Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
BEN LARNAKA’yı, LİMASOL’u ,BAFI HATTA SELANİK’i de İSTİYORUM!!!
Evet değerli okurlarım. İki aya yakın bir zamandan beri eşimin geçirmiş olduğu araba kazasından dolayı; günümün 24 saatini hemşirelik yapmak zorunluluğuyla ‘ev hapsindeyim’ desem yalan olmaz. Haliyle; gerek vakit kıtlığından, gerekse görev yoğunluğunun verdiği yorgunluktan veya sızıdan; Yeni VOLKAN Gazetesi’nin bile sadece manşetlerine ve makale başlıklarına bakabildiğim bu günlerde; bu bir cümlelik başlıkların ve manşetlerin de ‘pankartlar’ gibi bir kitaplık mesaj verdiklerine olan inancım daha da güçlenmiştir. Ancak bu ‘Yerinde bir cümle’ konusuna geçmeden; beni ve pankartlarımı, gerek 23 Nisan’da, gerek 19 Mayıs’ta gerekse diğer eylemlerde göremediklerinden merak edip te arayan; gerekse kazayı duymuş ve bir isteğimiz var mı; bir yardımları dokunabilir mi diye soran; veya eski ancak eskimeyen Nevzat Komutanlarına saygılarını; geçmiş olsun dileklerini bildirmek için; Mehmetçik’ten, Gazi Mağusa’dan; Karpaz’dan; Güzelyurt’tan; Kayseri’den, İstanbul’dan hatta Londra’dan gelmiş ve bizi yalnız bırakmamış tüm dostlara buradan teşekkürlerimi bildirirmeyi bir görev sayarım. Sağ olsunlar; var olsunlar...
Evet. Sürekli kafamda dolaşan sorular ve bin bir cevapla kavgada olduğum bu günlerde; yoğunluktan ve yorgunluktan ‘alıcı gözle’ bakamadığım Yeni VOLKAN Gazetesi’ne bugün sağ olsun; çok sevdiğim bir dostumun beni bir kaç saatliğine görevden azletmesiyle doya doya bakabildim nihayet. Ve, Yeni VOLKAN Gazetesi’nin 10 Haziran renkli nüshası geçti elime ilk olarak. 9 Haziran’, ATAD Kararını Kınama Platformu’nun – geç te olsa - İngiliz Elçiliğinin önünde çekilmiş resimlerdeki TC KKTC bayraklarından sonra; orada teşhir edilmiş pankartlara; ihtiva ettikleri mesajlara ve orada bulunanlara bir göz gezdirdim. Pankartların arasında görmeyi arzu ettiğim KKTC Sonsuza Kadar! (TRNC Forever!) AB Tek taraflı olma! (EU.Don’t be Bias! Veya Kıbrıs Türkü’ne vermiş olduğun sözlerde dur! ( EU Keep Your word to Turks of Cyprus!) Ve; “Kendi yasalarını da çiğniyorsun! (You are braking your own laws!) ve ‘gibi’ pankartlar göremediğim için ne kadar burukluk yaşadığımı; ne kadar üzüldüğümü; hayıflandığımı ve dünyaya gereken mesajları verebileceğimiz; hipokrit Avrupalıları, Amerikalıları ve Rum-Yunan’ı utandırabileceğimiz; veya rezil ruzva edebileceğimiz; EN AZ GKRY kadar yasal Cumhuriyetimizi ve varlığımızı vurgulayabileceğimiz böyle güzel bir fırsatın gerktiği şekilde değerlendirilemediğine yandım inanınız! Bağışlayın; orada olan pankartları yadırgamıyorum. Cümleler ve verilen mesajlar yanlış da demiyorum; doğru çünkü..Ancak, eksik; çok eksik diyorum. Halbuki, geçmiş eylemlerde kullanılmış; ancak genelde bu tür eylemlere veya kutlama günlerinde resmi geçit alanlarına götürdüğüm; ancak yarısını geri getirebildiğim pankartların arasından İngiliz komşularıma TC ve KKTC bayrakları yanıssıra, orada göstermeleri için bu İngilizce yazılmış pankartları aradığımda bu pankartların bulunmamasıyla; geçen eylemde alıp götürenler belki beraber getirirler diye umutlanmış; gözlerim bu pankartları aramıştı. Ancak nafile. Göremedim onları; yazık, hem de çok yazık!
Evet değerli okurlarım. Bazen ‘yerinde’ bir cümle, bir kitap kadar hükmeder! Bin sayfalık bir kitabın verdiği mesajı, bir cümle ile dile getirebilmek mümkündür işte! Ve slogan dediğin, pankart dediğin de bir cümle ile dünyaya duyurmak istediğin mesajları verebilmek için yazılan cümleciklerdir kısacası. Çok özledim eylemlerde olabilmeyi!
Günün yorumu: Şimdilik Güzelyurt ve Karpaz’ın tümünü; Lefkoşa ile Gazimağusa’nın en büyük, en önemli bölgelerini; ve tabii Girne’yi isteyen; Beşparmak Dağı’ndaki KKTC Bayrağı’ndan kan bağır olan, paçaları tutuşan; saralanan yoldaş Hristo’nun, isteklerine şimdi Akıncılar’ı da kattığına şaşalım mı yani ? Aşiret reisimiz Talat, topraklarımızı babasının çiftliği gibi versin de; ala ala n’oldum delisi olmuş; şımarmış; daha da arsızlaşmış yoldaşı Hristo almasın mı; daha da istemesin mi şimdi? Hem vakit erken; durun bakalım apluka henüz tamamlanmamıştır; ve göreceğiz bu listeye daha neler neler eklenecek! Burada alan mı suçlu; veren mi? Ama ben de Larnaka’yı, Limasol’u ve Baf’ı istiyorum! Hatta Selanik’i de istiyorum! Hade bakalım Hristo efendi, sen senin olmayanı istersin de biz bizim olanı istemez miyiz ya? Demiştim, kötüyü söylemeye devam edeceğim diye...Biz, Talat susturulmalı, masadan mennedilmeli diyor; gereğini ilgililerin düşünmesini ve geç olmadan gerekeni de artık yapmasını istiyoruz! Bizi temsil etmeleri için seçtiklerimizden; bizim olmayan bir şey istemiyoruz! Sadece bizim olana; KKTC’ne, vatanımıza, topraklarımıza, hakkımıza sahip çıkılmasını istiyoruz? Çok bir şey mi istiyoruz? Ancak benim listem de henüz tamamlanmamıştır; ona göre!!!