Zavallı İstanbul, Ne Hallere Düştün ?

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ZAVALLI İSTANBUL, NE HALLERE DÜŞTÜN?

İstanbul’a gidiyorum, gözlerim kapalı… Görmek istemiyorum o yaralı halini…

Gözlerim kapalı eski günleri hatırlıyorum.

Etiler’de pikniğe giderdik… Etiler’i ikinci köprü çoktan ezdi geçti. Birinci köprü Ortaköy’ün üstünde abandı kaldı. Birinci köprü sanki ara sokak…

1960 ihtilali okullar tatil… Sarıyer’den Kilyos’a orman yolu ve sonra Kilyos’ta tatil köyü, kumsal, deniz, kabinler… Çalışıyorum.

Şimdi üçüncü köprüyü yapıyorlar, ormanı biçiyorlar… Ve sonra önceki köprülerdeki gibi apartmanlar, gökdelenler dikilecek oralara… İnsan siloları bunlar, ezecek ormanları…

Hiç acımadılar dünyadaki cennete İstanbul’a… İnsanlar İstanbul’a yığılmaya devam edecek. İnsan siloları sarmaya devam edecek ve nefes alacak yer kalmayacak İstanbul ilinde…

Taksim’de Gezi Parkında AVM yapacaklar, daha neler!..

Halbuki Gezi parkından Adalara baktığımda bir şarkı tuttururdum…

Adalardan bir yar gelir bizlere,
Ama Allah gözlere bak gözlere…

Gezi Parkında bu yerde çoktan otel yükseltmişler… Şimdi de AVM yapacaklar… Nefesim daralıyor, boğulacağım… Daha neler!...

Eskiden Aşiyan vardı, Rumeli Hisarına yakın… Şimdilerde Tevfik Fikret gibi değerler sıkışıp kaldı orada mezarlarda, bir müzede… Her yer insan siloları…

İki uydu kent daha yamayacaklarmış güzelim İstanbul’a…

Çamlıca tepesine bir Ulu cami yapılıyor… Unutuldu eski şarkılar…

Biz Çamlıca’nın üç gülüydük…

Artık bülbül sesleri değil, ezan sesi var…

Ve üçüncü havaalanı… “Gerek yok,” diyor uzmanlar… Uzmanları dinleyen kim! Atlıyor helikoptere, üçüncü köprünün yerini gösteriyor. İş başlıyor. Vay köprünün yeri yanlış anlaşılmış. Değiştir. Biç ormanı…

Marmara-Karadeniz kanal geçidi…

Güzelim Ayçiçeği tarlalarında yine yükselecek insan siloları… Ayçiçeği yerine çöpler karıştırılacak, hastalık saçan atıklardan seçmeler. Atık seçen gariban, yudumladığı pis kokudan erken ölecek, ne kadar yıkansa yunsa da teninin rengi bilinmeyecek musalla taşında…

Şu anki TC nüfusunun %20’si İstanbul’da yaşıyor. Bütün bu yeni büyük projeler tamamlanınca ne olacak? Köşe başlarında, kuytu sokak aralarında bir avucu açık dilenen ölüler artacak…

Rant uğruna “bilmem ne lobileri” yararına, revize edilen Trakya bölge planı onaylandı…

Sıkıştıkça önlemler alınıyor, hata yapılıyor. Başbakan asrın projesi dedi ya, akan sular durur.

Marmaray boğaz altı geçidi, sağlam zemin bulunmadan bataklığın üzerine kuruldu, işletmeye açıldı. Her an çökebilirmiş… Katastrofik felaket.. Meclise soru önergesi verildi.

Cennetin dünyadaki benzeri idi İstanbul… Tarihler hep öyle yazar… Rant uğruna, oy uğruna, isim yapma, isim bırakma, muktedir olma, diktatör olma uğruna parmak ucu ile yeri gösterilip yapılan, yapılacak olan tesisler ile İstanbul şimdiden Cehennemin Dünya’daki benzeri haline dönmeye başladı. Karamsar demeyin bana… Rant dağılımı uğruna kamu yararı katledildi.

Türkiye Mühendis ve Mimarlar Birliğine (TMMOB) kayıtlıyım. Kaydımı sildireceğim, lüzumsuzum. Bütün uzman, uzman kuruluşlar lüzumsuzdur. Helikopter var ya… Başbakan var ya… Yeter de artar bile…

İsmini dağlardan taşlardan, kitaplardan silmeye çalıştıkları Yüce Atatürk döneminde medeniyet Anadolu’nun her yanına yayılmaya çalışıyordu. Doğu Anadolu’nun demir ağlarla örülmesi bundandı. Trabzon limanı yapılarak demir ağların daha da işlev kazanması bundandı. Sivas’a çimento ve motor fabrikaları, Erzurum’a iplik fabrikaları vs. açıldı.

Şimdi sıkı durun sevgili okuyucularım. 1934 yılında Siirt içerisinde yedi yeni cadde açıldı.

Şimdi soruyorum. Anadolu’da yer mi yok? Neden illaki İstanbul!..

Anadolu, Türk Milletinin tarlası değil miydi?

Tarlanın her yanına çok iyi bakılsaydı şimdi Kürt sorunu mu olurdu?

Var siz düşünün…


Hoşça kalınız.
26 Ağustos 2013
Hüseyin LAPTALI

 
Üst