Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
ARTIK BİZİ ALDATAMAZSINIZ
AB kurumlarının Kıbrıs Türklerini konu alırken her zaman kullandıkları kelimeler hiç değişmez. Örneğin bugün Avrupa Parlamentosunda tartışılan taslak raporda, güya bize yapılan ve yapılacak yardım için: 'European Union Assistance to the Turkish Cypriot Community” (Kıbrıslı Türk Toplumuna yapılacak AB yardımı) cümlesi her nedense haberciler ve haber ajansları tarafından ‘AB’nin KKTC’ye verdiği yardım’ olarak tercüme ediliyor.
AB’yi, KKTC ile doğrudan ilişkisi varmış gibi ve KKTC’ye yardım ediyormuş gibi göstermeye çalışıyorlar…
Anlayacağınız; AB’yi Kıbrıs Türklerine şirin göstermek için her türlü yalana ve alavere dalavereye başvuruyorlar…
AB ne bir hayır kurumu ne de Kıbrıs Türklerine yardım için can atan bir kurum değildir. Sadece kendi yurttaşlarının refahını sürdürebilmek için kurulmuş bir çıkar kurumudur…
Hâlbuki AB söz konusu yardımları yaparken de koşulları var ve tüm kararlarında bu koşulları açıkça dile getiriyorlar. Ancak her nedense gerek haberciler, gerek AB işbirlikçileri ve gerekse iktidar bu koşulları özenle saklıyorlar.
AB’nin yardımlar için koşulları şöyle:
AB yardımları Türk Toplumuna Kıbrıs'ın yeniden birleştirilmesi hedefi doğrultusunda
·Ekonomik entegrasyonu teşvik için,,
·Hayvan hastalıklarının azaltılmasını sağlamak için,
·Çevrenin korunması için,
·Yolların güvenliğinin artırılması için,
·Kültürel mirasın korunması için (Özellikle kiliselerin), ve
·Sivil toplumun desteklenmesi için (‘Sivil Toplum Örgütleri’ derken; sadece AB yalakası, KKTC’nin tasfiyesini savunan, Türk kimliğini inkâr ederek Kıbrıslı’lığı savunan ve Kıbrıs Türkleri ile Türkiye’nin ilişkilerini bozmaya çalışan kendi AB işbirlikçiliği misyonunu yüklenmiş sivil toplum örgütleri murat edilmektedir.) …
Bu nasıl bir aldatmacadır? Bu nasıl bir oyundur? Bu nasıl bir mantıktır?
KKTC’nin varlığı ve yaşatılması, Kıbrıs Türk Halkının egemenliği, Kıbrıs Türklerinin self-determinasyon hakkı Bu yapılanları neresinde?
Bir anlayan, bilen varsa Lütfen bize de anlatsın…
Önemsememe gibi bir yanılgıya düşmüş olabiliriz ama aslında çok önemli çünkü bir AB tepkisidir;
KKTC Cumhuriyet Meclisimizin güya “Avrupa Parlamentosu toplantısına katılmak!” için gönderdiği milletvekillerimiz bırakın Avrupa Parlamentosu toplantısına katılmayı; görüşme talepleri Avrupa Parlamentosu Parlamenterleri tarafın ret ediliyor…
Yarın döndüklerinde ‘Biz Avrupa Parlamentosu toplantısına katıldık’ diye açıklamalar yapılacak. Belki de ‘Ben Avrupa Parlamentosu parlamenteriyim’ diyenler bile olacak…
Biz de mışıl mışıl uyumaya devam edeceğiz…
Bugün Avrupa Parlamentosunda Kıbrıslı Türk Toplumuna yapılacak leblebi parası niteliğindeki yardım konuşulurken; hani o 8 yıldır tepe tepe kullandıkları 269 milyon Euro’luk yardımın AB amaçlarına uygun kullanılmadığı gerekçesiyle değiştirilmesi veya geri çekilmesi konuşuluyor…
Keşke o yalakalara dağıttıkları paraları geri alma imkânına sahip olsalar…
Soruyorum size; Kıbrıs Türk Halkı tüm bunları hak ediyor mu?
Hangi şahıstan veya hangi kurumdan olursa olsun; alınan karşılıksız!
Paraların bir bedeli olduğunu gerçekten bilmiyor muyuz?
Sömürgeci emperyalizmin artık işgal ederek veya kolonileştirerek değil, borçlandırarak sömürdüğünü gerçekten bilmiyor muyuz?
Artık ‘Devleti biz kurduk biz yaşatacağız’ palavraları da miadını doldurdu…
Artık kimse bize sağ gösterip sol vuramayacağı gibi;
Sol gösterip sağ da vuramayacak…
Artık takke düştü kel göründü...
Kamil Özkaloğlu
25 Kasım 2012