12 Haziran Sonrası Türkiye ve Kıbrıs!

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
12 HAZİRAN SONRASI TÜRKİYE VE KIBRIS!

Bu yazım gazetemizde yayımlandığı tarihte, Türkiye kaderini belirlemeye başlamış olacak.

Evet, 12 Haziran 2011 ya yeni bir sonun başlangıcı olacak, ya da yeniden doğuşun temeli atılacak.

Türkiye’nin bu sınavdan alnın akıyla çıkacağına inanıyorum. Seçimlerde senin doğrun, benim doğrum yoktur. Devletin ve milletin doğruları vardır. Seçilecekler eğer devletin, milletin doğrularıyla ters düşüyorsa o devlet kaybetmeye mahkumdur.

Devletin doğruları nelerdir: Milletiyle bir bütün olmak! Halkının bağımsızlığını, refahını korumak! Vatanın toprak bütünlüğüne sahip çıkmaktır. Bunlar milletlerinde olmazsa olmazları olduğuna göre, vatandaş seçimlerde oyunu kullanırken tüm bu doğruları da göz önünde bulundurmak zorundadır.

Kim vatanın toprak bütünlüğüne sahip çıkıyor! Kim milletiyle bir bütün oluyor. Kim “Ne mutlu Türküm”
derken gocunmuyor! Kim vatandaşı açken kendisi milyonlarla oynamıyor! Tüm bunları göz önünde bulunduracaktır.

Aksi takdirde seçim meydanlarında atıp tutulan çılgın projelere, mesnetsizce yapılan vaatlere kanarak oylarını kullanırlarsa, belki de telafisi mümkün olmayan bir hatalı gidişe de yol vermiş olacaklardır.

Çok zor bir karar duruyor önlerinde 12 Haziran’da sandık başına gidecek kardeşlerimizin. Bir kere değil, bin kere düşünmeliler oylarını kullanmadan önce.

Benim bu yazdıklarım belki bazılarına hariçten gazel atmak gibi gelecektir ama biliyorum ki bu seçimler Kıbrıs sorununun da gidişatını etkileyecektir.

Yukarıda saydığım doğrulara uymayan bir parti iktidar olduğunda bizim de bağımsızlığımız, bütünlüğümüz tehlikeye girecektir. Birliği bütünlüğü bozulmuş bir Türkiye, KKTC’yi ne kadar koruyabilir? Ne kadar savunabilir?

Yeni bir kazan kazan politikasını kaldırabilir mi KKTC? Kaybolan kırmızıçizgilerimiz bu politika sayesinde yok olmadı mı?

Sayın Talat’ın savunduğu bir parti iktidar olursa eğer, Kıbrıs’ta zaten başlamış olan, geri çevirmeye çalıştığımız sonun başlangıcının devamı olacaktır 12 Haziran seçimlerinde atılacak her yanlış oy!

KKTC halkı son seçimlerde verdiği doğru kararla devletine, vatanına ve bağımsızlığına sahip çıktı. Bir millet olarak doğrularını buldu. Türkiye’mizin de bu seçimde doğrularını bulacağına, vatanının toprak bütünlüğüne, devletine, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkacağına inanmak istiyorum.

Bu topraklar kolay kazanılmadı! Gerek Türkiye, gerekse Kıbrıs’ta bu milletin varlığını korumak, devleti idame ettirmek için çok ağır bedeller ödendi. Bu ödediklerimizin karşılığı bir pusula ile yapılacak yanlış tercihler olmamalıdır.

Yine de Türkiye ve Kıbrıs için ne hayırlı olacaksa o olsun demekten başka bir şey elimizden gelmiyor bu noktada. Büyük şairin dediği gibi “Allah bir kez daha bu millete istiklal marşı yazmak nasip etmesin”

Açlığa çare bulunur! İşsizliğe çare bulunur, yeter ki Yasama, Yargı ve Yürütme, dış güçlerin iradesi altına girmesin. Türkiye anayasasına göre bu üç erk şöyle ifade edilmektedir:

Yasama, 1982 Anayasasının 87’nci maddesinde sayılan yetkilerdir şeklinde tanımlayabiliriz. Kapsamı.- Bu maddeye göre “yasama yetkisinin” kapsamında şu yetkilerin bulunduğu söylenebilir:

1. Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak.

2. Bakanlar Kurulu ve bakanları denetlemek.

3. Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek.

4. Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek.

5. Para basılmasına karar vermek.

6. Savaş ilânına karar vermek.

7. Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak.

8. Anayasanın 14’üncü maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere, genel ve özel af ilânına karar vermek.

9. Mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek.

10. Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmek.

Yargı, yürütmeyi denetleyen ve vatandaşların yasal haklarını kanun önünde koruması için çalışan erktir. Hukuksal olarak; Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karardır. Diğer bir ifadeyle; Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi. Yani hükümdür.

Yürütme, yargı ve yasama ile birlikte, güçlerin ayrılığı ilkesine dayanan demokrasi rejimlerindeki üç erkten (güç) biridir. Yürütme, yargıya ve yasalara bağlı olarak ülkenin ve hükümetin icraatını gerçekleştiren erktir. Kaynak (Wikipedia)

Eğer vatandaş bu üç erkin, Türk milletinin iradesi dışında bir güç tarafından denetlendiğini ve buna fırsat vereni de biliyorsa oylarını kullanmadan önce bunları da düşünmelidir.


Ayla Berkin
11.06.2011

 
Üst