AP Milletvekili Andrew Duff'ın Hayal Kırıklığı !

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
AP MİLLETVEKİLİ ANDREW DUFF'IN HAYAL KIRIKLIĞI !

KKTC ve Güney Kıbrıs'ta çeşitli temaslarda bulunan Avrupa Parlamentosu Liberaller Partisi AP Milletvekili Andrew Duff, doğrudan müzakerelerin bugüne kadarki gidişatından hayal kırıklığına uğradığını belirtmiş. Çok üzüldüm!

Simerini gazetesinde yer alan habere göre Duff, iki liderin tek başlarına bırakıldıkları takdirde, çözüme ulaşmalarının çok zor olduğunu söyleyerek, dıştan baskının önemli olduğunu vurgulamış. Allah aşkına zaten dıştan baskı yok mu yıllardır Kıbrıs üzerinde? Bu gün gelinen noktanın sebebi dıştan baskı değil mi? Dış güçlerin, Kıbrıs üzerinde yaptıkları hesapların Rumları kullanarak Türkleri Ada’dan uzaklaştırma veya etkisizleştirme hesapları doğrultusunda yıllardır dıştan baskı zaten bu Ada’nın temel sorunu değil mi? Fakat Duff bu kez, kesin sonuca gidilecek şekilde bir baskı uygulanmasını istiyor. “Bu baskının sonuç getirici olacağının garanti altına alınması gerektiğini” belirtiyor.


Bu kadar olumsuzluktan sonra Duff, aslında bizim açımızdan iyi olabilecek bir söz de etmiş. Adadaki iki tarafın Annan Planı’ndan uzaklaşması gerektiğini söylemiş ve “2004 senaryosunun tutsağı olmaları mantıksız, olumsuz bir unsurdur” genel olarak düşünecek olursak, biz bu plana “EVET” dedik! Rumlar “HAYIR” dedi. Bu ne demek oluyor? Rumların kabul etmediği bir plana biz evet dedik. Fakat bu plan Türkleri ada üzerinde azınlık durumuna sokan bir plandı! Çünkü TC kökenlileri geri gönderen, nüfusu azaltan, Türkiye’nin garantörlüğünü sulandıran, Türkleri yerlerinden yurtlarından edebilecek bir plandı! Öyle olmasına rağmen biz bu plana, kazan kazan politikası gereği, AKP ve CTP-BG hükümetlerinin KKTC’de uyguladıkları baskı sonucu “EVET” dedik. Buna rağmen Rum “HAYIR” dediyse, bizlere az hak verildiği için hayır demedi. Bize verilen o azınlık hakkını bile kabul etmediği için “HAYIR” dedi. Bu yüzden, bu plandan uzaklaşılması bizim açımızdan iyi olacaktır. Ancak bu uzaklaşmanın bizim açımızdan iyi olabilmesi için ise bizim de müzakere masasında dik durmayı bilmemiz gerekmektedir. Eğer aklımızı iyi kullanabilirsek, ayaklarımız yere sağlam basabilirse ve kararlarımızın arkasında durabilirsek, taviz veren değil verdirmeye zorlayabilirsek bu plandan uzaklaşmak bizim için çok iyi olur. Aksi takdirde bu gün gelinen konumdan daha da gerilere götürür bizi bu plandan uzaklaşmak.


Duff, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Eroğan’ın, bu konuda “özlü harekette bulunması” umudunu da dile getirmiş. Kıbrıs sorununun uluslararası boyutunun da önemini belirten Duff, Türkiye’nin AB sürecinin de buna bağlı olduğunu tekrarlamıştır. Sanki yıllardır Türkiye bu konuyla tehdit edilmiyor ve müzakere sürecine fren yapılmıyordu!


Bu bağlamda, Sayın Erdoğan’ın adamıza gelişi çok mühim bir aşama olarak da düşünülmektedir. Zira Duff Erdoğan’ın KKTC’ye gelişi öncesinde Türkiye’de Erdoğan’la görüşeceğini; kendilerince, ” Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik fırsatı yakalamasının önemini Erdoğan’a vurgulayacağını” belirtmiştir. Bunu da şöyle anlayabiliriz! Bu diş baskılar yalnız Kıbrıs üzerine değil, Türkiye’ye de yapılacaktır. Şunu da biliyoruz ki zaten yıllardır bu dış baskılar her ikisi içinde var. Duff son görüşmesinden sonra ise bunun devam edeceğini teyit etmiştir.


Duff, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’yla yaptığı görüşmenin sorulması üzerine ise, “Eroğlu’nun her zamanki gibi AB ve AB normlarının KKTC’de uygulanması konusunda sorular sorduğunu, ayrıca Türkiye ve Erdoğan’ın ‘kendi hükümetinden’ geçmeyen hiçbir şeyi dayatamayacaklarını söylediğini” ifade etmiştir.


Bana göre Duff’ın temaslarının en güzel bölümü Cumhurbaşkanımızla yapılan görüşme olmuştur. Değil dış baskılar, Türkiye hükümetinin bile, Hükümetimiz üzerinde baskı uygulayamayacağını kesin bir dille anlatmış olmasıdır. Tabii bu da KKTC Hükümetlerinin duruşuyla orantılıdır. Dik durabilmek, ya da eğilmek. Neticeyi çok etkileyecektir.



Ayla Berkin
03.07.2011
 
Üst