Atatürk ve Bandırma Vapuru

TAHTACI

-Otağ Hanı-
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
1,634
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Atatürk ve Bandırma Vapuru​

Kurtuluş savaşının Mustafa Kemal in Samsuna ayak basması ile başladığı bilinir. Kutsal savaşın ilk kıvılcımı kabul edilen bu yolculuk 17.Mayıs.1919 tarihinde İstanbul dan başlamış ve 19.Mayıs.1919 da Samsunda sona ermiştir.

Bu üç günlük yolculuk hakkında halkımız ne yazık ki çok az bilgi sahibidir,bunu fırsat bilen birtakım gözü dönmüş ,Atatürk ve cumhuriyet düşmanı bölücü vatan hainleri ,tüm bilgilerin belgelerle sabit olduğunu inkar ederek Bandırma isimli bir geminin hayal olduğunu iddia edecek kadar küstahlaşmaktadırlar.

Bunların bir kısmı da Bandırma vapuru ve personelinden yolcularına kadar bir çok konuda cahilce ispatsız dayanaksız saçmalamaktadırlar.

Aslında eskilerin bir özlü sözüne göre bu gibi durumlarda zaten kervan yürümektedir.

İşte belgeler, işte gerçekler ve işte 17-19-Mayıs-1919 arasındaki üç günün panoraması.....



BANDIRMA VAPURU

1878 yılında İngiltere nin Glasgow kentindeki Mac.Intyre – Huston and Cardett gemi tezgahlarında 21 sıra numarası ile 279 Gross ton luk yolcu ve yük gemisi olarak inşa edilmiştir.Gemi nin ilk sahibi Dussey and Robinson şirketi gemiyi TOROCADERTO adı altında beş yıl çalıştırdı.




1883 yılında Yunanistan a H.Pricka Preus firmasına satıldı.KYMİ adını alan geminin liman kaydı Londra dan Pire limanına alındı. 1890 yılında bir başka Yunanlı firma Cap Andreadis firması tarafından satın alınan gemi 12.12.1891 tarihinde bir kaza sonucu batmıştır. Aynı yıl yüzdürülen gemi İstanbuldaki Rama Derasimo firmasına satıldı.İstanbul limanı na PANDERMA adıyla kaydedildi.




Marmara denizinde Tekirdağ,Mürefte,Şarköy,Karabiga,Erdek arasında yük ve yolcu seferleri yapmıştır. 28.Ekim.1910 yılında Osmanlı Denizcilik İşletmesi kurulunca geminin adı BANDIRMA olarak değiştirilerek posta gemisi olarak çalıştırılmaya başlandı.

19.Mayıs.1919 da Atatürk ve arkadaşlarını Samsun a götüren gemi 1924 yılında hizmet dışı bırakıldı.1925 yılında Haliç (Fener) te dört ayda parçalanmıştır.



GEMİ PERSONELİ

Kaptan :
İsmail Hakkı Durusu

1871 de Kayseri nin Zincidere köyünde Kaptan bir baba nın oğlu olarak dünyaya geldi. 1891 yılında Tüccar Kaptan okulundan mezun oldu. Çeşitli gemilerde 3 üncü ve 2 nci kaptanlık yaptı 1915 de Osmanlı Seyri Sefain idaresi Doğan vapuru süvariliği ne,1.Mayıs 1919 da Bandırma vapuru kaptanlığına atandı. Meslek hayanın beş yılını Karadenizde kalan kısmını Marmara da kaptanlık yaparak geçirdi,bir ara yurt dışına da çıktı Hindistan a kadar gitti. 10.Ağustos.1922 de emekli oldu. 22.Aralık.1940 da vefat etti.

İkinci Kaptan Üsküdarlı Tahsin Kaptan
Çarkçıbaşı Mehmet Ağa oğlu Hacı Süleyman
Gemi Katibi İsmail Ef
Lostromo Hasan
Serdümen Göreleli Basri
Ambarcılar Rizeli Mahmut
Silivrili Mehmet
Tayfalar Cemil
Rahmi
Temel

