Atatürk ve Kıbrıs

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Atatürk'ün Kıbrıs vasiyeti

KIBRIS Türklerini tek ve vazgeçilmez güvence kaynakları olan Atatürk Türkiyesi'nden soğutmak ve koparmak isteyenlerin propagandası şu temayı içeriyor:

‘‘Türkiye, Kıbrıs Türkleri için değil, kendi güvenliği, esenliği ve geleceği için mücadele veriyor. Kıbrıs'ta Türklerin yok olması, Türkiye'nin umurunda değil, Tek bir Kıbrıslı Türk kalmasa bile Türkiye'nin Kıbrıs'a ilgisi sürecektir...''

İlkelerini ve miras bıraktığı çağdaş düşünce sistemini hiçbir zorlamaya gereksinim duymadan gönülden ve toplumca özümsediğimiz büyük Atatürk'ün Kıbrıs'a bakış açısını irdelemeden önce varoluş mücadelemizin ilkesini bir kez daha anımsayalım:

Kıbrıs Türklüğünün Türkiyesiz var olabilmesi kesinlikle olanaksızdır. Bizi bugünlere getiren yurtseverliğimizin ve milliyetçiliğimizin temelinde, gerektiğinde Anavatan ve yüce ulusal çıkarlar uğruna kendimizi feda edebilme bilinci vardır. Bu temel bilinçten yoksun olsaydık, bugüne kadar varlığımızı sürdüremezdik. Türk halkını 'cemaat' düzeyinden devlet kurumlaşmasına taşıyan TMC'ciler kutsal göreve başladıklarında, kendilerini Türk ulusuna adadıklarına ilişkin ant içerlerdi.

Anadolu Türklüğünün Kıbrıs'a olan ilgisini her zaman sıcak tutabilmek için mücadeleci Kıbrıs Türkünün, adanın Türkiye açısından taşıdığı yaşamsal ve stratejik önemi ön plana çıkarması da, bu bilincin akılcı göstergesidir. Bu bağlamda, Anadolu ile yürütülen kader dayanışması hep başarılı oldu. Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakını önleyen ve halkımızı uluslararası siyasal haklarla donatan dayanışmanın bundan sonra da sürdürüleceğine hiç kimsenin kuşkusu olmasın..

Ege Denizi'nde, Yunanistan'a el çabukluğuyla ve altın tepsi içinde verilen adalarla kuşatılmış bulunan Türkiye'nin tek açık olan kıyı kapısı güneydedir.

Ege'den başlayan Yunan kuşatmasını kıracak ve Türkiye'nin tek açık kıyı kapısını güvenceye alacak stratejik ada Kıbrıs'tır. Türkiyesiz Kıbrıs Türklüğünün var olabileceğini düşünmek ise saçmalıktır.

Kıbrıs Türkü, böylesine stratejik bir platformda varlığını ulusal davaya ve Anavatan'a adamaktan asla eziklik duymaz; onur duyar... Türkiye de varlığını Kıbrıs'a adayan bir duyarlık içindedir.

Böylesine onurlu bir ilke birlikteliğinin savaşımcısı olmak, Atatürkçülüğün de gereğidir.

Neden mi?

Çünkü Atatürk, vasiyet nitelikli vurgulamasında, Kıbrıs'ın Anadolu'nun güvenliği, esenliği ve ekonomisi açısından taşıdığı yaşamsal öneme dikkatleri şöyle çekmiştir:

‘‘Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir...''

Onun için diyoruz ki, Atatürkçü olduğunu öne süren hiç kimse Atatürk'ün Kıbrıs'la ilgili vasiyetini çiğneyen yaklaşımlara itibar edemez. Ederse, Atatürkçülüğün yanından geçemez.

Kıbrıs'la ilgili vasiyetini, kritik günlerde bir kez daha anımsatan ebedi ışığımız Mustafa Kemal Atatürk'e saygı, minnet ve şükran...

Bugünlerin ortamında da rehberliğini sürdürüyor.

Teşekkürler

Ahmet TOLGAY-Cumhuriyet Meclisi Özel Kalem Müdürü-LEFKOŞA


 
Üst