu gün girdikleri çıkmazdan kurtulmak için Sn. Denktaş’tan öğüt almakla meşgul olduklarına da şahit oluyoruz.
İngiliz dilber Karen Fogg ve Alman dilber Paulin Green, hazırlanan senaryoyu tanıtmak için kolları sıvarken, ne yazık ki içimizden bazı kuş beyinliler de alçakca hazırlanan bu senaryoya dört elle sarılma gafletine düştüler.
Evet saygıdeğer okurlarım,
Sayın Denktaş içimizdeki kuş beyinlilere göre gitmeliydi. Ve bu propagandayı hazırlayan Rum-Yunan ikilisine göre, Sn. Denktaş sahneden indirildikten sonra Enosis gerçekleşebilirdi. Böyle bir hayale kapılan Rum- Yunan ikilisi, içimizdeki bazı koltuk sevdalılarını da kullanarak kendi çukurlarını kazmalarına neden olmuşlardı.
CTP iktidara gelmeliydi. Rum- Yunan ikilisinin ve Batı Hristiyan aleminin rüyası ancak CTP iktidara geldiği takdirde gerçekleşebilirdi. Yıllar önce hazırlanan senaryo buydu.
Peki Sn. Denktaş çözümden yana olmadığına göre ve Türkiye’nin bir valisi gibi davrandığına göre iktidardan nasıl gitmelidir ve onun yerine kim gelmelidir veya kimin getirilmesi şarttır diye yeni senaryo hazırlığı başlarken parti olarak CTP, kişi olarak da ne yazık ki Sn. Talat seçilmişti. Bu partinin seçilmesi ve ayrıca Cumhurbaşkanlığına Sn. Talat’ın getirilmesinde en büyük etken de elbette ki Rum AKEL Partisinin desteği olmuştu. Ve böylece Batı Hristiyan alemi, iki yoldaşın bir araya gelerek Kıbrıs sorununa neşter vuracaklarına bel bağlamışlar ve gereken desteği de vermekte gecikmediler. Ancak ne acıdır ki, Kıbrıs Türk halkı için hazırlanan ölüm çukuruna, anavatan Türkiye’de iktidarda bulunan AKP de kol kanat germiş ve gereğinden fazla desteği vermekte gecikmemişti. Anavatandan gelerek sırf bizimle kader birliği yapmaları öngörülen ve ata emaneti Kıbrıs’ı Rum- Yunan ikilisine kaptırmamak için bize her yönden destek olacaklarına inandığımız kardeşlerimizin %35’i ne yazık ki Annan Planına Evet demek zorunda bırakılmışlardı. Bundan daha acı bir netice ve bundan daha kahredici bir sonuç beklenemezdi. Yani Rum- Yunan ikilisi ve Batı Hristiyan dünyası, bizi kendi silahımızla vurmayı becerebilmiş ve içimizde derin bir yaranın açılmasına neden olmuşlardı. Böylesine vahim ve korkunç bir olayın gerçekleşmesi, Türk insanının karakterine nasıl sığdırıldığını tahmin etmek gerçekten çok zor.
Bu gün Kıbrıs sorununa bir çözüm bulmak için sahneye çıkarılan Talat- Hristofyas ikilisinin de netice almaları asla mümkün değildir. Nedeni, Sn. Talat, Hristofyas’ın ne yapmak istediğini, Kıbrıs’ta nasıl bir çözüme razı olabileceğini bilmektedir. Çünkü bu güne kadar Güney Kıbrıs’ta iktidara gelen tüm parti başkanları, Enosis’i silahlı mücadele ile kazanacakları hususunda önyargıya sahip oldukları için Kıbrıs’ın Taksim olmasına neden olduklarını söyleyen Dimitris Hristofyas’ın kendisidir. Ve Dimitris Hristofyas bu düşüncede olan Rum parti başkanlarını suçlarken, Enosis’i silah kullanmadan ve Batı Hristiyan dünyasının desteğini alarak Politik Mücadele İle Enosis’i kazanacağı hususunda halkına mesajlar vermektedir.
Bu gün geldiğimiz noktada, bir taraftan masa başında Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için Talat- Hristofyas görüşürken, diğer yandan sırf Sn. Talat’ın masa başında istediklerini vermemek için destek arayan Hrsitofyas’ın Medine dilencisi gibi, önce İngiltere’ye, sonra Fransa’ya, ardından Çin’e ve en sonunda da Rusya Federasyonu’na gitmek suretiyle masa başında Sn. talat’a kabul ettiremediklerini BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olan bu ülkelerden destek alması, KATIR TEKMESİ değil de nedir Allah aşkına?
Bütün bu gelişmelerden ders alması gerekenler, meydanlarda halkımıza YES BE ANNEM dedirtenler ve elbette ki AKP’nin kendisidir.
“Ben Politik Mücadele İle Enosis’i Elde Edeceğim” diyen Hrsitofyas, bu gün adım adım bu hedefine doğru yürümektedir.
Görelim bakalım, Hristofyas’ın katır tekmesine maruz kalan Sn. Cumhurbaşkanımızın Hristofyas’a tepkisi ne olacak.
Merakla bekliyoruz.
 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Biz halk olarak Hristofyas'ın en yapmak istediğinin bizi nereye sürüklemek istediğini çok iyi biliyoruz. (sessiz sedasız bekliyoruz belki Türk dostları da bizim gibi görürler ). Sayın Cumhurbaşkanımız halen daha bize ümit ışıkları yakarak gün geçirtiyorlar.(Tekmeler gelir ve başımızın üstünden geçer). Allah aşkına artık dostlarının ne yapmak istediklerini nereye gitmek istediklerini görsünler ve boşu boşuna kendilerini bu kadar küçültmesinler. Dünya zaten bizi tanımak isteseydi çoktan tanırdı. Onların oyalama Poletikalarından halkımız çok yoruldu lütfen bunu çok iyi bilsinler. Salih Bey size sonsuz teşekkürler.
 