Kamarotlar Tevfik
Mehmet
K.Yardımcısı Halit

Ateşçiler Rizeli Mansur
Koyunhisarlı Arif
Hacı Hamdi

Kömürcüler Mehmet
Ömer faik

Vinç op. İ.Hakkı
Galip

NEDEN BANDIRMA VAPURU


Mustafa Kemal i 9. Ordu müfettişi olarak görevlendiren işgal altında da olsa ülkenin Padişahı Vahdettin dir. Mustafa Kemal yapılan seyahat planlamasında,Samsuna kadardeniz yolu ile gidecek
,orada gerekli incelemelerle görevine başlayacaktır. Bu yolculuk için gemi tesbiti yapılırken,I . Dünya Savaşında ağır hasar gören Osmanlı donanmasına ait gemilerin onarıma muhtaç gemilerinin
Almanya da tamirde olduğu görülmüş diğer gemilerde uygun bulunmamıştır. Sivil gemiler içinde yapılan araştırma da en uygun olanının Bandırma gemisi tesbit edilmiştir.

Gemi 41 yaşındadır,bir gemi için oldukça fazladır ancak geminin durumu bazılarının gerçeği saptırarak iddia ettikler gibi değildir. Gemide tek pusula bulunduğu onunda bozuk olduğu bunun
için gemi nin Karadeniz de kıyıyı takip ettiği tamamen gerçek dışıdır. Gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu nun hatıratına göre gemide iki adet sağlam pusula, sekstant, Parakete (Hız ölçer)
mevcuttur. Kıyı şeridini takiben seyrin emniyet açısından Mustafa Kemal Paşa nın emri ile yapıldığı belirtilmektedir.

Ayrıca gemi kaptanının acemi olduğu iddia edilmektedir.Kaptan Bandırma gemisine Mayıs 1919 başında tayin edilmiş olan kırk sekiz yaşındaki İsmail Hakkı Durusu dur. Kaptan Heybeli adadaki
Mekteb-i Funun-u Bahriye-yi Şahane okuluna bağlı Tüccar Kaptan mektebi mezunu dur. (1891) Bu gemiye tayin olana kadarki yirmi sekiz senelik kaptanlık hayatının beş senesini Karadeniz de
sefer yaparak geçirmiştir.


İSTANBUL DAKİ HAZIRLIKLAR


I . Dünya Savaşını kaybeden Osmanlı İmparatorluğu toprakları savaş galibi Devletlerce işgal edilmiş durumdadır. 7.Kasım.1918 tarihinde Yıldırım Orduları lav edilmiş ve Mustafa Kemal Paşa
İstanbul da Erkan ı Harp Karargahın da görevlendirilmiştir. İşgal kuvvetleri donanmasının Marmara dan İstanbul a yaklaşmasını Mustafa Kemal İstanbul a dönüşünde , Haydarpaşa dan
gördüğünde üzgün ama kararlı olarak o ünlü sözü söylemiştir.

"Geldikleri gibi giderler".

Mustafa Kemal İstanbul da günlerini,İsmet İnönü,Ali Fuat Cebesoy,Rauf Orbay ve diğer yakın arkadaşları ile toplantılar yaparak geçirmektedir. Toplantıların ana konusu memleketin durumu
ve kurtulma çareleridir.

Mustafa Kemal genç bir generaldir ve yıldızı tam anlamıyla Çanakkale Savaşlarında parlamıştır. Bu arada Padişah Vahdettin ve saray erkanı tarafından da yakından tanınıp takdir edilmektedir.
İşgal Kuvvetleri Karadeniz illerinde ve özellikle Samsun ve çevresinde yerli Rumlar İle Türkler arasında sürtüşmeler çatışmalar olduğu,yörede asayiş bozukluğu olduğunu belirterek Sadaretten
duruma müdahale etmesini istemiş aksi halde İşgal kuvvetlerinin vaziyete el koyacağını bildirmiştir.

Bu durumda Samsun ve çevresinde asayişi sağlayacak bir komutanın tespiti için yapılan
çalışmalarda Sadrazam Damat Ferit Paşa dönemin İç İşleri Bakanı Mehmet Ali Beye bu konudaki
düşüncelerini sorduğunda Bakan mevcut komutanlar arasında özel yeteneklere sahip tek kişinin eski Yıldırım Orduları Komutanı Mirliva (Tuğgeneral) Mustafa Kemaldir cevabını almıştır.

1.Mayıs.1919 da Sadrazam Damat Ferit Paşa Dış İşleri köşkünde Mustafa Kemal paşa ya çay ziyafeti vermiştir. Bu davette Samsun ve çevresindeki asayiş sorunları görüşülmüştür.

