Antalya Türk ocağı, Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruat, Dedi.

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ANTALYA TÜRK OCAĞI,
SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUAT, DEDİ.

Cumartesi Antalya Türk Ocağı konferans düzenledi. Konferansta Banu Avar “Heyet-i Nasiha” (Nasihat Heyeti) ile bu günkü “Akilli Adamların” görevlerinin ne kadar benzeştiğini, detaylı karşılaştırmalar ile anlattı. Nasihat Heyeti. Mondros Mütarekesi sonucu Türk Milletini yatıştırıp, bölünmeye razı etmek için Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın emriyle kurulmuştu. Görevleri, ne kadar da “Akilli Adamlar’ınkine” benziyordu. Bilgilendik. İyi ki varsın Banu Avar dedik.

Konferansta esas beni heyecanlandıran Türk Ocağı Şb. Başk. Yard. Orhan TAT’ın amatörce ve çok heyecanlı konuşması oldu. Herkes gibi o da “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır,” dedi.

“Korkma Türkiye’m!.. Her yerde sana sevgi, saygı var” diyerek konuşmayı özetle aktarıyorum.

“Düşümüzde duysak inanamayacağımız sözler duyuyor, düşümüzde görsek kabus sayacağımız olaylar yaşıyoruz bugünlerde…

Bölücülerin fersah fersah bayrak açtığı, çaput salladığı, devletin içinde devlete meydan okunduğu, ikinci bir devlet oluşturulmaya çalışıldığı, on yıl önce düşte bile görülmeyecek görüntüler görüyor, yaşıyoruz…

Onbinlerin katilinin posterleri meydanlarda taşınıyor, ona özgürlük istiyorlar.

Türk Bayrağı sakıncalı sayılıyor; eli kanlıların çaputları ise orta yerde sallanıyor.

Ülkemizi bölme, Türk Milletinin adını yok sayma, Atatürk Türkiye’sini yıkmanın hazırlıklarının yapıldığı günlerdeyiz..

Mayınla, bombayla organlarını parçaladıkları, sakat bıraktıkları gazilerimizin, binlerce şehidimizden aldıkları canların hesabı sorulmadan, sorulamadan, katillerin affedilip sözde yurtdışına gönderilmek istendiği günlerdeyiz…

On dört yıldır hapiste olan caniye, bir zamanlar kurduğu, yönettiği, acımasızca insan öldürttüğü PKK terör örgütünü muhatap alma, affetme, yurtdışına gönderme konusunda kararlı olan iktidarın başbakanı ve BOP Eşbaşkanı tarafından idare edildiğimiz günlerdeyiz…

Yandaş medya eşliğinde 63 “AKİLLİ ADAM” ile, sözde çözüm adı altında iyimser hava yaratmaya, kamuoyu oluşturulmaya, hükümetin alacağı kararlara halk desteği arandığı, bu konuda Türk Milletine "psikolojik harekat" uygulandığı günlerdeyiz.

“Büyük, güçlü devlet olacağız” safsatası ile yapılmaya çalışılan “psikolojik harekat”, barış ve başarı için yapıldığı kandırmacası ile milletimize yutturulmak istenen bölünme günlerdeyiz.

Milli Devletimizin Anadolu şehir devletçiklerine dönüştürülmek istendiği günlerdeyiz...

Türkiye savaşmadan, örtülü bir saldırının, sessiz bir işgalin pençesi altındadır. Türk Milleti bunu çok net görüyor. Vahşi Batı’nın toplum mühendisleri bu işgal anlaşılmasın diye her türlü suni gündemleri, her türlü medyatik yönlendirme ve karartmaları memleket içindeki işbirlikçileri ile yapsa da, Yüce Türk Milleti bu yapılanların farkındadır, bilincindedir. Bunların farkında olmayanlar, Türk tarihini bilmeyen yerli ve yabancı Türk düşmanlarıdır, çünkü onlar Türk'ün kendi küllerinden doğduğunu unutuyorlar. Oturup bekleyecek miyiz?

Tarih oturarak yazılmıyor dostlar. Ayağa kalkacağız ve Türk'ün tarih yazmaya devam etmesini sağlayacağız.

Birileri istiyor diye “TÜRK” olmaktan, Türklüğümüz ile gurur duymaktan vazgeçmeyeceğiz.

Birileri istedi diye, Dünyanın hayran olduğu, önünde saygıyla eğildiği, 20. Yüzyılın en büyük lideri M. Kemal Atatürk'ten vazgeçmeyeceğiz.

Biz bu ülkenin “akilli adamı” değil, sevdalısıyız, sahibiyiz. Üçbuçuk “akilli” istedi diye memleket sathında açılmış psikolojik savaşa boyun eğerek yurdumuzu hainlere, bölücülere ve Türk düşmanlarına terk etmeyeceğiz.

Ne Türk kimliğimizden, ne dilimizden, ne bayrağımızdan, ne vatanımızdan ne de üniter yapımız ve rejimimizden asla ama asla vazgeçmeyeceğiz, “VATANIMIZI BÖLDÜRTMEYECEĞİZ.”

Bu millet birdi ve beraberdi. Anavatan, Yavruvatan öyle kurtarıldı. Yavruvatan’dan önce Anavatanı kurtarmak durumuna düştük. Bu Milleti parçalanmışlığın eşiğine biz getirmedik…

Biz kimsenin canına ve toprağına kast etmedik. “Akilli adam” istedi diye parçalanmayacağız, ayrışmayacağız. Dün birdik beraberdik, yarında bir ve beraber olmaya devam edeceğiz.

Ne utanacak bir geçmişimiz nede ayıplanacak bir ecdadımız mevcut değildir.

Tanrı Türk’ü korusun...”


Hoşça kalınız.
22 Nisan 2013
Hüseyin LAPTALI
 

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Teşekkürler Kıbrıs1974
Helal olsun sizlere
Hüseyin LAPTALI
 
Üst