Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
BAŞKENT HALKINA REVA GÖRÜLEN HİZMETLERE BAKIN !
Hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülkede; birey devlete ve kamu kurumlarına olan ödev ve sorumluluklarını yerine getirirken; kurumlar da vatandaşa olan ödevlerini ve sorumluluklarını yerine getirir.
Günlük yaşam da bu karşılıklı sorumluluk ve ödevlerin yerine getirilmesi ekseninde sürüp gider.
Bir ülkede eğer vatandaş devlete; devlet de vatandaşına karşı ödev ve sorumluluklarını yerine getirmezse veya bir şekilde ortada ihmal varsa; ihmal edenin, yetkisini kötüye ya da sorumluluklarını yetirmeyenin yakasına hukuk devletinin yasaları yapışır.
Demek ki hukuk devletinin temelini vatandaşın devlete, devletin de vatandaşa olan ödev ve sorumlulukları oluşturur.
Eğer bir ülkede; hukukun üstünlüğü esas kabul edilmezse o ülkede yapanın yanına kar kalır düşüncesi egemen olur.
Doğrusu ülkemizde hukuk devleti ilkeleri gerektiği şekilde çalıştırılıyor mu sorusuna verilecek yanıt, birçok alanda yaşadığımız terslik ve olumsuzluklarla kendini ifade diyor.
Daha açığını söylemek gerekirse; ülkemizde kamu kurumlarında yönetme erkini elinde bulunduranların hukukun üstünlüğüne bağlı kalarak hareket etmediklerini söylemek mümkün.
Uzağa gitmeyelim!
Aylardır; Başkent Belediyesinde yaşanan birçok olumsuzluktan vatandaş ciddi şekilde sıkıntı çekmiş canından bezme noktasına gelmiştir.
Haftalarca insanımız çöp dağları arasında bir yaşama mahkum edilmiştir.
Salgın hastalıkların ortaya çıkmasına ramak kalınmıştır.
Sendika ile yönetim arasında sür git edilen uzlaşmazlıkların mağduru olan halktan çıkıp da kimseler özer dileme gereğini dahi duymamıştır.
Bu günlerde yine Belediyenin halka sunmak zorunda olduğu temel hizmetlerden biri olan suya dışkı karıştığı gerçeği ile karşılaştık. Su analizleri belli periyotlarla yapılıyor mu bilmiyoruz. Söz konusu vahim gerçek tesadüfen mi su yüzüne çıkmıştır. Bu da ayrı bir tartışma ve şüpheyi beraberinde getiriyor.
İnsan sağlığını ve günlük yaşamı çok yakından ilgilendiren bu olayda sorumluluğu veya ihmali olan yetkililer kimlerdir?
Bu ihmalle ilgili herhangi bir araştırma veya soruşturma başlatılmış mıdır?
Hiç sanmıyorum.
Görünen odur ki; vatandaşın örgütsüzlüğü ve edilgenliği nedeniyle bu vahim olayda da, başka konularda olduğu gibi sorumluluğu olan her kim ya da kimlerse görevlerinin başında olmaya devam edeceklerdir.
Bu vahim olay karşısında şu ana kadar hiçbir yetkili çıkıp da her hangi bir açıklama veya bir özür beyanında bulunmuş değildir. Belediye ise Taşkınköy de ev ev dolaşarak su depolarımız için klor dağıttı. Aynen ‘koca karının eve hırsız girdikten sonra kilit takması ’misali!
Hayret doğrusu! Kaç zamandır dışkı karışımlı suyu Taşkınköy halkı olarak kullanıyoruz? İnsan yaşamı bu kadar ucuz olabilir mi? Bu ülke insanı tesadüfen mi hayatta kalabiliyor?Böylesi ilkelliklerin yaşanması olacak şey mi Allah aşkına!
Öyle ya; su hayattır. Onsuz olunmaz ve onsuz bir yaşam da mümkün değildir.
Günlük yaşamın her alanında suyu kullanmak zorundasınız.
İnsanlar ve diğer canlı varlıklar susuz bir yaşamı sürdüremezler!
Ama bizde bırakın musluktan akan suyu içmeyi, kullanma suyu yapmamız bile büyük tehlike içeriyor! Vay başımıza gelenler vay!