12.Mayıs.1919 da Mustafa Kemal 9.Ordu Müfettişliğine atandı. Damat Ferit Paşa Mustafa Kemal i kendi konağında yemeğe davet ettiğinde misafirler arasında dönemin Genel Kurmay başkanı
Cevat Paşa da (Çobanlı) bulunmaktadır ve Mustafa Kemal in yeni görevi hakkında görüşlerini bildirmiştir.
Mustafa Kemal daha sonra Samsun a hareketinden önce Padişah tarafından saraya davet edilmiş ve kendisine fahri yaverlik verilmiştir.( veliaht lığı döneminde Mustafa Kemal Vahdettin in
yaverliğini yapmış ve bu görevi sırasında birlikte Almanya seyahati yapmışlardır,dolayısıyla Mustafa Kemal i yakından tanıyordu)
Saraydaki görüşmeler sırasında bir ara Padişah Vahdettin Mustafa kemal e

"Paşa Paşa Devleti kurtarabilirsin ". dedi Mustafa Kemal in cevabı son derece netti;

"Elimden gelen hizmette kusur etmeyeceğime inanabilirsiniz.Bana emrettiklerinizi bir an bile unutmayacağım".

9.Ordunun yetki bölgesinde 3. ve 15. Kolordular ve Samsun,Trabzon,Erzurum,Van, Sivas illeri bulunuyordu. Bu sancakların mülki yetkililerine Mustafa Kemal tarafındangelen tebliğleri
uygulamaları hakkında gerekli talimat sadaret tarafından verildi.ayrıca Amasya,Tokat,
Şebinkarahisar,Hakkari,Dize,Gümüşhane,Erzincan,Hın ıs,Şarki Beyazıt sancaklarının bütün askeri
ve mülki idaresi hakkında yetki verilerek durum sancak yetkililerine bildirildi.

Sadaretin Mustafa Kemal e verdiği yetkilerin yanı sıra Diyarbakır,Mardin,Kayseri,Kastamonu,
Malatya,Ankara gibi vilayetlerden Mustafa Kemal in her türlü müracaatına cevap vermeleri isteniyordu.

Mustafa Kemal yeni görevinin detaylarını ve verilmek istenen mesajları en yetkili ağızlardan almıştı,bir taraftan Samsun ve çevresindeki otorite boşluğunun doldurulması için planlarını
yaparken bir taraftan da vatanın düşman işgalinden kurtulabilmesi için neler yapılabileceğini düşünüyordu.
Samsun a gidecek 9. Ordu Müfettişliği kadrosunu titizlikle tesbit eden Mustafa Kemal yolculukta kullanılacak Bandırma vapurunun yeni kaptanı İsmail Hakkı Durusu yu Şişli deki evine davet
ederek gemi ve rota hakkında bilgiler aldı. Hazırlıkların son günlerinde,merkezi Sivas ta bulunan 3. Kolordu komutanlığına Refet Bele nin tayinini sağladı ve kendileri ile Samsun a gelmelerini isteyerek hareket günü vapurda buluşmak üzere hazırlıklarını yapmasını rica etti.

Bütün bu hazırlıklar yapılırken,İşgal kuvvetleri durumdan haberdar olmuş ve gemi ile geniş kadrolu bir heyetin gönderilmesini kuşkuyla takip ediyorlardı. Mustafa Kemal ve arkadaşları da durumun farkındaydı, her olasılığı değerlendiriyorlardı.Yapılan planlamaya göre 9. Ordu Müfettişliği kadrosunda bulunmayan Refet bele birtakım ekipman ve atlarla birlikte hareket günü galata rıhtımından gemiye binecekti. İşgal kuvvetlerinin yapacağı arama ve kontrollerde olumsuz bir durumla karşılaşmamak için Mustafa Kemal geminin hareketinden sonra binmeyi planladı.


İSTANBUL DAN HAREKET
Bandırma vapuru 16.Mayıs.1919 günü öğle üzeri Galata rıhtımından demir aldı. Kız kulesi açıklarında demirledi.(Burası işgal kuvvetlerinin kontrol noktasıydı).Gemi bir İngiliz binbaşısı
komutasındaki işgal kuvvetleri askerleri tarafından sıkı bir aramadan geçirildi. Geminin yolculuğunu engelleyecek herhangi bir sebep bulamadılar.
Bandırma gemisi düşman zırhlıları arasından Karadeniz e doğru yol alırken Mustafa Kemal güverteye yaslanmış İstanbul a veda ederken arkadaşlarına ;

- Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silah kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde! Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar,biz Anadolu'ya ne silah ne cephane götürüyoruz.

diyerek Türk İstiklâl Savaşı'nın kazanılmasını sağlayan gerçek gücün kaynağını göstermiştir.

