Ahşap Sanatı

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Ahşap işçiliği, Selçuklu Döneminden başlayarak Türk sanatında önemli bir yer tutar. Beylikler Dönemi ahşap işçiliğinde, bazı ayrıntılar dışında büyük ölçüde Selçuklu ahşap teknikleri ve geleneği sürdürülmüştür.

Ahşap işçiliği, çeşitli yapıların pencere ve kapı kanatlarında, korkuluklarında, şebekelerde, cami minarelerinde,kürsülerde, sanduka ve rahleler ile ”ahşap direkli camiler” olarak anılan camilerin sütun başlığı, konsol ve kirişlerinde geniş uygulama alanı bulmuştur. Özellikle ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve gül ağacı kullanılmıştır.

Ahşap süsleme teknikleri; kündekarî tekniği (hakiki ve taklit kündekarî), oyma tekniği (düz satıhlı, yuvarlak satıhlı, oyuklu, çift katlı, eğri kesim tekniği), kazıma tekniği, kakma tekniği, tarsi tekniği, kafes tekniği, çıtalarla yapılan kafes tekniği, kafes oyma (ajur) tekniği, maşrabiye tarzı kafes tekniği, ajur yapıştırma tekniği ve ahşap üzerine boyama tekniğidir.



Kündekarî tekniği; minberlerin yan aynalıklarında ve kapılarda; oyma tekniği, kapı ve pencere kanadı, rahle, minber, mihrap, kürsü ve sandukalar gibi çeşitli yerlerde yaygın olarak, eğri kesim tekniği, minberlerin yan aynalıklarında; kafes tekniği, minberlerin korkuluklarında; ajur tekniği, minber kapılarının taç kısımlarında ve rahlelerde; maşrabiye tarzı kafes tekniği, kürsülerde; ahşap üzerine boyama tekniği ise sütun başlığı, konsol ve kirişlerinde uygulanmaktadır.



11. yy. ve 14. yy. arasında geometrik motiflerin bolca kullanıldığı, Selçuklu eserlerinin tesirleri Beylikler Dönemi ve Osmanlı Döneminde de görülmektedir.

15. yy. ın başında yeni kullanılmaya başlanan çiçekli üslup hem rumîli kompozisyonlar ile hem de ayrı ayrı kullanılmıştır. Sedef ve fildişi kakma eserlerde teknik özelliğinden dolayı geometrik motifler tercih edilmiştir.



15. ve 16. yy. Klasik Osmanlı Dönemi oyma ve sedef kakma işçiliğinde geometrik süslemenin yanında dört yapraklı yoncalar ve rumîler yer alır. Fildişi kakmalarda rumîlerin yanında yazı da kullanılmıştır. Çiçekli üslupta, birbirine geniş saplarla bağlı simetrik karanfil, gül, lâleler ve hatayî motifleri bulunur.

16. yy. dan itibaren kullanılmaya başlanan çintemani motifi 17. yy. ın sedef kakma işçiliğinde de görülür. Bu devirde Klasik Dönemin rumîleri palmet oluşturmayıp bordür ve çerçeve içinde kullanılmıştır.



18. yy. da soyut geometrik motifler kaybolmuş, çiçekli üslup geometrik unsurlar içine alınarak beraber kullanılmıştır. Rumîler hacimleşmiş, bazı kısımları ise ince yapılarak plastikleştirilmiştir.

19. yy. da ise istiridye kabuğu şekilleri devrin özelliğine uygun olarak çeşme aynalarında, saray kapılarında, pencere alınlıklarında olduğu gibi oyma rahlelerde ve mobilyalarda bolca kullanılmıştır.
 
Üst