Adı Ali Veya Nigoli...

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ADI ALİ VEYA NİGOLİ...

Evet değerli okurlarım. Beşparmak Dağları’ndaki Türk Bayrağı’nı görmeğe dayanamadığını söyleyen yoldaş Hristo; ‘geçmişte büyük vatanseverler – Hristo burada, gizli ve sinsi olup ellerindeki kağıtları saklamaktan, sabırlı olmaktan aciz milliyetçilerden bahsediyor. Çünkü o zaman da Maskaryos’un planı olan ve Hristo yoldaşın da büyük bir rol aldığı; onayladığı OMOSİS’le, usul usul ve sinsice zamana yayarak gerçekleştirme yoluna gidilmiş ve uygulanmaya da konulmuşken üstelik – işte bu (sabırsız) vatanseverler Makaryos’u devirmekle adaya taşıdıkları Türkler yüzünden, Beşparmak Dağlarında gece gündüz Türk Bayrağı görmek zorunda kaldık” diyor. Ben olsam oraya iki değil dört daha, yüz daha bayrak dikerim alimallah; ne ise..

Bayraklarımıza bakarak neredeyse kalp krizi geçirmekte olan Hristo yoldaş ‘şimdiki vatanseverlere’(!); iki bölgeli, iki toplumlu federasyonun; ileride adayı birleştirmenin tek çare olduğunu anlatamıyor galiba. Oyunun entrikalarını da açıklamak istemeyen Hristo yoldaş; bu ‘tuzak’ çözümün içeriğinin anlaşılması gerekir diyor da; şimdilik başka da diyemiyor! Halbuki geçmişte bunu biraz daha açmış ve ENOSİS’e giden tek yol olduğu için federasyonu kabul edeceğini açığa vurmuştu. Ancak şimdi, Hristo yoldaş, vatanseverler dediği ve ENOSİS’i bir an önce gerçekleştirmek isteyen sabırsızlar yüzünden bu oyunun da geçmişte olduğu gibi bozaulacağından korkuyor! Ancak Talat’ın, oynanmakta olan bütün bu oyunları göremediğine mi; yoksa Kıbrıs (Elen) Cumhuriyeti Federasonu’nu, geçmişte Hristo yoldaşıyla takıldıkları o sakat ideolojiyle gerçekleştireceklerine inandıkları ‘devrim’e bir sıçrama tahtası olarak gördüğünden mi KKTC’ni tasfiye yoluna gidiyor?

Evet.Adanın Karpaz’dan Gemikonağı’ ve ötesine olan sahil şeridini; Türkleri dört bir yandan ve tam aplukaya alabilmek için Lefkoşa’nın önmli bölgelerini ve varoşlarını... Karpaz, Gazimağusa, Girne, Güzelyurt, Akıncılar’ı ve bu sözde anlaşmalarla Hristo yoldaşı ile gizli saklı ve üstelik tutanaksız yapmakta olduğu görüşmelerden ve halkına ve meclisine de danışmadan vermekte olduğu tavizlerle daha nerelerin, nerelerin isteneceğini de göz önünde bulundurursak; Hristo’nun dayatmalarına anında “malista” (evet) diyen adamın ismi Ali olmuş, kaç yazar? Alınmakta olan kararlara ve neticeye baktığımız zaman; sözde bizi temsilen orada bulunanın adı Ali, Nigoli veya Hristo imiş fark etmiyor görüldüğü gibi! Ne, yalan mı? Talat’ın yerine o masada bizi temsil eden Nigoli olsaydı daha değişik mi davranacaktı yani?

Bakınız; çok değerli arkadaşımız Araştırmacı Yazar Sabahattin İSMAİL’in, Yeni VOLKAN Gazetesi’nin 20 Haziran nüshasındaki ‘Baş Yazı’sındaki “Çözüm ve Toprak Kriterleri Nedir” başlığı bölümünde özenle ve çok da anlaşılır bir uslupla dizdiği; ve “iğne ile kuyu kazılarak kabul ettirilen ve 1963’ten bu yana her alanda verilen büyük bir milli mücadele ile savunulan bu kriterler; Annan Planı süreciyle birlikte, sizin – Talat’ın – tarafından yerle yeksan edilmiştir.” - Sabahattin arkadaşımızın az önce belirttiğim başlık altında dizdiklerini burada sıralamak olası değil. Bunların ivedilikle ve teker teker okunması gerektiği kanısındayım. Ancak burada bir kaç tanesini saymakta fayda görüyorum.