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının daha sonra yayınlanan hatıralarından anlaşıldığı gibi bu takip ve denetim sıkıntısı Samsun a ayak basana kadar devam etmiştir.

Karadeniz e çıktığında şiddetli bir fırtına ile karşılaşırlar,zorlukla ilerleyen yaşlı gemi ancak saatte 7-8 mil yapabilmektedir. Önceden kararlaştırıldığı gibi sahile yakın seyir yapılarak saat 23.00 de İnebolu ya varıldı.Karadeniz yolculuğu ufak tefek pürüzler dışında olaysız devam etti.

18.Mayıs.1919 saat 12.00 de Sinop limanına varıldı. Bundan sonraki yolculuğun karadan yapılma olanakları araştırıldı,yol ve vasıta bulunmasındaki zorluklar sebebiyle vazgeçildi. Karaya çıkan Üstteğmen Hikmet Gerçekçi ,Samsun Tümen komutanlığına çektiği telgrafla Sinop tan samsun a doğru yola çıkmak üzere olduklarını bildirdi.



Atatürk ün Samsun a çıkışı

Sabah saat 6- 7 arası Bandırma vapuru yolcu iskelesine yanaşamadığından Samsun limanı açığına demirledi. Gemiye, sandalla Kurmay binbaşı Mahmut Ekrem Bey (sonradan Kocaeli’nde Anzavur çeteleri tarafından şehit edilmiştir) geldi. Binbaşı Ekrem güvertede bulunan General Mustafa Kemal’in yanına giderek, askerce selam verdi ve Hoş geldiniz Paşam! dedi. Yolcular deniz vasıtalarıyla iskeleye taşınmışlardır. Saat sekizde, merkez iskelesinde yanındaki rütbeli on sekiz kişiyle birlikte Mustafa Kemal Paşa karaya ayak bastı. İskele kalabalıktı ama halk gelen kişinin çok farkında değildi..Otuz yedi yaşındaki bu Generalin üstünde padişah yaveri olduğunu gösteren kordonlu üniforması vardı. Mutasarrıf da hasta olduğu için karşılamaya gelememişti. Silahları daha önce işgal kuvvetleri tarafından alınmış olan bir müfreze karşılama merasimi yapıyordu. İskelede işi olan ya da oradan geçmekte bulunan halkın bir kısmı durup ne olup bittiğini anlamaya çalışırken bir kısmı ise ilgisizce yoluna devam ediyordu. Ama o genç General Karadeniz’in bu bahar sabahı havasını solurken bir daha bu iskeleden İstanbul’a dönüşü olmadığını biliyordu.


Mustafa Kemal’i kent adına Belediye Meclis’i üyelerinden Mavnacılar Kâhyası Hacı Molla Dursun, ilk milletvekillerinden Boşnakoğlu Süleyman Bey karşıladı ve ona: - Hoş geldiniz Paşam! dediler. Bandırma vapurunun görevi tamamlamış tarihteki müstesna yerini almıştı.

Mustafa Kemal in Samsuna çıkışındaki aşağıdaki anekdotu anlatmadan geçemeyeceğim. Bu sıkıntılı döneminde Ulu Öndere moral veren, Türk askerinin cesaretini ve vatanseverliğini gözler önüne seren bir olay yaşandı. Atatürk üstü başı yırtık, pabuçları patlak, silâhsız bir nefer gördü; yüzünün rengi bakıra dönen bu asker ağlıyordu. Atatürk "Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun?" deyince nefer irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu. Ve çehre ona hiç de yabancı değildi, hemen doğruldu. Anafartalar daki kumandanını çelik yay gibi selamladı.
O, sualini tekrar etti: - Söyle sen ne ağlıyorsun? İç Anadolu'nun yürekli çocuğu içini çekti.

- Düşman memleketi bastı, hükûmet beni terhis ediyor, silâhımızı elimizden aldılar. Toprağıma giren düşmanı şimdi ben ne ile öldüreceğim? Büyük kumandan "Üzülme çocuğum, gel benimle" dedi ve Samsun deposundan nefere silâh verdi. Atatürk'ün yanına katılan ilk bahtlı Mehmetçik budur.
 
Üst