Aşık; Ölür, Aşk; Bakidir!

Firuze

Dost Üyeler
Katılım
18 Tem 2011
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Maviliklerde
Aşık; Ölür, Aşk; Bakidir!


İçi hep kaynar Aşığın Hasret der kaynar, Mevla der kaynar, Yâr der kaynar!…
Benliği buhar olur da bulut misali yükselir başının üstüne…
Ateşe vermiştir her şeyi
Gönül Ocağına atmıştır dünyayı ve dünyevî şehvetleri…
Yanan yüreğinden buharlaşan feyizle; başının üzerinde oluşan Muhabbet Bulutu korur Aşığı Nefsinin Cehennem Sıcağından!…
Gönlünden taşan buhar; bulut bulut dolanır üstünde,
Dolanır ki; Rahmet yağsın üstüne…
Her gittiği yere bulutu (aşkı) ile gider Aşık….
Her gittiği yere Muhabbetini taşır…
Çorak araziler, susuz topraklar Onunla suya kanar…
Bir beldede, bir toplulukta başı dumanlı bir Aşık varsa, orada Muhabbet, orada Feyiz, orada Rahmet, orada Bereket vardır!…
Mekke çölünü hayat membaına dönüştüren bulut Muhammed’imin bulutuydu…
Meclisleri, Dergahları, Toplulukları, Sohbet ortamlarını Beşeriyet Hararetinden Aşığın gönlüdür koruyan!..
Yanmayı göze almıştır Aşık… Hem de öyle bir göze alış ki; Cebrail’e (Aklına)
“SEN ÇEKİL ARADAN” demiş ve atlamıştır ateşe…
İzleyenlerin korku dolu bakışları arasında “ATEŞ SERİN VE SELAMET “olur Aşığa.
Aşık; “HASBUNALLAH” demiştir… VE NİMEL VEKİL, VE NİMENNASIYR Sırrını görmüştür…
Ve Alemlerin Rabbi;

“EY ATEŞ (EY BENLİK-EY BEŞERİ BOYUT) İBRAHİM’E (Rabbine Teslim Olan Aşığa) SERİN VE SELAMET OL! “
demiştir…
Her Aşığın başında bir bulut gezer!…
Muhammed’in bulutunu herkes görüyordu ama fark eden çok azdı.
Manasını sadece Süt Anne Halime, Rahip Bahira ve Hadice-i Kübra fark etti!…
Aşıkta; bulut görmeye Göz gerek!…Aşıkta; Rahmet sezmeye Öz gerek!…
***
Aşık; bulutun şimşekler saldığını, yıldırımlar boşalttığını çok geç fark etmiştir&
Ve aşık; yıldırımın can aldığını, Azrail”nin buluttan gülümseyeceğini çok geç anlar!..
Anladığında aşık hiçliğe kanat açarken, aşk; yeni arazileri sulamak, taze fidanları yakmak üzere beka yoluna devam edecektir
Aşkın Beka sırrı olduğunu aşıka dost olan bilir
Onun için Ebubekir şöyle demiştir Muhammedimiz irtihal ettiğinde:
Muhammede tapan varsa bilsin ki O ölmüştür!…Ama Allah Bakidir!..
Aşık; Ölür, Aşk; Bakidir!
Selam olsun aşk sırrına talip olanlara!…
Selam olsun Muhammedi Muhabbetten koku alanlara!..





alintı
 

Firuze

Dost Üyeler
Katılım
18 Tem 2011
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Maviliklerde
Cevap: Aşık; Ölür, Aşk; Bakidir!

Aşık Aşka aşıktır






Yaratıcının en mükemmel tasarımıyım ben.
İnsanım ! Ve en mükemmel şekilde tasarlandım.
“Ben gizli bir hazineydim, istedim ki bilineyim” diyerek yarattığı âlemlerin en sevgilisi Muhammed’in nuru aşk-ı ile yaratılan kâinatın malıyım.
Yani büyük bir aşkın ürünüyüm.
Aşk çocuğuyum ben..

Âşık olmak ve kâinata sevgimi sunmak üzere programlandım Yaratıcım tarafından.
Aşk ne zaman, ne de mekân arar.
İlle de mekân derseniz kalbim derim.
Zaman ise; geldiği andır…


O gelmeden hissettirir kendini, olaylarla belli eder geleceğini.
Sanki geleceğini bilir gibi beklerim onu.
Bir hassasiyet bir durgunluk başlar yüreğimde,
Fırtına öncesindeki sessizlik gibi bir sükût kaplar etrafımı.
Sanki bir şeyleri hisseder ama ne olduğunu kestiremem bir türlü.
İşte o an aşk kapımdadır, içeri girmek için davet bekler benden.

Ben aşkı bilsem de O’nun kadar aşkı hiç kimse bilemez.
O sevenlerin en sevenidir, çünkü aşkı yaratan O dur.
O aşkın ta kendisidir.
Sevmeseydi zaten yaratmazdı beni.
O, istenmeyi istemeseydi, istemeyi içime vermezdi.
O sevilmeyi ister, O istenmeyi bekler.
Ve yine insanla ayna tutar insana..

Aslında aynada O’dur, Sevgide O’dur, Aşk da O’dur.
O benim kapıma gelen deli sevdamdır..

“İnsan benim sırrımdır. Ben insanın sırrıyım ” der.
Sır nedir?…
Aslında kâinattaki en büyük sır “AŞK” tır.

