2008 Kıbrıs’ını, 2009’da Neler Bekliyor?..

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
2008 KIBRIS’INI,
2009’DA NELER BEKLİYOR?..

‘’ Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim..’’

Kıbrıs Milli Davamız ile ilgili gelişmeleri 2008 yılını uğurlarken değerlendirdiğimizde gelinen nokta hiç de iç açıcı değildir!..Rum’ların yeni lideri Hristofyas ile müzakerelerin yürütüldüğü bu dönemde, Kıbrıs Türk Halkını temsil görevini üstlenen Sn. Talat tarafından görüşülen konuların halkın büyük bir çoğunlu tarafından bilinmemesi, bu kritik süreçte üzerinde durulması gereken en önemli husustur..Kıbrıs Türk’ü kendi geleceği ile ilgili olarak yapılan hiçbir görüşmeden, kendisi için düşünülen yönetim şeklinden haberdar değildir!..Adı konulmamış devletin yönetimi ve güç paylaşımı ile ilgili detaylar konuşulmaktadır!..Yoksa birileri K.K.T.C’nin tamamen teslimini öngören ‘gizli bir anlaşmayı’’ kabul etmiş de!.. Açıklanması için uygun zemin mi beklenmektedir?.. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir müzakere süreci görülmemiştir!..Yine bu süreçte göz ardı edilmemesi gereken diğer önemli husus ise Rum’ları temsil eden Hristofyas’ın kabul edilmez söylemlerinin yanıtsız bırakılarak, sanki onaylanıyormuş gibi bir sonuç çıkmasına neden olan sessizlik ve teslimiyettir!.. Görüşmelerin 11’incisinin de geride kaldığı bu tabloda çok dikkat çeken diğer bir husus ise Rum lideri Kıbrıs’ta çözüme ulaşmak adına hem müzakerelere katılmakta hem de müzakere ettiği tarafı uluslar arası topluluğa şikayet etmektedir!..Tam bir hukuk skandalının uygulanması sonucunda AB’ye alınan Rum’lar, bu uygulamaları ile de yetinmeyerek Kıbrıs adasında garantörlük hakları nedeni ile bulunan Türkiye’nin adayı terk etmeleri yönündeki çalışmalarına hız vermişler; haksız ve tek taraflı olarak alındıkları AB’deki üyelik haklarını da kullanarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadırlar!..
Bu gün gelinen bu noktada, Türkiye ve K.K.T.C de ki mevcut hükümetlerin uygulamış oldukları politikaların da büyük payı vardır!..Kıbrıs Milli Davamızda çözüme ulaşmak ve AB’ye üye olmak adına uygulanan bu politikaları şöyle sıralayabiliriz!..
-K.K.T.C’nin egemenliğinin ısrarından vazgeçilmesi!..
-Türkiye’nin Kıbrıs’ta 50 yıldır savunduğu haklarından AB’ye giriş uğruna vazgeçilebileceği görüntüsü ile ortaya konulan ‘’ ver – kurtul ‘’, ‘’ Rumlardan bir adım önde ol ‘’ söylemleri ile uygulanan sessiz teslimiyet politikası!..
-Rum idaresini meşru hükümet olarak tanımadığımızın kanıtı olarak Annan planına ‘’ Hayır ‘’ diyemeyişimiz!.
-Biz Kıbrıs’ta iki halktan bir tanesiyiz Self Determinasyon hakkımız vardır diye haykıramayışımız!..
-Kıbrıs’taki varlığımızı perçinleyen tüm kazanımlarımızı AB’ye giriş uğruna feda etme noktasına gelişimiz!..
-Türkiye de mevcut AKP hükümetinin Ek protokolü imzalaması ile birlikte Kıbrıs Cumhuriyetinin tanınması yönünde dönüşü olmayan bir yola girilmesi!..
Yukarıda sıralamış olduğum teslimiyetçi politikalarla, Kıbrıs konusunda her türlü tavizi vererek Kıbrıs Türk Halkının bu güne kadar elde etmiş olduğu tüm kazanımlarını müzakere etmekte hiçbir sakınca görmeyenlerin bu gün gelinen noktada ki şaşkınlıklarını anlamak ve girilen bu çıkmaz sokakta ki çaresizliklerine bakarak yorum yapmanın aslında hiçbir hükmü yoktur!..Çünkü seçilmiş olan bu yola bilinerek girilmiş ve girilen yolun adına ‘’Birleşik Kıbrıs ‘’isminin konulmasına K.K.T.C’deki yönetim ve Rum yönetimi birlikte karar vermiştir!..Dolayısı ile kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde ne konuşulursa konuşulsun!..Kıbrıs Türk’ünün Rum’a yamanmasının yolunu açacak olan en önemli teslimiyetçilik budur!..
