2012'de Tasarrufa Ne Dersiniz !

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
2012'DE TASARRUFA NE DERSİNİZ!

2012 Mali Yılı Bütçe görüşmeleri geçtiğimiz gün tamamlandı. Vekillerimizin kimileri “of pof” çekerek de olsa kah Meclis sıralarında oturarak kah oturma salonlarında sohbet ederek bir süreliğine de olsa tam gün Meclis’te bulunmak zorunda kaldılar.


Ancak bazı vekillerimizin de ister iktidar isterse muhalefette olsunlar, haklarını teslim etmek gerekir. İzleyebildiğim kadarıyla yaptıkları hazırlıklar sonucu Meclis kürsüsünde ortaya koydukları eleştiri ve önerilerle, hem ülkede yaşanan sıkıntıları irdelemiş, hem de Hükümete yapacağı çalışmalarda yol gösterici olma sorumluluklarını yerine getirmiş oldular.


Sanırım; çok çalışmanın, çok üretmenin ve zamanı iyi kullanarak verimli olmanın yükselen değerler olduğu çağımızda; topluma, yurttaşa, işçiye, memura, öğretmene, hasılı her meslekten insana bu anlamda öncü ve örnek oluşturması gerekenler halk adına ülkeyi yönetenlerdir.


Unutulmamalıdır ki; çalışmayan, üretmeyen, toplam kaliteyi öne çıkarmayan ve zamanı çok iyi kullanmayan toplumlara artık içinde bulunduğumuz azgın rekabet çağında asla yaşama ve var olma şansı bulunmamaktadır.


“Yok oluyoruz, eritiliyoruz, kimliksizleştiriliyoruz” diye feryad-ı figan eden çevreler de sanırım, yok olmamanın yolunun, çok çalışmaktan ve her alanda kendimize özgü zenginlikler yaratmaktan geçtiğini kabul etmek durumundadırlar. Bu ülkenin ekonomisine, sosyal yaşamına ve kalkınmasına emek ve alın terleri ile katkı yapan insanları ötekileştirerek, değerlerini horlayarak bu insanları aşağılamanın sol değerler ve insanlıkla asla bağdaşmadığını anlamaları gerekir.


Çağrım; bu ülke halkının oyu ile iktidara gelen Hükümetedir: Gelin; ülkemiz, tam da bu zor dönemden geçerken, gireceğimiz yeni yılda, yeni bir başlangıç yaparak çalışkanlığınızla, tutumluluğunuzla, adalet anlayışınızla ve tüm insanlarımızı bir kardeş duygusuyla kucaklamanızla örnek olunuz.


Ülke kaynaklarını tasarruflu kullanınız. Öğretmen ve doktorlara tam gün çalışma önerisi yaparken, tam gün çalışmayı önce kendiniz uygulamaya başlayınız!


Milletvekillerimize çağrı yapıyorum: Meclis komitelerinde sizi bekleyen, halkın ve kurumların, sektörlerin önünü açacak birçok önemli yasa tasarısı yasalaşmayı beklemektedir.
Vatandaşın temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alırken, hepimizin varlık ve meşruiyet nedeni olan devletimizin; yıpratılmasını, çökertilmesini, zaafa uğratılmasını hedef alan eylem ve davranışlara karşı devleti koruyucu yasaları cesaretle çıkarınız. Bunu yapmak, hem Meclis kürsüsünde içtiğiniz andın, hem de Anayasamızın gereğidir.

2012 yılında; iktidarıyla muhalefetiyle, Meclisimizin, çok çalışan, çok üreten, zaman israfını defterinden silen, halkın beklentilerine yanıt verebilen bir yasama organı olduğunu kanıtlayınız! Çünkü bu halkın size verdiği görevin anlamı da budur. Zaten üstlendiğiniz görev ve sorumluluklar da bunu gerektirir.


Örgütlerimize ve kurumlarımıza çağrı yapıyorum: sorunlarınızı ve hükümetten beklentilerinizi elbette ki; ortaya koyacak ve mücadelesini vereceksiniz. Ancak; tüm dünyanın ekonomik bir dar boğazdan geçtiğini de hiç unutmadan, ekonomiyi, sosyal yaşamı, eğitim ve sağlığı tökezletecek grev ve eylemlerden kaçınarak, diyalog ve uzlaşma yollarını deneyiniz. Bilmek durumundayız ki; ülkenin kaynakları ve sıkıntıları bellidir. Olmayan kaynakları talep etmek yerine, daha çok çalışarak, üreterek kaynak ve olanakları artırıp, hakça bölüşerek birlikte kalkınabileceğimizi asla unutmamalıyız.


Kuşkusuz toplum bireylerden oluşur. Ve bireyler çalıştıkça, ürettikçe, israftan kaçındıkça refah ve huzur içinde yaşama sırrına ulaşırlar.


O halde insanımıza seslenmek istiyorum; ‘
gelin, bir takım bozguncu güçlerin oyununa gelip, her şeyi kapkara görmek ve battık batıyoruz psikolojisine saplanıp toplumsal ve bireysel yaşamımızı çekilmez hale getirmek yerine, bu ülke için, kendimiz ve yakın çevremiz için, daha çok ne yapabiliriz, daha çok nasıl çalışabiliriz ve daha fazla nasıl üretebiliriz” diye düşünerek, bireysel ve toplumsal kalkınmamıza engel olan duvarları birer birer yıkalım.

Ve geliniz 2012 yılını “tutumluluk ve TASARRUF” yılı ilan ederek, kaynaklarımızı ve imkânlarımızı israftan kaçınalım.
 
Üst