Başkasına Saldırmak Yok Bizim Kitabımızda...
Bir gazeteci için her halde en zor olanı okuyucusu tarafından anlaşılmamaktır. Bu yüzden yazılarımı en sade, anlaşılır bir dilde yazmaya özen gösteririm. Hatta çoğu kez bu konuda okuyuculardan da “eleştiri” alırım gazetede sokak dilini kullanmak adına…
Geçenlerde bu köşede “azgın Fatma “ diye bir yazı yayınlamıştık. Bölücü terör örgütü sempatizanlarını bir kahramanmış gibi gösteren bir yazı hakkında bizde sormuştuk “peki ya şehit anaları ne olacak diye” Biz bir yazının konusu hakkında yazı yazarken belli ki “iyi anlaşılmamışız” ve yazıyı yazanın hakkında almışlar yazdıklarımızı. Oysa biz bu yazıyı yazanın kişiliğine değil, yazdığı yazıda savunduğu düşünceye “azgın” dedik. Ve koskoca yazı içinde bir cümleye takılmışlar. Oysa o cümlecikte bir çarpık bir düşüncenin nasıl doğduğunu ifade ediyordu. Yani yazan da öyle yapıyor demedik!
Dün birilerinin midesi bozulmuş yazdıklarımız hakkında. -Peki, ama acaba kendileri ne vermiştir, daha güzel bir gelecek, daha mutlu yarınlar adına. Nasıl bir “iz”leri var, omuzlarına yük bir kafa dışında…- diye de sözüm ona seviyesiz yazıya seviyeli cevap vermiş aklınca. Hani tek tek onu-bunu-şunu yaptım demek diye seceresini tutmadığım şeyleri yazmamı bekliyorsa boşa, ama gene de söyleyeyim, renk getirdim bu adaya. Yetmez mi?
Neyse konu internet ortamına da taşınmış. Sağ olsunlar epeyce bir küfür etmişler bize. Belki midesi bozulanlar bu küfürleri yese mideleri düzelir. İnternetten sonra televizyon programlarında da yüklenmişler. Malum ada’da öğrenci olayları oldu ve bölücü terör örgütü yanlıları ve malum okulda olayları çıkaranlar “atıldı” bakanlar kurulu kararı ile. Atılanlara benimde eklenmemiş istemişler. İşten atılacakmışım, çalıştığım gazeteden ayrılacakmışım, gazeteciler birliğinden ayrılacakmışım hatta utanmasalar hanımdan da ayrılsın diyecekler.
Haklarını mahkeme koridorlarında aramaya da ayrıca karar vermişler. Buyursunlar, hep beraber taşınalım o koridorlara. Mahkeme koridorlarından korktuğum için değil ama eski dostlardan birini yanlış anlamadan ötürü üzdüğüm için “Mutlu” dan da ayrıca özür dilerim bu sayfada. Yoksa ne ona ne annesine nede bir başkasına saldırmak yok bizim kitabımızda. Eğer istemeden de olsa üzmüşsek birilerini af ola. Biz birilerini kayırırken “ötekileri ne olacak” diye sorduk sadece bu sayfada. Çünkü hep iyisi hep doğrusu hep güzeli sizin tek elinizde değil ya bu hayatta…
Mesarya'nın zararı karşılandı
22 Eylül 2011 tarihinde Mesarya Bölgesinde yağan doludan dolayı zarara uğrayan vatandaşlardan sigortalı olanların hasarları giderilmiş. Açıklamayı Zirve Sigorta yöneticilerinden Ahmet Cukurovali yaptı. Tüm zararı karşıladıklarını söyledi. Tam da hafta sonu Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinin üstüne geldi bu açıklama. Çünkü adı üstünde “afet” bu, ne zaman nasıl geleceği belli olmaz. En iyisi sigortalı olmak! Zirve sigortayı ve çalışanlarını kutlarız, Mesarya Bölgesi halkında da geçmiş olsun dileklerimiz bir kez daha gönderelim…
“Af” edin beni başkanım!
Dün mecliste “af” tartışmları vardı. En sert konuşmayı CTP lideri ile eski lideri yaptı kürsüden. Ve “affa” karşı olduklarını ve UBP hükümeti döneminde bu affın ikinci kez yapıldığını söylediler. Oysa 2005-2007’de ve 2008’de af çıkartmıştı dönemin CTP “lideri”. Şimdi ki liderde o dönemde bir ara kabinede görev yapmıştı spor bakanı sıfatı ile. Ne diye o zaman karşı gelmemişlerdi ki “affa”. Yani başkanlarım “af” edin beni ama dün başka bugün başka, yakışmıyor siyasette böyle konuşma. “Afla ülkede denetim mümkün değil” diyen yeni lider Yorgancıoğlu, CTP döneminde de yapılamadığını söyledi, hakkını yemeyelim. Ha keşke iktidar olduğu dönemde de çıkıp söyleyebilseydi bunu.
CTP’de atmıştı?
Dün mecliste bir başka konu ise malum üniversitede yaşanan olaydan sonra olaylara karışan öğrencilerin sınır dışı edilmesi konusuydu. CTP eski lideri Soyer yapılanlara karşı çıktı. Oysa CTP döneminde de birçok kişi sorgusuz sualsiz atılmamış mıydı. Her halde unuttu Ferdi Bey. Hatırlatalım, Girne’de iki gazino arasında çıkan çatışma sonrası mahkemeye bile çıkarılmadan gönderilmemiş miydi zanlılar? Eğer savunduğunuz şeyi siz daha önce yaptıysanız ya hatanızı önce kabul edin yada bu konuda söz söylemeyin.
GÜNÜN SÖZÜ
"200 trilyon borcum değil, 200 trilyon yatırımım var"
Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Cemal BULUTOĞULLARI
BİZİM TEMEL
UNUTKAN TEMEL
Temelde aşırı bir unutkanlık başlamış. Bu rahatsızlığı sebebiyle doktora gitmiş. Doktor Temel'e nesi olduğunu sormuş.
Temel:
son günlerde çok unutkan oldum her şeyi çok çabuk unutuyorum demiş.
Doktor:
hımm peki ne zamandan beri bu durum var?
Temel:
ne durumu doktor bey?