‘’ATATÜRK’’ ve ‘’KEMALİZM’’
NERENİZE BATTI?
84 yıldır Hür ve Bağımsız yaşamanın keyfini sürdüğümüz ülkemizde bugünleri borçlu olduğumuz ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK; en büyük eserim diyerek övündüğü ‘’Türkiye Cumhuriyeti’ni’’ bu cumhuriyeti kuran halkına yani bize ‘’ TÜRK MİLLETİ’ne’’ emanet ederken; her türlü ahvalde güvendiği Türk ulusuna seslenerek; ‘’ Ey yükselen yeni nesil Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz’’ ifadesi ile istiklal savaşı sonrası kurulan Cumhuriyetin yaşatılması talimatını vermişti.
Genç Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinde ise ‘’Kemalizm’in’’ tüm devrim nitelikleri vardır. Halen tüm gerçekçiliği ile ışıl ışıl parlamakta olan bu nitelikler, günümüzün emperyalist ve dinci kuşatmalarına karşı en güçlü engel olarak; dünyanın dört bir yanında bağımsızlık mücadelesi veren mazlum milletlere yol göstermeye ve ışık tutmaya devam etmektedir.
‘’TEBA’’ olmanın verdiği boynu büküklük ile her türlü baskıya katlanarak:’’Sen Çok Yaşa Padişahım’’ cümleciği ile yanıt vermekten başka yapacağı hiçbir şeyi olmayan!..
Topraklarımız;Yunan’ı, İngiliz’i, Fransız’ı ve İtalyan’ı tarafından işgal altında iken bu emperyalist devletlerin silahlı güçlerinin süngüsü ile paramparça edilen bizden önceki nesillerin evlatlarını.. Kirli emelleri için bu mukaddes vatan topraklarını işgal eden düşmandan kurtarmak için yola çıkan Mustafa Kemal’in ; ülke üzerine çöken bu kabusu, bu karabasanları dağıtırken güvendiği tek bir şey vardı!.. Türk insanının en büyük hasleti olan ‘’VATAN SEVGİSİ..’’ !
İşte o yüce insan ve silah arkadaşları Çanakkale’de Dumlupınar’da, Afyonkarahisar’da, Sakarya’da ‘’MEHMETÇİĞİN’’ o muzaffer süngüsü, süvarilerinin zafere koşan nal sesleri ile düşmanı denize döktükten sonra geçen süreçte ve şu anda özgürce yaşamanın, laikliğin, demokrasinin tüm nimetlerinden faydalanan..Dünya piyasalarında ki ekonomik kuralları uygulayarak rekabet edebilecek işyerleri ile ceplerini doldurabilenler!.. Bugünün Türkiye’sini ve elde ettikleri tüm kazanımlarını; vatanın kurtuluşu için hayatlarını hiçe sayarak şahadet mertebesine erişen bizden önceki nesillere ve bu nesillere sarsılmaz iradesi, idealleri, inançları ama her şeyden önemlisi bir devletin kuruluş felsefesini ortaya koyarak önderlik yapan ATATÜRK’E ve onun ilke ve inkılaplarına borçludurlar.
