Bdp’de seçim sonrası yaşanan rahatsızlıklar

helin demir

New member
Katılım
10 Mar 2011
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BDP’DE SEÇİM SONRASI YAŞANAN RAHATSIZLIKLAR

12 Haziran 2011 tarihindeyapılan milletvekilleri genel seçimleri sonrasında meclisi boykot ve yemin etmeme konusundaki ısrarları nedeniyle seçmenleri gözünde pek de olumlu olmayan intibalar bırakan BDP’nin, öncelikle kendisine oy veren kitleyi teskin etmesi gerekiyor. Meclise gitmeleri ve sorunların çözümüne gayret sarfetmeleri için BDP’ye oy verdiğini belirten seçmenlerin, adında “barış” kelimesi bulunan partinin söz konusu hareketlerinin demokratik ortama uygun olmadığını düşündükleri kaydediliyor. BDP il ve ilçe teşkilatlarına gidip gelen, toplantılara iştirak eden partililerin, seçimlere yardım amacıyla toplanan paraların harcandığı yerleri ve harcanma amaçlarını merak ettikleri, para toplama faaliyetlerinin yanlış yapıldığı, para yerine oy talep edilmesi gerektiği konularında hesap sordukları belirtilirken, kongreler yapılarak yeni yönetimlerin belirlenmesi talebinde bulundukları iddia ediliyor. BDP üyesi şahısların, 2013’te yapılacak yerel seçimler öncesi yeni yönetimlerin işbaşına gelmesi, eski yöneticilerin de yeni seçileceklere yardımcı olması, eylemden uzak ve başarısız kişilerin elenerek yerlerine pratik ve hareketli kişilerin getirilmesi yönünde parti genel merkezine gelerek isteklerini dile getirdikleri vurgulanıyor. Seçimlere hazırlık çalışmaları kapsamında esnaflardan alınan borçların kapatılması amacıyla parti üyelerinden para toplanmaya çalışıldığı, bu nedenle partililerin parti binasına bile gitmekten imtina ettikleri, bazı parti üyelerinin, toplanan paraları şahsi çıkarları için kullandıkları konusunda yolsuzluk söylentilerinin bardağı taşıran son damla olarak değerlendirildiği, BDP’ye oy çıkmayan ya da milletvekilliği başka partinin adayına kaptırılan illerde araştırma komisyonları oluşturularak, görevli tüm şahısların yetkilerinin dondurulduğu öne sürülüyor. İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan’ın tek ses olunmasını istemesine karşılık BDP dışından aday olan bağımsız milletvekillerinin HAKPAR ve KADEP’in de dahil olduğu işbirliğini zedelediği, söz söyleme hakkını BDP’ye bırakmak yerine farklı ses ve görüşlerin ortak bir dille ifade edilmesi gerektiği, başına demokratik kelimesi eklenen “demokratik özerklik”, “demokratik ulus”, “demokratik cumhuriyet” gibi içi doldurulamayan kavramlar arasında gidip gelindiği, BDP ve DTK’nın Türkiye için önerdiği 25 bölgeden oluşacak yönetim biçiminin sorunu daha da çözümsüzleştirmekten öteye gidemeyeceği yönündeki eleştiriler de kamuoyunu rahatsız ediyor. Seçimlerden sonra ortaya çıkan milletvekili krizi, yeni anayasa hazırlanması hususlarının farklı boyutlara taşınması, Kürt sorununun daha da ön plana çıkması gibi konularda, üyeler arasındaki anlaşmazlıkların kriz ortamı oluşmasına sebep olduğu görülüyor. BDP’nin bundan sonra atacağı adımlarda, geleceği açısından daha dikkatli davranması önerilirken, gündemi karıştırmak için gösterdiği çabaların boş amaçlara hizmet ettiği düşünülüyor. Helin Demir [email protected]
 
Üst