Kıbrıs’ta Rum’lar hiç acele etmeyeceklerdir!..Devam eden müzakere sürecinde önlerine çıkartılacak olan ve adanın tamamına hakim olmalarının önünü tıkayacak her türlü girişime ve çözüm anlaşmasına sokulmak istenen böyle bir maddeye hayır diyeceklerdir!..Amaçları Türk Halkının ve Kıbrıs Türk’ünün mücadele azimlerini kırarak bezginliğe düşmelerini sağlamak ve Enosise gidilen yolda tüm engelleri ortadan kaldırmaktır!..Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin önüne sürekli olarak Kıbrıs sorununun çözümünün getirilmesinde ki en önemli stratejik hedef, Türkiye’nin ve Türk askerinin adadan ayrılmasını sağlamaktır..Rum tarafının değiştirilemeyecek olan bu dayatmasına verilmesi gereken tek bir yanıt vardır!..Kıbrıs Türk Halkının adada ki var oluşunun ve özgürce yaşam hakkının devam ettirebilmesinin yegane nedeni, Anavatan Türkiye’nin adada ki garantörlük sıfatı ve Türk askerinin uluslar arası güvenlik ve işbirliği antlaşmalarından kaynaklanan adada ki varlığıdır..Bu mevcudiyet hukuki yönden elde edilmiş olan ve Kıbrıs Türk Halkı için vazgeçilmesi mümkün olmayan en önemli kazanımdır..Bu kazanımın vazgeçilmezliği müzakere masasında Rum’ların önüne bu şekilde konulmalıdır..
2009 yılında da devam edecek olan müzakerelerde herhangi bir sonuca varmak mümkün olmayacaktır!..Anlaşma gibi bir niyeti olmayan Rum tarafı ile yapılan bu görüşmeler sadece zaman kaybından ibarettir..Ancak bu süreçte önemli olan Türkiye de Mart ayında yapılacak olan yerel seçim hazırlıkları devam ederken; AKP hükümetinin Kıbrıs’ta devam eden bu kritik süreci göz ardı etmemesi ve T.B.M.M de kabul edilmiş olan kırmızı çizgilerin ardında durabilmesidir!..Şu husus asla unutulmamalıdır ki Türkiye’nin evet demeyeceği bir çözüm asla geçerli olamaz!..İşte düğümü çözecek olan tek cevap da budur!..
Bu süreç devam ederken K.K.T.C’ de görevde olan hükümetin partizanca uygulamaları ve Kıbrıs Türk Halkını adeta canından bezdiren ekonomik başarısızlıkları,Birleşik Kıbrıs için Rum’lar ile işbirliği içerisinde yürütülen faaliyetlerin, kendini bilmez birtakım kişi ve derneklerce yönlendirilmesinin halkın artan tepkisini çekmesi, UBP’nin yeni genel başkanı ve yeni yöneticilerinin ana muhalefet görevlerini yerine getirerek erken seçimi gündeme almaları ve bu nedenle CTP-ÖRP hükümetini iyice sıkıştırmaları sonucunda; büyük bir ihtimalle K.K.T.C’de mayıs veya haziran 2009’da bir erken seçim kararının alınması, ya da bir erken seçime gidilmesi kaçınılmaz olacaktır. Kıbrıs Türk Halkının iş başına getireceği yeni bir hükümet, Rum’larla yürütülen çözüme yönelik müzakereleri bir anda gündemin dışına itebilecektir!..
Görünen odur ki Kıbrıs’ta taraflar arasında devam eden müzakerelerden sonuç beklemek hayalden ibarettir!..Beklenen sonuç, Rum’ların hayalini süsleyen ile aynı olmadıkça da asla gerçekleşmeyecektir!..Böyle bir hayalin gerçekleşmesine de Kıbrıs Türk Halkı ve Yüce Türk Milleti izin vermeyecektir..