Günümüzün Türkiye’sine baktığımızda 84 yıldır yaşananlar, Cumhuriyetin tüm kazanımları, bu ülke için bizden önceki nesillerin vermiş olduğu mücadeleler, yoksulluk yılları, vatan için feda edilmiş canlar, kısacası bizden önceki nesillere, Atamıza olan borçlarımız unutulmuş ve bunların tamamı bir kalemde silinmek istenmektedir!.. Bu bu kadar kolay mıdır?.. Gerçekten başarılabilir mi?.. Yıllar öncesi bu toprakları işgal ederek ülkemizi parçalamak isteyen devletler; bu sefer AB adı altında sınırlarımızdan içeriye girmişler ve sizi Avrupalı yapacağız bir Avrupa ülkesi olacaksınız hikayeleri ile önümüze koydukları müzakere başlıklarıyla; Sevr’de dayattıklarını yeniden hortlatmaya çalışmaktadırlar. Anlaşılan odur ki 24 Temmuz 1923’de Lozan’da aldıkları ders, bu tarihleri kanlı işgalcilere yetmemiştir!. AB destekçilerinin de yapılan tüm görüşmeleri alkışlamaları, olumlu mesajlar vermesi ve her defasında; ‘’Atatürk’te ülkemize hedef olarak muasır medeniyetleri gösterdi’’ beyanları da bu müzakerelerin gerçek amacını gizleyememektedir!.. Esas amaç; ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi ile yeniden biçimlendirdiği orta doğuda; bölgenin süper gücünden arta kalan paylarında AB ülkeleri tarafından paylaşılmasının sağlanmasıdır. Kaldı ki Ulu Önder Atatürk ‘’muasır medeniyetler’’ seviyesini hedef gösterirken bu hedefi yakalamak için ülkemizin kendi dinamiklerini harekete geçirmeyi ve milli kaynaklarımızın kendi sanayimizin yaratılması için kullanılmasını amaçlamıştı. Son dönemlerde yapıldığı gibi yabancılara peşkeş çekilmesini değil!..
Ama bugün ülke ekonomisinin işgalinden çok daha tehlikeli bir durum ile karşı karşıya bulunmaktayız!.. O da laiklik karşıtı gelişmelerin ülkemizin Anayasasına kadar dayanmasıdır. Atatürk Hilafeti kaldırarak din ve devlet işlerinin ayrımını en iyi şekilde gerçekleştirmiş ve Laikliği getirmişti. İnsanların inançlarını suiistimal ederek din üzerinden ceplerini doldurup politika yapan yobazları, gericileri ve din bezirganlarını ilke ve inkılapları ile tarihin derinliklerine gömmüştü. İşte bu en önemli devrim, modern Türkiye Cumhuriyeti devletinin önünü açmamış mıydı?.. Kemalizm’in felsefesini oluşturan diğer devrimlerin tamamı bu temelin üzerine oturmamış mıydı? Son yıllarda ülkemizde oynanan en tehlikeli oyun işte budur. Laiklik ve onun karşıtlığı!.. ABD’nin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu en önemli özelliğini görmezden gelerek bize orta doğuda vermek istediği yeni rolün, devlete yeni bir ad seçilmesinin arkasında sakladığı gerçek Lozan’da bile tanımadığı Türkiye Cumhuriyetine kendi koymuş olduğu adı yakıştırmaktır!..
‘’TÜRKİYE ILIMLI İSLAM CUMHURİYETİ’’
Yüce Atamızın 10 Kasım 1938 tarihinde hayata gözlerini kapadığı andan beri, amaçlarına ulaşmak, onun ilke ve inkılaplarını ortadan kaldırmak için yemin edenler!.. Bugün artık hiç çekinmeksizin hareket etmekte ve her şeyimizi borçlu olduğumuz o insanlık tarihine bir daha gelmeyecek olan dahiye en büyük ihaneti yapmaktadırlar.
