Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
"BEDAVA AF" NE DEMEK ?
Af kavramı ceza veya suçla ilintili bir kavramdır. Yani bir kimse ya da bir kuruluş ülkedeki geçerli yasalara aykırı bir duruma düşerse ve böyle bir durum ilgili mercilerce saptanırsa bu takdirde devreye suç ve ceza mekanizması girer. Bu tüm hukuk devletlerinde geçerli kural budur.
Demek ki; yasalara aykırı bir duruma düşmüş olduğunuz sabitlendikten sonra, gerekmesi halinde affınız da yasal bir düzenleme ile gündeme gelebilir.
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Sn. Nazım Çavuşoğlu; CTP’nin desteği ile Meclisten geçirilen ve hemen yürürlüğe konan “Yabancılar ve Muhaceret (Değişiklik) Yasası’nı “bedava af” olarak değerlendirip; Yasa’dan etkilenecek kişilere “bu imkânı sakın kaçırmayın” çağrısı yaptıktan sonra, “yoksa bundan böyle sıkı denetimler olacak” diye de sopa göstermeyi ihmal etmiyor.
Hemen her konuda UBP Hükümetine muhalefet eden, okulları okunmaz hale getiren, sendikaların ideolojik grevlerine arka çıkan, haklı ya da haksız olduklarına bakmaksızın her eyleme destek veren; hatta kapı aralığından bu konularda ‘organize işlere’ öncülük eden CTP acaba; “Yabancılar Muhaceret (Değişiklik) Yasası’na neden destek verdi? Bunun nedenini safdillik derecesinde bir yaklaşımla ‘iktidar-muhalefet diyaloğu’ olarak yorumlayanlara bir diyeceğimiz yoktur. Ama eminiz ki; CTP’nin ve bu partinin arka bahçe görevini yapanların bu ülkeyi nereye götürmek istediklerinin farkında olanlar, bu desteğin ne anlama geldiğini yasa değişikliğinin içeriğine bakınca mutlaka anlamışlardır.
Zaten CTP’nin de “bu yasa istediğimiz her şeyi kapsadığı için” UBP’ye destek verdik” şeklinde açıklaması vardır. Bu açıklamayı da bir kenarda yazılı tutuyoruz.
Hakikaten bu Yasa iddia edildiği gibi bir af yasası mıdır? Yoksa emperyalizmin, Hristofyas’ın ve içimizdeki taşeronların ekmeklerine bal süren bir sürgün yasası mıdır?
Bu insanların, bu ülkenin ekonomik faaliyetlerine, emek ve alın terleri ile katkı eğer bir suç teşkil ediyorsa hakikaten çıkarılan yasa bir af yasasıdır. Gerçekten ortada ciddi ve yaygın bir ‘emek sömürüsü’ olduğunu kimse inkar edemez. ‘Kaçak’ ya da ‘kayıt dışı’ olarak tanımlanan bu insanlar bu ülkenin işyerlerinde, fabrikalarında, bağ ve bahçelerinde, fabrikalarında, bu ülkenin işverenleri tarafından karın tokluğuna yıllarca köle gibi çalıştırılan insanlardır. Eğer ortada bir kayıt dışı yaşam veya suç söz konusu ise bu durumun suçluları öncelikle, işverenler, emek sömürücüleri ve işyerlerini etkin denetime tabi tutmayan hükümetlerdir.
Kayıt dışılığın gerçek suçluları, bu insanların kayıtlarını yapmayan, bu insanları sömüren, sosyal güvenlik yatırımlarını ‘iç eden’ işverenler ve bunlara göz yuman yetkili makamlarken, şimdi çanağın; emek ve alın terlerini bu ülkenin üretimine ve toprağına akıtan insanların başına kırılması, sanırım, hakla, adalet, hukukla ve insanlıkla bağdaşmayan bir olgudur. Ve böyle uygulamalar başka ülkelerde ırkçılıkla izah edilir.
Biz iddia ediyoruz ki; bu yasanın öngördüğü uygulamadan, emek sömürücülüğü yapan işverenler kadar, emperyalizmin içimizdeki işbirlikçileri ve daha çok da Rumlar ve Hristofyas memnun kalmıştır.
Soruyorum; Rum tarafında bu güne kadar böyle bir uygulama olmuş mudur? Olmamıştır. Çünkü kayıt dışı işçi çalıştırmanın sorumluları, emekleri sömürülen insanlar değil, bu insanları, kayıt altına almayan işverenlerdir. Cezai hükümler de, kayıt dışı çalışanlara değil, kayıt dışı işçi çalıştıran işverenlere uygulanır. Bu AB ülkelerinde de böyledir.
Biz o nedenle bu yasal düzenlemeyi hem bir haksızlık hem de insan hakları ihlali olarak görüyoruz. Yetmedi; bir toplu sürgün eylemi olarak telakki ediyoruz.
Kaldı ki; kayıt dışı yaşam sadece Türkiye’den gelen ve ‘köle İzavra’ misali emekleri sömürülen bu insanlarla mı sınırlıdır. Bugün; çeşitli işyerlerinde kayıt altına alınmayan, sosyal sigorta ve ihtiyat sandıkları yatırılmayan, vergi kesintileri devlete yatırılmayan binlerce ‘Orijinal Kıbrıslı!’(!) insanımız bulunmaktadır.
Haydi, söyleyin bakalım; bu durumda olan insanlarımızı ne yapacağız? Bunları da sürgüne mi göndereceğiz?
Beyler; kayıt dışılık gerçekten ciddi bir sosyal ve ekonomik sorundur. Ancak bunun çözümü; sömürülen insanları cezalandırmak veya ülke dışına sürmek değil, bu insanları köle gibi çalıştıran işverenler ve hükümetlerdir. Gücünüz ve cesaretiniz varsa; patronların üzerine gidiniz! Gücünüz varsa emeği sömürenleri cezalandırınız.