Türkiye’de mevcut hükümetin AB ilişkileri ve bu ilişkilerin geleceği ile ilgili olarak bir karar vermesi 2009 yılında önem kazanacaktır!..Bu kararın ortasında Kıbrıs bulunmaktadır!..AB Kıbrıs konusunda ki dayatmalarından vazgeçmediği sürece Türkiye ile birlikte yürüttüğü müzakerelerden de bir sonuç alması mümkün görünmemektedir!..Türk Hükümeti ya bu dayatmalara evet diyerek Rum hükümetini tanıyacak!.. Ya da hayır diyerek K.K.T.C’nin yaşamasını sağlayacaktır..Rum ile çözüm ancak onların adanın tek hakimi olduklarını onaylayan bir çözüme evet demekle mümkün olacaktır!..Böyle bir çözüm ise Türkiye’nin Akdeniz’deki stratejik haklarından vazgeçmesi, Lozan da kurulan Türk-Yunan dengesinin bozulmasına onay vermesi demektir!.Böyle bir kararı Türk Milleti onaylamayacağı gibi, buna evet diyen bir hükümetin de iktidar da kalması mümkün değildir.İşte 2008 Kıbrıs’ını 2009 yılında bekleyen hususlar özet olarak bunlar olacaktır..Burada üzerinde durulması gereken en önemli tespit ise şudur!.Yenilikçi zihniyetin temsilcileri olan CTP ve ÖRP’nin K.K.T.C’de, AKP’nin Türkiye’de işbaşına gelmeleri ile birlikte Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik uygulamış oldukları ver- kurtul politikalarına rağmen ve bu konunun AB’nin gündemine oturmasından günümüze kadar geçen süreçte; Rum’ların ve uluslar arası destekçilerinin de ortaya koymuş oldukları çözüm önerilerine ve adada ki işbirlikçilerinin onca faaliyete rağmen tüm bu dayatmacı uygulamalar, Rum’larla birlikte yaşamak isteği yerine tam tersi bir sonucu; Kıbrıs Türk Halkının egemen ve özgürce yaşadığı vatan topraklarına artan bir oranda sahip çıkmaları gerçeğini ortaya çıkarmıştır..2008 yılında yapılan kamuoyu yoklamaların da halkın %75’lik bir bölümünün kendi kurmuş olduğu devletinde yaşamak istemesi bunun çarpıcı bir kanıtıdır..Kıbrıs Türk’ünün ezici çoğunluğunun K.K.T.C’nin yaşatılması yönündeki kararlılığı 2009 yılında dikkate alınması gereken en önemli husustur..Bu kararlılığı destekleyen Türk Milletinin Kıbrıs konusundaki hassasiyeti ise çözüm için müzakereleri yürüten siyasilerin, bu sorunu ortadan kaldırmak amacı ile Kıbrıs konusunu kendine vazife edinmiş ilgili veya ilgisi olmayan dış güçlerin göz ardı edemeyecekleri çok daha önemli bir husustur!..
2009 yılında Kıbrıs müzakerelerinde dengelerin değişmesi, Rum’ların dayatmacı politikalarına gerekli cevabın verilmesi, Kıbrıs Türk Halkının kan ve can bedeli ödeyerek elde etmiş olduğu kazanımlarını kararlılıkla savunacak yeni bir sürecin başlatılması hiç de sürpriz olmamalıdır!..Türkiye’nin AB’ye üye olamayacağı yönünde artan görüş birliği, Kıbrıs Türk Halkının kararlı bir şekilde K.K.T.C’ye sahip çıkması ve bu doğruları kararlılıkla savunacak yeni bir hükümetin iktidara gelmesi,‘’Birleşik Kıbrıs’’ yönündeki çalışmaların da sonunu getirebilecektir!..
Bir halkın özgür ve egemen olarak yaşam hakkı ancak o halkın kendi iradesi ile sonlanabilir!..Kıbrıs Türk Halkının ezici çoğunluğu kendi iradeleri dışında Rum’lar ile bir arada yaşamak zorunda kalacakları hiçbir çözümü kabul etmemektedirler.. Aradan bir 2008 yıl daha geçse bu gerçek Kıbrıs adasında değişmeyecektir..
Çünkü Kıbrıs Türk’ü, ata yadigarı vatan topraklarından vazgeçmeyeceğini, adada vermiş olduğu varoluş mücadelesiyle tarih sayfalarına kanı ile yazmış ve çok net bir şekilde tüm dünyaya ilan etmiştir..25 yıldır yaşayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti bunun en önemli kanıtıdır.Bu Kahraman Halk, devletinin ortadan kaldırılmasına izin vermeyecektir.. Buna yeltenecek olan herkese, bunun bedelini ödetmek kararlılığı ile alnı açık ve başı dik bir şekilde vatan topraklarında yaşamını sürdürmeye devam edecektir..

