TSK'den tüyler ürperten itiraf
PKK, Aktütün'e saldırırken, Hava Kuvvetleri Komutanı Org.
Aydoğan Babaoğlu, Antalya'da golf oynuyordu.
Medyada, Babaoğlu'na yönelik yoğun eleştiriler yer aldı. Güneydoğu'da 17 şehit verilirken, bir kuvvet komutanının Antalya'nın tatlı sıcağında golf oynaması, birçok kişiyi çileden çıkardı.
Ben, "
yöneticiler keyfine bakıyor, halkı düşünmüyor" şeklindeki
popülist eleştiriden uzak durmaya çalışırım. Ve şöyle düşünürüm:
İletişim çağı da denilen günümüzde, bu tip bir eleştiri benim açımdan talidir.
Org. Babaoğlu, Antalya'da golf oynamak yerine,
makamında otursaydı ya da
Konya'daki birlikleri denetleseydi ne fark ederdi?
Komutan ha
Ankara'da oturmuş, ha Antalya'da:
Jetleri,
helikopterleri kaldırmak için onun emir vermesi dahi gerekmez ki! Bu tip acil durumlarda ne yapılacağı bellidir:
Birkaç
telefon/telsiz konuşmasının ardından, talimatnamelerde öngörülenler yapılır. Hava Kuvvetleri'nin nöbetçi güçleri hemen harekete geçer.
Ancak bunların yapılmadığı, Aktütün'ün yardımına koşulmadığı ortada.
O halde ya iletişimde ciddi aksama var (hem de bu çağda!) ya da harekete geçme refleksinde...
Her iki durumda da bu sistemi kurmak ve işletmekle yükümlü olanlar sorumludur.
Gelelim konunun özüne:
Org. Babaoğlu elbette sorumludur.
Ama golf oynadığı için değil!
Babaoğlu ile birlikte, Genelkurmay Başkanı Org.
İlker Başbuğ da dahil,
Silahlı Kuvvetler'in tüm yönetim kadrosu, ellerinin altında devasa bir bütçe bulunmasına karşın, bu tip saldırılara karşı yeteri kadar hazırlıklı olmadıkları için sorumludur.
Asıl önemlisi: Türkiye'nin en yakıcı sorununu, sadece bir "
terör" ve "
bölücülük" bağlamında algıladıkları için sorumludur.
Bitmedi: Başka politikalar önerenleri; "
hain", "
art niyetli", "
sözde" gibi sıfatlarla anarak töhmet altında bıraktıkları için de sorumludurlar.
Önemli not: GK'(genel kurmay başkanlığı)nin yaptığı "golf" açıklamasında, "
Hava Kuvvetleri Komutanımızın, Antalya'da bulunduğu sırada, 4 Ekim 2008 Cumartesi günü akşam saatlerine kadar olan sürede (...) şehitler hakkında bir
bilgisi olmamıştır" deniliyor.
Bu bir skandal: 17 şehit verilecek kadar yoğun bir çatışma meydana geliyor ama "bu iletişim çağında" Komutan'ın olup bitenden haberi olmuyor.
Arkadaşlar, ben "
politika yanlış" diye boşuna nefes tüketiyorum. Politikayı filan boş verin, işte itiraf ediyorlar, TSK'nin iletişim sistemi çalışmıyor.
İstanbul'da bir şey olsa, TV'den öğrenecekler.
Eyvah ki ne eyvah!
emre aköz /sabah
görün durum ne hallerde.askerde bir terim vardır kıta subayı diye bu şu demektir kimi kurmay subaylar yükseldikçe natı belçika abd vs gibi yerlerde askeri eğitimlerine devam ederler.kimi subaylar ise kıta(alan saha)dır.yani olayın birebir içinde.yanında şehit düşen asker çok olur.şehit düşmeden gördükleri son insanlar genelde onlardır doğrusu pek normal değildirler neden?çünkü sıradan değildirler askeri evlat gibi görür çoğu.bir asker şehit düştümü psikolojik bunalıma girer.çoğu şehit askerlerden kendini sorumlu tutar.keşke ordan değilde burdan gitseydi keşke o görevi vermeseydimde şu görevi verseydim hep bir vicdan azabı içinde kıvranır durur fakat bitmez devamında sonrası da vardır ya yine şehit verirsem korkusu ya yine dün karşımda beni görünce tebessüm eden askerimden birisi daha giderse??yetmez ama gariban askerlerin ceplerine harçlık oyar memleketine giderlerken.iş arar bazıları iyi çocuktur der tanıdıklarına çok hizmeti geçti bu vatana bir yardım edersen sevinirim der ve arkadaşlarını sıkıştırır yüzünü kızartır askeri için..
kimide golf oynar jet sosyete ile