48 Yıldır Değişmeyen Rum - Yunan Politikası

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
48 Yıldır Değişmeyen Rum - Yunan Politikası

Rum ve Yunan kaynaklarınmca da artık varlığı reddedilmeyen “Akridas Plânı” gereği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin silâhlı darbe ile ele geçirilmesinden bu yana değişmeyen Rum-Yunan poltikası Cenevre’de de sırıttı.

Özel kaynaklardan aldığımız haberlere göre AB’nin kendi kendini eleştirmesi ve “Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’ne” dönüşmesine rağmen bu yapının AB’ye üye yapılmasının hata olduğu su yüzüne çıkarıldı.Buna bakan Rum-Yunan yetkilileri alternatif politika geliştirerek BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un tehdidine karşı masaya sürdü.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki ortağından biri olan “Kıbrıs Türk Halkını” taraf olarak karşısına almak istemeyen Kıbrıs Rum Yönetimi,sürekli olarak Türkiye’yi masaya çekmek politikasının başarıya ulaşmamasına bakarak Cenevre’de BM Genel Sekreterine yeni bir teklif sundu.Buna göre NewYork doruk toplantısını beklemeden BM şemsiyesi altında çok taraflı bir toplantıyı kabul ettiklerini açıkladı.Buna göre masaya “BM Genel Sekreteri ve heyeti,Kıbrıs Türk Halkı, Rum Halkı,Türkiye-Yunanistan-İngiltere,AB Heyeti ve BM Güvenlik Konseyinin beş sürekli üye devlet temsilcileri” katılacaklardır.Rum ve Yunanlılar bunu benimsediklerini belirttiler.Bu girişim BM ve AB’nin ilk kez Rumlar üzerinde yapılan ciddi baskının sonucudur.

Bilindiği gibi Türkiye “Beşli görüşmeye “razıdır.KKTC de bunu önceden kabul ettiğini açıkladı.Kıbrıs Rumları “Türk tarafını” “Cemaat” olarak kabul etmekte,Kıbrıs Cumhuriyeti ile ancak Türkiye’nin görüşmesini kabullenmektedirler.Amaç “İşgâlci Türkiye imajının altında” işgâli sonlandırmakla, Kıbrıs sorununun sonuçlandığını dünyaya göstermek ve Kıbrıs’ın tümüne egemen olmaktır.

Cenevre’de beşli görüşmenin ötesine uzanarak ortaya konan istek “Beşli Konferansı” sulandırmak ve alternatif olarak konuyu BM Güvenlik Konseyine ve AB’ye yaymaktır.

Öte yandan AB,bir anlaşma olmadan “Kıbrıs(Rum) Cumhuriyeti’nin” üye yapılmasının ne kadar hatalı olduğunu görmeye başladı. Kıbrıs’ı üye yaparak sorunu daha karmaşık hale getiren Avrupa Birliği artık bir çözüm bulunmasının gerekli olduğu görüşünde.

AB Komisyonu Başkanı Barroso, Cenevre’deki görüşmeler öncesinde yaptığı açıklamada yaşanan sıkıntıyı net şekilde dile getirdi. Çözüme geç kalındığını vurgulayan Barroso, “Görüşmelerde bir ilerleme kaydedilmesi gerekli” ifadelerini kullandı. Ajansların işaretettiklerine göre “bu görüşte olan tek isim Barroso değil. Avrupa Birliği üyeleri arasında artık yolun sonuna gelindiğini ve kısa sürede çözüm bulunmaması halinde “herkesin kendi yoluna gitmesi” gerektiğini düşünenlerin sayısı artıyor”.

Bu sorunun sürmesi Türkiye-AB ilişkilerini de zehirlemektedir. AB görüşmeleri tıkanmıştır.Rum ve Yunanlıların Kıbrıs kartını kullanarak AB patronu ülkeleri de Türkiye’ye karşı memnun ettikleri ayrıca bilinmektedir.Ancak 1 Temmuz 2012’de Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti’nin” AB dönem başkanlığını yükleneceğine bakanlar,Kıbrıs anlaşmazlığının bu tarihten önce ya geçici veya kalıcı bir çözüme ulaştırılmasını koşul olarak işaret etmektedirler.Oysa bu dönemde Kıbrıs Rum kesiminde “Başkanlık” seçimleri,Yunanistan’da mali ve ekonomik sorunların varlığı, geleceği pek de aydınlık göstermemektedir.

BM Genel Sekreteri,Newyork’da yapılacak toplantı ve sonrasını işaret ederek tarafları bağlamak istedi.Bu 1 Aralık 2011 tarihine kadar temel konularda çözüme ulaşmak ve taslak bir anlaşmayı imzalamak olarak belirlendi.

Hristofyas ise Rum kaynaklarına göre üç “Hayır “ile gitti.Bunlardan birincisi “Arabulucuya hayır”,ikincisi “Görüşme takvimine hayır” ve üçüncüsü “Beşli Uluslaraarası Konferans” olarak işaret edilmektedir.

Öte yandan Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi,bu koşullarda bir anlaşma yerine adanın ikili yönetimini yani bir çeşit taksimi daha yararlı bulmaktadır.Amaç “Kıbrıs(Rum) Cumhuriyeti’ndeki” yetkileri Türklerle paylaşmamaktır.

Cenevre görüşmelerinde Türk Heyetinin “Üçüncü plân” sunduğu da gelen haberler arasındadır. Harita sunulmamak koşulu ile toprak konusunu görüşme istemi,Türk tarafının artık her şeyi her an tartışır konuma geldiğinin işaretidir. Bu konuda daha fazla ayrıntı verilmemektedir. Nerede ise “Birleşik Kıbrıs’ı” sadece Türk heyeti savunmuştur.

Seçimden başarılı çıkan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan R.T.Erdoğan’ın 20 Temmuz’da KKTC’ye yapacağı resmi ziyaret ve törende yapacağı konuşma merakla beklenmektedir. Rum heyeti,Başbakan Erdoğan’dan Maraş ve liman açılımı beklendiğini özellikle belirtmektedirler.

Türk kaynakları Maraş jesti diye bir şeyin söz konusu olmayacağını işaret etmektedirler. Öte yandan Maraş’taki Vakıf malları konusundaki mahkeme kararına dayanılarak bunun uygulanması ve hak sahiplerine haklarının teslim gereği ağır basmaktadır.

Cenvere konusunda her ana daha geniş bilgiler elde edeceğimize inanıyorum.
 
Üst