Örneğin:-
“GÜVENLİK; 1960 Garanti ve İttifak Anlaşmasının daha da güçlendirilmesi şeklinde sağlanacak ve tek yanlı müdahale hakkı korunacaktır”... - Şimdi ve hal böyleyken; AB’nin, güvenliğimizi sağlayacağı varsayımı ile bunu iptal etmek; belayı davet etmek değil mi? Kuzuları kurtlara teslim etmek değil mi Allah aşkına?

“MÜLKİYET sorunu, global takas ve tazminat esasında çözülecek...” – Burada da Talat, her zaman olduğu gibi halkına veya meclisine danışmadan; kendi ideolojisine uyumlu ve aralarında yabancıların da olduğu bir ‘manda komisyonu’ kurup; (Rum’a) Mal Tazmin Yasası (Yokoluş Yasası) çıkararak; bu kriteri de sıfırlamış; Kıbrıs Türkü’nü topraksızlaştırma yoluna gitmiştir!

“AB ÜYELİĞİ. Garanti Anlaşmasının da önördüğü gibi ve ANCAK bütünlüklü bir çözümden sonra gündeme gelecek, ve, Türkiye’nin de TAM ÜYELİĞİ ile EŞ ZAMANLI olarak gerçekleştirilecektir”... - Şimdi Talat’ın öngördüğü gibi; tüm kurum ve kuruluşları ile çalışmakta olan genç bir devleti yıkarak; egemen bir halkı bir cemaate indirgeyip; ciğeri iki drahmi etmeyen gavuroğullarının azınlığı; kuyruk-altı kenesi yapıp; şikar bir dokmuş gibi; barış, Birleşik Kıbrıs, AB diyerek bunun da içine; şey, dibine incir ağacı dikmiştir!

“SELF DETERMİNASYON HAKKI. Doğasında varolan ayrılma hakkını da içerecek şekilde korunacaktır.” - Halbuki Tek egemenlik, tek halk, tek temsiliyet ve tek kimlik talebini sorgusuz sualsiz; üstelik dayatılmadan ve bunu utanarak söylüyorum; sırf Hristo masadan kalkmasın diye kabul etmiş Talat, Hristo yoldaşına bir de utanmadan “Bunlara ‘Self Determinasyon – kendi kaderini kendinin belirlemesi; ayrılma hakkı - hakkı tanımamalısın” diye ikazda da bulunmuştur üstelik!

Şimdi; az yukarıda, sözde bizi temsilen taviz üstüne taviz vererek KKTC’ni tasfiye yoluna gidenin adı Ali olsun, Nigoli veya Hristo olsun; gidilmekte olan yol ENOSİS’e çıkacak olduktan sonra ne fark edecekti” demekle; yanlış bir terim mi kullanıyorum sizce?

 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Adı Ali Veya Nigoli...

Masaya eğer gerçek nigoli oturmuş olsaydı talat kadar cesurca malista diyemezdi.
 

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Adı Ali Veya Nigoli...

Konuyu bu kadar güzel ve net aktardığınız için teşekkürler...
Talat-Hristo-AB yandaşları vb...
Bunların hangi birine güvenebiliriz ki?..Hiçbirine...Çünkü bunların hepsi bir bütün olmuş KKTC'nin ipini çekmeye çalışıyorlar. Bunların elindeki en büyük koz ise henüz Talat'ın oturduğu makamın gücü..2010'da da Allah'ın izniyle gideceğini de bildiği için, gitmeden önce son melanetini yapıp öyle gitmeye çalışıyor. Bu yüce makam, ülkenin topraklarını adım adım rumun masasına koysun diye verilmedi herhalde kendisine...
UBP iktidarı bu konuda hukuki her türlü mücadeleyi ortaya koymalı ve konuyu bir gün bile meclisten dışarı çıkarmamalıdır.Ama her gün!!!
Gerekirse toplumsal kuruluşlar ve dernekler de her türlü siyasi protestolarını mitinglerle dile getirmelidirler..Ki bu sayede kişi o makamın artık kendi hakkı olmadığını anlamalı ve ülke topraklarını da ruma peşkeş çekmekten vazgeçebilmeli..
Saygı ve sevgilerle...

TTK ve Y
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Adı Ali Veya Nigoli...

Öyle uzun uzun mücadele vermesi gerekmiyor UBP iktidarının, sadece Talatı görüşmecilikten alacak.

Halk iradesine kim karşı çıkabilir ki?
 
Üst