AL-VER Mİ, YOKSA ‘VER-VER’ Mİ ???
Evet değerli okurlarım. Talat-CTP-v.s. iktidara üç ayda anlaşma ve daha bir sürü martaval parolalar ile gelmişti hatırlıyorsanız. Bunu da çok uzun bir süre Sn. Talat’ın eli havada; o zamanın GKRY başkanı Papadopulos’la bir buluşma, bir anlaşma umuduyla bekleyerek ve üstelik karşılıksız taviz üstüne taviz vererek geçirdik. Dolayısıyle ve şimdiye kadar tek bir zırnık almadan ‘vermiş’ olan Talat-CTP-v.s. hükümetlerinin şimdi Al-Ver sürecinden bahsetmesi; işin içine bir de ‘AL’ sokması; bağışlayın ama bana garip, art niyetli, şüphe uyandırıcı ve hatta biraz da gülünç gelir. Şimdiye kadar vermeye alıştırılmışız çünkü. Şimdi bu AL’ma da nereden çıkmış, n’oluyor? Bunun altında ne yatıyor; diğer ucunda ne var diye düşünmemek elde değil. Haliyle halk, bunun altından da bir çapanoğlu çıkacağını düşünmekte haksız mı? Sn. Talat’ın halka sanki ‘Ya sabır. Bu seçimlerde bizi – CTP’ ...v.s.’yi - destekleyiniz çünkü yolda güzel !!! şeyler var, ‘aman ha; kaybetmeyelim’ mesajı veriyormuş gibi, örneğin...
Sn. Talat, Türk tarafı olarak, Kıbrıs sorununa ilişkin sürdürülen müzakerelerde, Ağustos ayından sonra – yani 19 Nisan Genel Seçimlerde kazanalım da... bunca maskaralıktan sonra şimdi.. - ciddi al-ver sürecine başlayacağız umudu pompalıyor!.Varılabilecek ortak anlaşma metninin yıl sonu veya 2010 yılı başı gibi referanduma sunulmasını planladıklarını söylüyor. Planlayanlar kimler? Burada mesaj ‘bu planlar çok önemli, bozmayınız; süreç durmasın; kaos olur, AL-VER geliyor! CTP’ye oy verin mesajıdır. ’Ciddi’ Al-Ver süreci Ağustos’tan sonra diyor! 2010 Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacağından ve referandumun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra (!) yapılmasında da çok büyük yarar olacağından bahsediyor. Kimin için yarar? Ne ise... Siyasi açıdan tarafsız olması gereken, ancak hala ruhani lideri olduğu CTP’nin sürekli düşüşü ile umutsuzluğa düşmüş Sn. Talat; sanki gidişat güzel de; efendim şimdiye kadarki anlaşmalardan, oturmalardan, kalkmalardan; efendim sözde müzakerelerden Kıbrıs Türk halkı için güya bir kazanım elde etmiş de; bir dönem daha süreç istiyor ve al-ver havucuna baş vurmakla paçayı kurtaracağını umut ediyor.. Ne AL’ı? Şimdiye kadar almışmıydı ki bundan sonra da alsındı ???
Üç ayda barış, AB’ne giriş, dünya ile bütünleşme; efendim uçaklar, gemiler, turistler ve başımıza yağacak milyonlarca avrolar – başımıza nelerin yağdığını da gördük; ne ise, açtırmayın beni şimdi.. - ve daha bilmem ne vaatlere ne oldu? Aradan üç ay değil yıllar geçti. Ancak bir kazanım elde etmedikleri, sürekli ydikleri, pardon yedirdikleri, verdikleri yetmemiş gibi; şimdi sıkılmadan halktan bir dönem daha istiyorlar. Ee illallah yani! Dedik ya, biz ver-ver’lere alıştırılmışız da; bu AL-ver meselesi kafa ağrıtıyor... Adamlar aslında ‘Vermelerimiz henüz bitmedi; daha vereceklerimiz var; bize bir dönem daha tanıyınız ki verip bitirelim bari diyor ‘; verecek daha neyimiz kalmışsa... Yemezler. Top tabana vurmayınca sekmez derler. Haliyle Talat-CTP-v.s. hükümetleriyle tabana vurmuş, daha doğrusu vurulmuş ve kıskıvrak edilmiş, ellerinden acılar çekmiş ve gereken dersi fazlasıyla almış bu halk, artık SEKMEKTE !!! HEM DE TAVAN YAPARAK!!!
“Biz sadece Kıbrıs (Elen) Cumhuriyetini tanıyoruz” demekte olan ABD Hilari’sinin sözde daveti ve sırf gavuroğulları itiraz etti diye kıvırtmaları, nazlanmaları ile yaşanmış onca çelişki ve aşağılanmadan sonra, emir oğlanı gibi talimat almak için Amerika’ya koşan Sn. Talat’ın aklından: “Acaba bunlar şimdi ne domuzluk düşünmüş de fikir değişmiş?” sorusunun gelmesi gerekmez miydi? Ne gezer.. O sadece bir kul işte !!! Yoksa bir yandan Hristofyas Talat’la son görüşmesinden hemen sonra “Türkiye Rum Yönetimini tanımalı; Türkiye’den istenen, Kıbrıs (Elen) Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermelidir”; “Türk Askeri Kıbrıs’tan gitmelidir” demeçleri verirken; ve: “Biz –ABD- sadece Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanırız” diyen Hilari’den Kıbrıs Türkü’ne hayır gelmeyeceğini tahmin etmek o kadar mı zordu Sn. Talat için ? Ne ise; çıkar onun da kokusu az sonra...
İşte değerli okurlarım. Kıbrıs Adası’nı Yunanistan’a ilhak yolundaki bütün bu çelişkilere, kandırmacalara, yalanlara, dolanlara artık bir SON vermek; cumhuriyetimizi, ata emaneti, her karışı Türk olan; kan ve canlar pahasına şimdilik sadece bir bölümünü geri aldığımız vatan topraklarımızı ve Talat-CTP ikilisinin işbirlikçilikleri yüzünden ayaklar altına alınmış onurumuzu kurtarmak; egemenliğimizin daha da tehlikeye düşmesini önlemek için, KARMA TUZAĞINA düşmeden; devletimize ve egemenliğimize sahip çıkacak ULUSAL ÇİZGİDEKİ PARTİYE MÜHÜR BASMAKLA ve o partiden 4 tercihimizi kullanmakla sağlayacağımızı unutmamalıyız. Çünkü bu artık YA İSTİKLAL, YA ESARETTİR! Haydi Atatürk’ün kahraman evlatları! Coni, EOKA ve onbinlerce Yunan’a karşı destan yaratmış bir avuç gazi Kıbrıs Türkü; güldür aziz şehitlerinin ve atalarının yüzünü! Karma oyla güç kaybetme! Bu son sınavındır çünkü! KKTC için, Egemenlik için, BAS MÜHÜRÜNÜ!!!