2009 MUCİZESİ!
Öyle ya; 2008’in üzerine kapıyı kapatıp her türlü olumsuzluğu geride bırakmış olacağız. Üstüne üslük 2008’in bitimine bir kaç gün kala çabuk hırsız misali Erken seçim deyip, RUM’a, yoldaşları Hristofys’a, CAN kardeşleri AKEL’e Hodri meydan çekemiyenler görülmemiş bir siyasi pişkinlikle, inanmadıkları, tasfiyesi için canhıraş uğraştıkları KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’nin başbakanlık makamından HODRİ MEYDAN çekip haykırarak, 2009’da erken seçim istediklerini söylerken, bu halka yaptıklarını örtbas edeceklerini sanma gafleti sergileyebiliyorlar. Bağırıp, çağırarak tekrar bu halkı sus pus ettirip, siyasi özürlü, iflas ve vurgunun kol gezdiği, faşizan heveslenmelerin doruğa çıktığı devr-i iktidarlarını halktan yeniden vize alarak sürdürebileceklerini sanıyorlar.
* * *
2009’la birlikte güzeli, mutluluğu, refahı, adalet ve huzuru yakalayacağız... Gerçekten öyle mi? Bu nasıl bir mucizedir ki; bir takvim yaprağını söküp atarken, yerine gelenle birlikte, makus talihimizi yenmiş olalım. Büyülere, fallara, gaipten gelen haberlere, hem gericilik suçlamasında bulunacağız, hemde işimize geldiği şekilde birilerinin yaptığı gibi fal bakıp geleceği okumak adına kitleleri yönlendirmeğe mi yelteneceğiz? Bulutların üzerinde uçuşup, hayallerle avunmayı mı tercih edeceğiz, yoksa dünyanın katı gerçeklerini bilip ona göre mi davranacağız?
Evet; acısıyla, tatlısıyla, kimileri için zor, kimileri için ise zevkin ve sefanın doruklarında son bulan bir takvim yılını daha geriye bırakıyoruz. Siyaset adamları kendilerine göre geçmişi yorumlayıp, geleceği tanımlamaya çalışıyorlar. Gazeteciler ve köşe yazarları da öyle. Genelde adettendir, gelecek adına umutlar pompalanır hep..Taki bir yıl sonrasına kadar..
Peki gerçek ne? Takvim yaprakları arasında saklı duran ne var ki; insanoğluna bu yapraklar arasında geleceğe yolculuk yaptırıyoruz? Gerçekleri yaratan ve yaşatan, değiştiren ve dönüştüren insanoğlunun kendisimidir, yoksa takvim yapraklarının mücizesimidir? Bilemiyorum ama; umutsuz kalmadan, hep umudu kovalayarak, gerçekçi olmak gerekir düşüncesini savunanlardanım. Başkalarının önümüze koyduğu hayal perdelerini yıkarak kendi gerçeklerimizi yaşamak ve yaşatmak kazanılmış varlarımıza sıkı sıkıya sahip çıkmak ve daha da geliştirmek, sizce de en güzeli değilmi dersiniz?
İşte 2009 kapının hemen arkasında..Saatler sonra, bir yılı daha geride bırakacağız. Peki dünyada ne değişecek ki? Milyonlarca insanın kaderi haline gelen açlık, işsizlik ve salgın hastalıklar mı son bulacak? Küresel ısınmanın yol açtığı küresel olumsuzluklar mı geride kalacak? Yoksa; daha çok kazanç ve daha çok sömürü peşinde koşan bilumum sömürgeciler, yaptıklarından nadim mi olacaklar..Yoksa; GAZZE örneği suçsuz insanların, minnacık çocukların başlarına yağdırılan bombalar artık tarihin çöplüğüne mi atılacak? Ne olacak yani? Emperyalizm, yeni yılla birlikte, göz diktiği yer altı ve yer üstü zenginliklerine sırt dönüp, kendi kabuğuna mı çekilecek?
Peki ya Kıbrısta; 2008 den farklı olarak nelerle karşılaşacağız dersiniz? Hristofyas’ın nadim olup haklarımızı teslim edeceğini; Rumların hakimiyetçi anlayışlarından vazgeçeceğini mi sanıyorsunuz? ABD ve AB’nin bu güne kadar uyguladıkları Rum yanlısı politikalardan vazgeçip, Kıbrıs Türklerine karşı artık adil olacağız demelerini ve bunu uygulamalarını mı bekliyorsunuz? Güldürmeyin insanı allahaşkına!
Ya CTP Hükümeti’nin beş yıl boyunca bu halka reva gördüğü ‘zamdan, zulümden, haksızlık ve adaletsizlikten, partizanlık ve siyasi kayırmacılıktan, kamu kaynaklarını çar-çur etmekten, baskılardan’ vazgeçip, hakkın ve hukukun egemen olduğu bir yönetim modelini benimseyeceğini mi sanıyorsunuz?
Gerçek olan şu ki; umut da, değişim de; hak da özgürlük de insanoğlunun direncinde ve insanoğlunun kararlılığındadır.Gerisi laf-ı güzaftır..
Biz insanımıza, onurlu, özgür ve refah içinde bir gelecek adına, bilinçli ve sebatlı bir kararlılık öneriyoruz.
Dileğimiz; 2009 KKTC’nin tanınma yılı olsun. Hepinize sağlık, esenlik, bol şans ve huzur dolu bir YENİ YIL DİLİYORUZ...