Bağımsız K.K.T.C Devletine Doğru...

‘’ Uzlaşma uğruna bağımsızlıktan ve devletten vazgeçilemez..’’

‘’ En iyi Türk ölü Türk’tür, Kıbrıs Yunandır, Türk ordusu ve yerleşikler dışarı, Attila Defol, Sınırlarımız Girne’de biter, Zafere kadar mücadeleye devam..’’
Yukarıda sıralamış olduğum cümleler, K.K.T.C’nin 25’inci kuruluş yıldönümünü bahane ederek sokaklara dökülen ve sınırlarımıza yürüyen Rum’lara aittir..Yani Birleşik Kıbrıs anlaşması ile iç, içe yaşanacak olan ‘’ Kıbrıs’lı ‘’ Dostlarımıza!..
14-15 Kasım 2008 tarihlerinde Rum Yönetimince provake edilen çoğu 12-17 Yaş arası gençler olmak üzere Rum halkı K.K.T.C sınırına yönelik düşmanca bir taciz ve saldırı gerçekleştirmiştir..Yerel gazeteler ve TV kanallarının büyük bir çoğunluğunda yazılmayan, gösterilmeyen bu ırkçı saldırının Türk tarafında ki CTP-ÖRP iktidarınca derhal BM nezdinde yazılı olarak protesto edilmesi gerekirken hiçbir makamdan çıt dahi çıkmamıştır!..
Peki K.K.T.C’nin sınırlarına yönelik bu saldırılar yapılırken, hudutlarımızdan ateşle karşılık verilseydi, mevcut hükümet bu duruma sahip çıkacak mıydı?..Hiç sanmıyorum!..Büyük bir ihtimalle çok haklı bir gerekçe ile yaşanacak bu olayın hesabını bu olayı yaratan verecekti!..Ama Rum’lara böyle bir taşkınlığın sınır tecavüzünün hesabını soran yok!..Zaten bu güne kadar başta Pile köyü olmak üzere karma olarak yaşanan diğer yerleşim birimlerinde ve Rum Kesiminde Türk’lere yapılan taşlı ve sözlü saldırılara ve diğer tacizlere hesap soruldu mu ki? Bu sınır saldırısı protesto edilerek BM ‘in gündemine getirilsin ve işte çözüm için müzakereleri yürüten Rum’ların geçek yüzü budur denebilsin!..
K.K.T.C’nin 25’inci Kuruluş yıldönümü nedeniyle bulunduğum Yavru Vatan Kıbrıs’ta ilk iki günüme damgasını vuran olay yukarıda yaşananlardı!... Daha sonra katıldığım Cumhuriyeti kutlama törenlerinde Cumhurbaşkanı Sn. Talat’ın törende yapmış olduğu konuşmayı dinledim.Dinleyenlerin pek çoğunca olumlu karşılanan konuşma metninin içerisine konulmuş öyle iki cümle vardı ki!..Kimilerine göre Sn Talat için çok milliyetçi ifadeleri içeriyor denilen bu konuşmanın içinde esas söylenmek istenen bunlardır der gibi Birleşik Kıbrıs’ı hedefliyorlardı!..
Sn. Talat’ın konuşma metnindeki bu iki cümleden birincisi:’’ Egemenlik ve Eşitlik kavramlarının olmayışı!..İkinci cümle ise gerçekleri saptırmakta ki ustalığın bir kanıtı idi!..Zira Sn. Cumhurbaşkanı ‘’ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanının Kıbrıs Rum tarafı ile bir federasyon oluşturmak için ilan edildiğini ‘’ Söylüyordu!..Ama federasyonu oluşturmak için ilan edilen devlet K.K.T.C değil 1975 de ilan edilen Kıbrıs Türk Federe Devleti idi.. Ancak aradan geçen yıllarda Rum tarafı bu mesajı alamadığı ve bir federasyon kurmaya yanaşmadıkları için K.K.T.C ilan edilmişti..Birinci cümleden de hedeflenen şey bundan böyle tek devlet, tek millet ve tek egemenliğin olacağı idi!..
Öyle sanıyorum ki!.Bu çok önemli iki husus birer ayrıntı olarak yorumlanmış! Nasıl olsa Kıbrıs Türk Tarihini kitaplarımızdan çıkarttık!..Bu tarihi sapmayı kimse fark etmez!..Hem müzakere sürecinde açıklanan bu hususlara hiçbir tepki gelmedi diye düşünülmüştür!..Ama yağma yok!..Siz ve sizin zihniyetinizle hareket edenler yaşanan gerçekleri tarih sayfalarından silebilirsiniz!..Ama o şanlı tarihi yazanlar hala hayattalar onları da görmezden gelemezsiniz ya !..
Onun için Sn Talat’ın K.K.T.C’nin 25’inci kuruluş yıl dönümünde yapmış olduğu konuşmanın, yürütmüş olduğu müzakere süreci ve hedeflenen politikaları ile örtüşmediği kanaatindeyim.. Pek tabiidir ki bu süreçte Sn Talat’ı destekleyen Anavatan hükümetinin temsilcisinin yapmış olduğu konuşmanın da tekrarlanan cümleleri içerdiğinin de altını çizmem gerek!..
Kıbrıs Türk Halkı 15 Kasım 1983 Tarihinde büyük bir adım atmış ‘’ dünya ve tarih önünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ‘’ ilan etmiştir.. Bu ilan, Anavatanı tarafından ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile de tanınmıştır.
Bu devlet ilan edilmeden önce geride bırakılan yıllar da yaşananlar ve Kıbrıs Türk’ünün uğradığı baskılar, göçler, toplu kıyımlar, tecritler, siyasi ve ekonomik izolasyonlar ve halen günümüzde devam eden hukuksuz uygulamalar!..Kurulan bu devletin ne kadar çok hak edildiğinin tarihe mal olmuş kanıtlarıdır.
Devletine kanı ve canı ile Kıbrıs Türk Devleti mührünü vuran bu kahraman halk dünyadaki diğer ‘’ Bağımsız Devletler ‘’ gibi 25 Yıldır taşımış olduğu K.K.T.C Devleti unvanının önüne ‘’ BAĞIMSIZ ‘’ kelimesinin konulmasını ve bunun tüm dünyaya ilan edilmesini çoktan hak etmiştir.
Şu husus şimdiden iyice anlaşılmıştır ki!..Müzakereleri yürüten iktidardaki AKEL ve CTP parti zihniyetlerinden bir sonuç çıkmayacaktır!..Zira Rum’lar ada da tek söz söyleme yetkisine sahip olmadığı sürece çözüme evet demeyecektir!..Kıbrıs Türk Halkı da elde etmiş olduğu Bağımsızlığını ve kurmuş olduğu devletini hiçbir neden uğruna feda etmeyeceğini yapılan tüm kamu oyu yoklamalarında açıkça ortaya koymuştur..Mevcut CTP iktidarının da böyle bir tercihi yoktur!..
Geriye kalan tek bir şey vardır..Kıbrıs Türk Halkı bu iradesini önüne gelecek ilk sandıkta göstermeli ve bu ver- kurtulcu iktidara gereken dersi vererek; yapılacak ilk halk oylamasında, ya da bir erken seçimde kurulan devletin önüne ‘’ Bağımsızlık ‘’ unvanını mutlaka yazdırmalıdır..Bu unvanın bedeli Şehitlerimizin can ve kan bedeli ödenmiş olup..Bu bedelin en önemli simgesi göndere çekilen Ay Yıldızlı Bayraktır..
Söylenecek son söz Kıbrıs Türk Halkına kalmıştır..