Sev der, çok sev ama en çok beni sev..
Sevdirir birleştirmez, Gösterir yaklaştırmaz, Özletir hasret bırakır, Âşık eder kavuşturmaz.
Zaten kavuşsa adı ÂŞK olmaz.
Yan der, çıra gibi yan ama tutuşma der.
Tutuşacaksan sadece benim için tutuş.

Bir baş eğmezliktir insanın hayata karşı hırçınlığı.
Ve kendini bildiği andan itibaren aşkı arar.
Kâinattaki her şey O’nu arayıştır aslında..
O’nu keşfetmek üzere programlanmıştır hayat.

Her şeye rağmen AŞK tektir.
Gecelerce yıldızların parıltısını seyredersiniz,
Ne güzel, Ne ulaşılmazdır onların ışığı.
Ama onlarda güneşten alırlar parlaklıklarını.
Güneşi seyredemezsiniz gözleriniz kamaşır.
Gaye-i ışıktır güneş, Vesile-i ışıktır yıldızlar, güneşi yansıtırlar.

Vesile-i AŞK tır insan, Gaye-i AŞK tır
Ve perde-i AŞK tır insanı sevmek.
İnsanla perdeler kendini hasret bırakır özletir göstermez.

AŞK-ı dünyevidir insan ve AŞK-ı uhrevidir .
O kulunun kalbine nazar etmeye görsün,
Kıvılcımı yaktı mı artık hiç kurtuluşunuz yoktur.
O yarattığı kulunu sevdirerek yaklaştırır kendine.
Sevgilinin zatında aslında kendi nurudur görünen.
Seven O’nu sever, Arayan O’nu arar,
İsteyen O’nu ister, Özleyen O’nu özler.
Peşinden koştuğumuz da O, Kavuşmak istediğimizde O,
Sarılmak istediğimizde O dur..

AŞK; tekdir..
Aslında en büyük lütûftur bu, Kulunun kalbine koyduğu kor ateş.

“Her göz etmez fark, İşitmez her kulak,
Saklı olmaz birbirinden CAN ve TEN
Canı görmek için izin yok ki bil ki sen
Bir ateştir, yel değildir ney sesi;
Kim ki ateşsizdir; Yok olsun böylesi ” der Mevlana..
İşte yana yana gelir kul ona.
Mucibince amel ederse dünyevi aşktan uhrevi aşka geçiverir.

Aslında Mecnun’a Leyla’dan tecelli eden de onun aşkının nurudur.
Ama o kalbe kendi sevgisinden daha şiddetli bir sevginin girmesine müsaade eder mi hiç?
Kulunu kullanır, önce kulunda hissettirir zatını,
Gönlüne lezzet tat verir.
Güllerin kokusunu gül kokusuyla duyurur,
Bülbüllerin sesini dinletir,
Şakayıkların renklerini gösterir,
Fark ettirir hayatı,
Aldığı soluğu hissettirir.
Sonsuz sevgi pınarından su içirir.
Sevmeyi böyle öğretir kuluna.
Sevince, İlkbahar olur Sonbaharlar âşıklara.
Ve aşkı insana insanla efsane eder ve aşığı aşka müptela eder.
Aşık artık maşuğunun peşinden koşar, her yerde onu arar.

Leylalar Mecnunlar, Yusuflar Züleyha’lar, Ferhatlar Şirirnler ve daha nice efsaneler bu aşkla ona erdiler.
Anne sevgisi, Eş sevgisi, Kardeş sevgisi, Evlat sevgisi, Sevgili sevgisi, dostlarına duyulan sevgi, hepsi birdir.. Hepsi tek pınardan beslenir.

Çünkü SEVGİ tektir..
Bilmeden ‘ı sevmektir ÂŞIK olmak, işte budur aşka mecaz katmak.
O zatını, Kulunun suretinde gizler görünmez, ama O kulunu görür..
O bilir, O çok sevdiği kulunun kendisini aradığını,
Bir gün mutlaka kendine âşık olacağını da bilir.

Bu aşkla Mahmut Hüdai-ye kadılığı bıraktırır.
İbrahim Ethem’i atlas yorganından çıkartır.
Bişr-i Hafî’ye bütün varlığını tükettirir.
Niyazi-i Mısri’ye mum yaptırıp sattırır.
Ferhat’a dağları deldirir, aşığa acı çektirir.

ÂŞIK sadece sever,
O sevdiği ile birlikte olmayı sever, o sevmeyi sever ve
“Seni seviyorum” demeyi sever.

Âşık, ÂŞKA âşıktır, ÂŞIK aslında SANA ÂŞIKtır…
 

Firuze

Dost Üyeler
Katılım
18 Tem 2011
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Maviliklerde
Cevap: Aşık; Ölür, Aşk; Bakidir!

Tarife-i ASK…

10 Eyl

“… Mülk gibi söz de, ne senin, ne benim.
Cümle gibi aşk da, ne senin, ne benim.
Söz de, aşk da,
ne senin, ne benim.
Bir yaz sabahına doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kırmızı sardunya,
ağustos göklerinde başımın üstünden geçen bulut,
mayıs gülü,
ışıklı nisan yağmuru,
ne kadar Allah’tansa;
mülk gibi söz de ve aşk da O’ndan.
‘sen’ tahtına yazıcı kimi oturtsa da;
beşeri bir sevgili ya da cismani bir aşk gibi görünen,
hiçbir yol O’ndan özgeye çıkmıyor aslında,
gönül tahtına O’ndan özge sultan olmuyor.


Değil mi ki her şey O’ndan;
gidecek yer yok O’ndan başka,
gelinen yer yok O’ndan başka
…”


 
Üst