Azerbaycan, Azerbaycan, Azerbaycan

SALUR

Dost Üyeler
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
859
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
(the_aci_show)
Azerbaycan, Azerbaycan, Azerbaycan


Bu yazının başlığı bir tek “Azerbaycan”da olabilirdi. Ama onun tam 3 kere yazılmış olmasının bir sebebi var. İstedim ki gözlere daha iyi girsin. İstedim ki akıllarda daha iyi kalsın. Çünkü koca koca makam sahiplerimiz, devlet törenlerinde “Devlet Adamı” diye takdim edilenlerimiz “Azerbaycan”ın adını yanlış söylüyor ve ona “Azerbeycan” diyorlar.

Bugün Ankara’nın Batıkent semtinde, 80. Yıl Atatürk Orman Çiftliği Ağaçlandırma ve Kent Ormanları Projeleri Kapsamındaki Haydar Aliyev Parkı’nın ve onun içinde yer alan Haydar Aliyev Heykeli’nin açılış töreninde idim. Programa Türkiye’den ve Azerbaycan’dan bir çok devlet ve siyaset yetkilisi katılıyordu ve bunlardan bazıları konumları gereği bu programda çeşitli konuşmalar yapmaktaydı.

Bu konuşmacılardan birisi de “Türkiye – Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı” bir milletvekilimizdi ve bu toplantı açısından en anlamlı konumu işgal eden sayın milletvekili 10 dakikalık kısa konuşması süresince “Azerbaycan”ın adını en az 40 kez adeta kulakları tırmalayan bir yanlışlıkla “Azerbeycan” şeklinde telaffuz etti.

Düşünebiliyor musunuz? 70 milyonluk koca bir ülkenin zenginlikleri arasından süzülerek gelmiş, çeşitli eğitimlerden ve bunun üzerine bir çok mücadelelerden geçerek siyaset alanında sivrilip, pek çok rakibini saf dışı bırakarak milletvekili seçilmiş, bu da yetmiyormuş gibi hepsi de seçilmiş ve seçkin insanlar olan 550 milletvekili arasından bir kez daha seçilerek “Türkiye – Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Gurubu Başkanı” olmuş tek insanın bu konuda herkesten daha hassas, daha dikkatli ve bilgili olması gerekmez mi?

Ama hayır. O, on dakikalık kısa konuşmasında “Azerbaycan”ın adını 40 defa yanlış söylüyor ve sağımda solumda oturan Azerbaycan’lı milletvekilleri ve devlet yetkilileri bunu garip karşılayarak, bu yanlışlığı birbirleriyle mütalaa ediyor. Onların bu değerlendirmelerini dinlerken Türkiye adına adeta yerin dibine giriyorum.

Halbuki tüm konuşmalarda kök birliğinden, soy birliğinden, kardeşlikten dem vuruluyor. “İki devlet – bir millet” olmaktan bahsediliyor. Ezberlenmiş, kalıplaşmış ama asla ruhuna inilmemiş sözler! Soy birliğinin, kardeşliğin, “iki devlet – bir millet” olmanın ruhuna inmiş insan hiç kardeşinin adını yanlış söyler mi. Bu nasıl bir iştir?

Üstelik bahsettiğim konuşmacı, bu törende yukarıda anlattığım hatayı yapan tek konuşmacı da değil. Konuşmacıların neredeyse yarısı aynı hatayı yaptı ama özel konumu gereği çok çarpıcı olduğu için sadece bu misal üzerinde durdum. Ankara’da yapılan ve Azerbaycan için özel anlamları olan bir törene alakaları sebebiyle devlet katından özel surette seçilerek katılan insanların yarısı “Azerbaycan”ın adını doğru telaffuz edemiyorsa, sizin kardeşlik nutuklarınızdan ne sonuç beklenir, nasıl bir fayda doğar?

Nitekim doğmuyor da…!

Bu isyanımın temelindeki gerekçeyi anlamak için lütfen kendinize şöyle bir test uygulayınız; Azerbaycan’da bir törendesiniz. Kürsüde Azerbaycan’lı bir konuşmacı, hem de “Azerbaycan – Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Gurubu Başkanı” sıfatıyla kürsüye çıkmış bir milletvekili sizinle soy birliğinden, kardeşlikten bahseden bir konuşma yapıyor ama bu 10 dakikalık konuşmasında belki 40 defa “Türkiye”den bahsederken “TERKİYE” , ya da “TÜRKEYE” diyor. Acaba kendinizi nasıl hissederdiniz ve bu durum karşısında ne düşünürdünüz?

“AZERBAYCAN” bir ülkenin, bir devletin adı. Devletlerin adı, o devlet vatandaşlarının onuru, gururu değil midir? Elbette ki öyledir ve “AZERBAYCAN” adının bir anlamı vardır. O’na “AZERBEYCAN” diyerek bu anlamı katlettiğini bilmemek için acaba hangi gaflet derecesinde olmak gerekir?
Alıntıdır.
 
Üst