Atilla ÇİLİNGİR.

Hocam çok kıymetli görüş ve düşüncelerinizi okudum. İnşallah bu yazınızı okuması asıl bilmesi gerekenlerde okur..!

Atilla Bey biz bu hasarları hak ediyoruz neden mi ? Onlar bizi istemediklerini tüm dünyaya çıkıp haykırdılar, biz ne yapıyoruz 4 yıldır halen daha Papaza ve Hristofyas'ın ayaklarına kapanıp yalvarmaya ve her gün de istenmeyen topraklara geçmeye devam ediyoruz.Bizi istemeyen insanların yanında ve toprağında ne işimiz var? İlk defa değil son defa da olmayacak. Onlar da gelir bizdeki güzellikleri yaşarlar ve paşam paşam yerlerine dönerler.(Onlarda vicdan olsa gördükleri hürmete böyle davranmazlar.) Törenden bahsettiniz iyi ki Asker vardı ve tören ilgi çekti. Halkın büyük bir kesimi eminim konuşmaları dinlemedi, sizin uyardığınız, dikkatimizi çektiğiniz cümlelerin farkında değiller. (Birileri de bundan çok mutludur.) Şu an sadece Rumun ne olduğunu çok iyi bilen Büyüklerimiz Konuşmadan tatmin olmayarak sabır içinde Senaryonun bitmesini bekler.Tek duamız 361 gün çok çabuk geçer ve 26. Yıldönümünü Büyüklerimiz de yaşar ve mutlu olurlar.Kaleminize sağlık. Doğru yolu görüp ve Vatanımızı bize bırakırlarsa 26. yıldönümümüzde sizi Adamızda görürüz.

Sayın Çilingir,
Gerçekleri tespit ederek ifade etme yeteneğinize hayranım..Bağımsız K.K.T. Devletinin ilan edilebilmesi için öncelikle bu teslimiyetçi CTP-ÖRP İktidarından kurtulmak gerekir.Bunun içinde Muhalefet partilerinin bu yönde bir faaliyeti ve icraatı halkımıza yön verecektir.Umudum o dur ki!..UBP'NİN kongre sonrası göstereceği performans Kıbrıs Türk Halkının bu kritik dönemde geleceğini belirleyecek en önemli faktör olacaktır.Ama bundan da önemlisi Halkımızın devletine olan bağlılığının ve Bağımsızlık sevdasının devam etmesi,büyük bir kararlılıkla bu yöndeki ısrarını sürdürmesidir..Saygılarımla..TTK.