‘’ Hiçbir Neden Uğruna Vatan Topraklarından Vazgeçilemez..’’

Atilla ÇİLİNGİR.
 

Kartal

New member
Katılım
12 Kas 2008
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: 2008 Kıbrıs’ını, 2009’da Neler Bekliyor?..

Sayın Çilingir,
Kıbrıs Konusu ile ilgili olarak yapmış olduğunuz değerlendirmeler mükemmel..Keşke ada da ki siyasilerde bu meseleyi en az sizin bakış açınızdan değerlendirebilseler. 2009 yılı gerçekten de Kıbrıs için pek çok değişimlere gebedir..Ancak tüm bu yaşanabilecek değişiklikler içerisinde değiştirilemeyecek olan yegane şey sizin de belirttiğiniz gibi '' Hiçbir neden uğruna vatan topraklarından vazgeçilemeyeceğidir..''. Bu vesile ile Kıbrıs 1974 formunun değerli yönetiminin, üyelerinin ve sizin yeni yılınızı kutluyor ve 2009 Yılının K.K.T.C de yaşayan tüm vatandaşlarımıza mutluluk dolu günler getirmesini diliyorum..Saygılarımla..
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
Cevap: 2008 Kıbrıs’ını, 2009’da Neler Bekliyor?..

12995.jpg
 
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: 2008 Kıbrıs’ını, 2009’da Neler Bekliyor?..

Doğukan Rumuzlu Değerli Kardeşim,
Son yazmış olduğum '' ANDIMIZ OLSUNKİ BU TOPRAKLAR BİZİM ''isimli kitap kapağım ile vermiş olduğun mesaja teşekkürler..2009 yılı K.K.T.C devletinin yaşatılması kararlılığı ile vatan topraklarına dört elle sarılanların yılı olacaktır..Gösterdiğiniz hassasiyete ve yakın ilgiye teşekkürler.

Sevgilerimle.
Mutlu Yıllar..
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: 2008 Kıbrıs’ını, 2009’da Neler Bekliyor?..