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
Değerlendirmenize Teşekkür Ederim

Saygıdeğer kardeşim Mürüde,
Köşe yazılarımda vurguladığım görüşler hakkında bana katılmanız beni mutlu kılmaktadır.
Yıllarca birlikte yaşadığım Rum toplumunu çok iyi bildiğime inanıyorum. Hele Rum parti başkanlarını devamlı izleme imkanım olduğu için, onların ne yapmak istediklerini de çok iyi bilenlerdenim kanısındayım.
Duygu ve düşüncelerimde asla varolmayanları yazmak diye bir anlayışım olmadı. Ancak Kıbrıs sorununu yaratan Rumların ne menem insan olduklarını, yalana, hileye, üç kâğıtçılığa, sahtekârlığa ve madrabazlığa ne denli yakın olduklarını çok iyi bildiğime inandığım için, gelecek için neler tezgâhladıklarını da çok iyi bildiğime inanmaktayım.
Bu denli bilgiye sahip bir vatandaş olarak Rumları teşhir etmek, çevirdikleri Bizans oyunlarını ortaya sermek ve halkımıza uyanık olma mesajını vermeyi vatani bir görev saydığımdandır ki, mücadeleme devam etmekteyim.
Hangi vatandaşımız olursa olsun, mutlak surette dikkatli ve tedbirli
davranması şarttır. Aksi takdirde, yüzümüze karşı sergiledikleri sahte gülücüklerin arkasında bize tıpkı bir yılan gözüyle baktıklarını bilmek zorundayız.
Halkımız gereken hassasiyeti ve kararlılığı gösterdiği takdirde, layık olduğumuz bağımsızlık ve özgürlüğümüzü koruyacağımıza olan inancım tamdır.
Size hassasiyetiniz ve ilginiz nedeniyle tekrar teşekkür eder, sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.
Salih Mehmet Ersoy
Gazeteci-yazar/ www.volkangazetesi.net
 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Salih Bey herkes sizin gibi duyarlı olsa DOSTUNU - DÜŞMANINI seçse zannederim şu anki istenmeyen toplum haline düşmezdik. Benim Köyümde (Gönendere) Rum olmadı yan köyümüz Serdarlı' a kadar geldiler. Fakat Bölgemin yaşadıkları, Şehit düşen Büyüklerim, en önemlisi halen daha ART niyetinden vazgeçmeyen Rumun ne yaptıklarını canlı canlı izlerim. Siz Büyüklerimin uyarılarını, şu anki sahte dostlarımızın ART niyetini görmemek bence hiçbir Türk evladına yakışmaz nankörlük olur. İnşallah sizlerle birlikte Özgürlüğümüzün bizde kalacağını görürüz. Siz Büyüklerimize herzaman bize doğru yolu gösterdiğiniz sonsuz Saygılar sunarım.
 
Üst