Ahıska Kültüründe Düğün - Terane Muradova
Biz Ahıska Türkleri olarak geleneklerimize çok bağlıyız. Bu gün Ahıska Türkleri dünyanın her yerine dağılmış durumdadırlar. Ama bir Ahıskalı düğünü Amerika’da olsun, Orta Asya’da olsun, Türkiye’de olsun, Azerbaycan’da olsun hemen-hemen aynıdır. Buda bizim kendi kültürümüze ve geleneklerimize ne kadar değer verip sahip çıkmamızın göstergesidir: Ne gurur verici!..
Düğün dedik... Ama düğüne kadar yapılacak o kadar iş var ki... Önce kız beğenilecek sadece oğlanın beğenmesi yetmez. Damadın annesi, kız kardeşi veya yakınlarından bir kadın çaktırmadan kızın evine gidecek. Kızı evinde ev haliyle görecek bir bardak su isteyecek, oturuşuna, duruşuna bakacak. Beğendikten sonra elçi gidilecek. En az üç kere. Üçüncü keresinde kız evi razıysa evet dedikten sonra küçük şerbet (halk arasında ihlal şerbeti de denilir) içilecek.
Büyük şerbet merasiminin tarihi belirlenecek. Büyük şerbete oğlan evinden 4-5 araba gider yani 15-20 kişi bunlardan 3-4 kadın da olur geline yüzük takmak için. Sofralar kurulur, yemekler yenir, kristal bardaklarda sunulan şerbetler içilir ve şerbet tepsisine para bırakılır. Daha sonra düğüne kadar sık-sık çeşitli hediyelerle gelin görmeğe gidilir. Gelin yeni akrabalarının yanına uzun kollu uzun etekli kıyafette ve başındaki milli örtü aksesuarlarıyla (katha, leçek) çıkar. Gelin yalnız başına değil bir ablasının eşliğinde ve saygı alameti olan sadece Ahıska Türklerine has olan "temenni" alarak gelir. Yeni akrabalar gidecekleri zaman geline para vermeyi de ihmal etmezler... adettendir.
Gelelim düğüne... Düğünden bir gün önce kız evinde kına gecesi, oğlan evinde ise meslehet olur. Oğlan evinde yarınki düğünün daha düzgün, eksiksiz ve her şeyin yerli-yerinde olması için gençler arasında görev dağılımı yapılır. Kız evinde ise geline ve yanındaki arkadaşlarına kınalar yakılır, gelin süslenir ve akşamki çalgılı merasime hazırlanılır.
Ertesi gün oğlan evinden akraba, dost tanış gelini almaya gelirler. Süslenmiş gelin arabasında kayın peder ve damadın kirvesinin hanımı (oğlan yengesi) gider. Diğer arabalardakilerle (halk arasında bunlara atlılar denir) birlikte kız evine geldikten sonra gelenlere sofralar açılır, yenilip-içilip, çalıp-oynandıktan sonra gitme zamanı gelir. Gelinin beline erkek kardeşi tarafından kuşak (kemer) bağlanır ve kaynataya teslim edilir. Kaynata gelini evden çıkarır ve kız yengesiyle beraber arabaya bindirir. Bu zaman Kurani- Kerim okunarak dualar eşliğinde araba harekete başlar. Çocuklar tarafından arabanın önü kesilip kaynatadan bahşiş alınır. Yolda numaradan bayılanlarda oluyor. Kız yengesinin yaptığı çullamaları (bir çeşit börek) yiyince kendilerine geliyorlar. Oğlan evine gelindiğinde damat gelini dışarıda karşılar. Yanında sağduş ve solduşla dışarıda hatta damın üstünde ellerinde şeker torbasıyla beklerler. Gelin arabadan iner-inmez hemen kurban kesilir. Bu arada damın üstünden damat ve yanındakiler yere şeker yağdırmaktadır. Havadan şeker yakalamaya çalışan çocukların sevincine diyecek yoktur. Gelin kapıdan girende topuğuyla bir tabak kırar. Sonra eli bala batırılıp kapının üst tarafına sürdürülür. Gelin âdetimiz üzere yüzü kapalı gelir. Misafirlerin huzurunda yüz açma merasimi yapılır.
Allah hayırlı uğurlu etsin!
Alıntıdır
Darısı bekârların başına!
Bundan sonra da kültürümüze, adetlerimize sahip çıkmaya devam edelim. Yeni nesli bu güzelliklerden mahrum etmeyelim, onları da kendi geleneklerimize uygun düğün yapmalarını teşvik edelim, yardımcı olalım. Hatta bununla yetinmeyip kültürümüzü yaşatma adına önemli işler görelim. Sinema filmleri çekelim, televizyon proğramları hazırlayalım, kültürümüzü dünyaya tanıtmayı amaçlayalım.