Laiklik ile kılık kıyafet devrimi ile kadınlarımıza sağladığı özgürlük ile öğretim ve eğitim ilkeleri ile milli ve üniter devlet yapısı ile kısacası milli ve milletimize ait olan her şeyi ile bu devleti kuran ve tüm bu kazanımlarını Yüce Türk milletine emanet eden Atatürk ile onun ilke ve inkılapları ile hesaplaşmak cüretini göstererek böyle bir gücü kendilerinde görenler!.. ABD’nin ve AB’nin emperyalist güçleri ile de güç birliği yaparak daha da güçlendiklerini sananlar!..Şunu asla unutmamalıdırlar ki .. Kan ve can bedeli ödenerek elde edilen Cumhuriyet kazanımları; birtakım politik simgeler, AB normlarıyla ve ‘’Kasımpaşalı üsluplu’’ söylemler ile ortadan kaldırılamayacaktır. Seçim öncesi ve hemen sonrası ülke insanının tamamını kucaklayacağız beyanları ile nutuk atanlar!.. Çankaya’yı kendisinin hakkı görerek toplumun tüm kesimlerinin mutabakatına bakmaksızın bu görevi üstlenenler!.. Şimdi de Atatürk’ün kurmuş olduğu bir üniversitenin bir profesörü başkanlığında oluşturulan bir heyete ısmarlama bir anayasa hazırlatmışlardır. Ve üstüne üstlük bu anayasa taslağı milletimize sunulmadan AB üyelerinin temsilcilerinin önünde görücüye çıkmış! Büyükelçilerine brifingle tanıtılmıştır.! Eh bravo sizlere!.. Tam politik anlayışınıza ve biat ettiğiniz ilkelere yakışan bir davranış biçimi!..
Yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması ile birlikte ilk ve orta öğretim kitaplarından Atatürk ilke ve inkılaplarının kaldırıldığı milli tarihimizin iyice aşındırıldığı belirlenmiştir!.. Daha önceki yıllarda da bu ve benzeri uygulamalar yapılmakta idi!.. Ama bu sefer ki ayan beyan ortadadır. ..Denilecek ki zaten hazırladıkları taslak anayasa da da ‘’Atatürk ilke ve inkılapları’’ ile ‘’Kemalizm’’ zaten olmayacak ki!.. İşte tam bu nokta da sormak gerekmiyor mu?.. ‘’ATATÜRK ve KEMALİZM NERENİZE BATTI?’’
Ülkemizin tüm kazanımlarını borçlu olduğumuz o yüce insanı asla unutturamayacak, onun yakmış olduğu devrimci meşaleyi asla söndüremeyecek ve açmış olduğu medeniyet yolunu asla tıkayamayacaksınız.
Bu ülke ve ülkesinin milli beraberliği ve bütünlüğü için emeğini harcayan, terini akıtan.. Evlatlarını aydınlık, modern ve Atatürk ilke ve inkılaplarının yön verdiği ‘’Kemalizm felsefesi’’ ile yetiştirmekten onur duyanların.. Mazlum milletlere örnek olan, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olanların sesi ve tercihi daima aydınlık yarınlar ve Atatürk Türkiye’sinden yana olacaktır Hiçbir güç vatan topraklarında kardeşçesine yaşayan vatandaşlarımız arasına nifak sokmaya, kargaşa çıkarmaya muvaffak olamayacaktır.
Bugün içte ve dışta ülkemizi sarmalayan onca ciddi ve çok önemli halledilmesi gereken meseleler varken!.. Milyonlarca okumuş genç insanımız sokaklarda işsiz dolaşıp, milyonlarca vatandaşımız açlık sınırında yaşarken!.. Tüm bu halledilmesi gerekenleri bir yana bırakmış.. Bir ‘’SIKMABAŞ’’ uğruna; fikir özgürlüklerini bile bu başların içerisine hapsederek ürettiğiniz kendilerinize has politikalar ile AB’n,n tüm dayatmalarına evet diyerek!.. ABD’nin stratejik ortaklığına soyunanlar!.. Siz ne yapmak istiyorsunuz?.. Amacınız sizin düşünce yapınıza ve ideallerinize uygun bir Türkiye yaratmak ise bunun bedeli çok ağırdır…Ödeyemezsiniz!... Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel nitelikleri ‘’ATATÜRK’e ve onun ilke ve inkılaplarına’’ dayanıyor. Bu cumhuriyeti kurarken hayatlarını seve seve feda eden nesillerin kan ve can bedeline dayanıyor. Tüm bu gerçeklerin ağırlığı; bugün ortaya çıkardığınız bütün olumsuzlukları ve dayatmaları ezip geçecek kadar ağırdır!.. Bu ağırlıkta kalmaya da devam edecektir.
ATİLLA ÇİLİNGİR