Değerli Komutanım,
"2008 Kıbrıs'ını 2009 da ne Bekliyor" başlıklı ve tamamiyle Türk Kalbinin, Türk Beyninin katkılarıyla yarattığınız yazınızı soluksuz okudum. Yazınızın altına yazdıklarınıza katıldığımı belirtmek için tereddütsüz imzamı atarım.
Bizler Ülkücü insanlarız. Olayları tamamiyle ideal şekliyle, olmasını istediğimiz ülkü şekliyle görmek istediğimizden mutlu olamıyoruz. Gerek Türkiye'de ve gerekse Kıbrıs'ta idare edenler latince tabiriyle idealist değiller. Bazı şeyler, onların meydana getirdiği Türk'ün aleyhine olan realiteler Türk Halkından orada da burada da gizleniyor. Bir vurdum duymazlık, aymazlık, kalleşlik sürüp gidiyor. Bu durumda ne yapmalı ? Bu sorunun cevabı bulunmadığı için bu kalleş ortamdayız. Cevabını bildiğimiz bir konuda, Avrupa Birliğine girme konusunda her türlü aptallığı yapıyoruz. Çok fedakarlık yapıyoruz. Çok değerleri kaybediyoruz. En Başta TÜRK'LÜK GURURUNU kaybettirmek üzereler bize. Ey Türk halkı, bilin ki bizi Avrupa Birliğine ALMAZLAAAAAR.
Türk halkı amaçsız bir fedakarlık içindedir. Geçmişi uzun yıllara dayanan bir planın sonucunda bizi idare etmek üzere gelenler tesadüf değildir. Bunlar kendilerinden bir şey vermiyorlar. Türk'e ait olanı şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emellerine alet ederek tereddütsüz veriyorlar. Talat da bunlardan birisi. Yazınızda belirttiğiniz gibi Türk Vatanı ve Halkı sanki satılmış da bu satış anlaşmasını açıklamak üzere zemin ve zaman mı bekleniyor ?
Ama Türk Ulusu İdeallerini realite ile birleştirerek birgün herşeyin böyle olmayacağını, böyle sürdürülemeyeceğini, iradesini ortaya koyarak tüm dünyaya gösterecektir. Bizler bunun için varız, bunun için yaşıyoruz.
Elinize, kaleminize, beyninize ve herşeyden önemlisi kalbinize sağlık sayın Komutanım. Tanrı sizden razı olsun ve korusun.
TANRI TÜRK ULUSUNU DA KORUSUN VE YÜCELTSİN. amin....
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: 2008 Kıbrıs’ını, 2009’da Neler Bekliyor?..

Sevgili Rüştü Altay Kardeşim,
heryerde olduğu gibi şu anda da Kıbrıs 1974 platformunda da beraberiz.
Sevgiler, saygılar....
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: 2008 Kıbrıs’ını, 2009’da Neler Bekliyor?..

Sevgili Arkadaşlar,
Tetris diye bir oyun vardır bilir misiniz ? Sanırım biliyorsunuz. Bu elektronik oyunda yukarıda devamlı birtakım geometrik şekiller aşağıya doğru inerler, siz de kontrol tuşları yardımıyla bunları aşağıda düzgün şekilde yerleştirerek puan kazanır, bir bakıma başarıya ulaşarak mutlu olursunuz.
Şimdi Türk Dünyasında bir Tetris oyunu oynatılıyor. Hem Anavatan'da hem de Yavruvatan'da oynanan bu oyunda kontrol tuşları siyonist haçlı zihniyetin yetiştirmesi piyonlar tarafından hareket ettirildiğinden, Siyasi, ekonomik, militer, coğrafi her platformda Tetrisler kontrolsüz bir şekilde üst üste binmekte ve Türk insanı bu oyunda etkisiz bir şekilde seyirci konumuna düşürülmüş olarak mutsuz edilmektedir. Önemli olan bu kontrol tuşlarının Türk'lerin eline geçmesidir. Elbet bir gün bunu başaracaktır Türk Ulusu.
O zaman göstereceğiz onlara TETRİS NASIL OYNANIR.
Men Sabere Zafere.....
TANRI TÜRK ULUSUNU KORUSUN VE YÜCELTSİN. AMİN...
 
Üst