Ben Susayım/ Sen Beni Dinle

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Ben Susayım / Sen Beni Dinle



Çıktığım her yolun mevsimi,
Güze düşer…
Senli düşüncelerden kurtaramam kendimi…
Umutsuz bir bahçe rengi,
Yüreğim izbe düşer…
Soğur sokaklarım/ Düştür…
Bir yıldız gibi aşkım,
Sebepsiz kayar düşer…
Gül düşer dillerinden…
Her sözünde gülüş diye,
Keder düşer…
Mahrem bakışlarında gözlerimin,
Ümide gölge düşer…
Ben susayım… İçimde ki yanar dağları anla, anlayabilirsen… Çözümsüzlüklerimde çırpınışlarımın temel taşlarını eşele… Gücün yeter mi? Her aklımdan geçen cümlenin kaynağını aktarayım sana… Her attığımın adımın nasıl boşlukta kaldığını? Her tutmak isteyip de tutamadığım elin, nasıl havaya asıldığını… Nelerin… Nelerin muhasebeleriyle canımı yaktığımı… Ben susayım…
Ben susayım… Feryat figan çalan şarkılara nasıl eşlik ettiğimi dinle… İçmişimdir muhakkak… Bi dolu düşünce devinimlerinde bulmuşumdur kendimi… Oturtmuşumdur çıkamadığım çemberin içine yüreğimi, Tepiniyorumdur… Buz kesmiştir ortalık… Ve alabildiğine sakin… Bir başıma ve sarhoşumdur, sığındığım bir kayanın kovuğunda… Haa o yaşayan rüzgârda yoktur, benim gibi kimsesiz o denizin kenarında… Sızmışımdır… Ben susayım…
Ben susayım… Al gel elinde biriktirdiğin hayâllerini… Göm toprağıma… Ve susuz bırak… Güneşe emanet et, hem de hiç batmamacasına… Gücün yeter mi? Var mısın, yok musun oynayalım mı seninle? Aç kutuyu öyle ise… Ama bal mumu kırıntılarını atma yerlere… Süpürmeye mecalim yok… Ben susayım…
Ben susayım… Bütün ölülerin yakarışlarını dinle içimde… Mezara girmemek için çırpınışlarını… Bir ayağın altında ezilmiş, bir sonbahar yaprağının hışırtılarını… O yaprağın altında ezilmiş, bir sebepsiz böceğin, canhıraş yalvarışlarını… Ve bir cenaze namazına muhatap olamayışlarını… Pisipisine… Sebepsiz… Ben susayım…
Beni bilirsin işte… Yani, az çok bilirsin… Ya da çok az… Aşk dolu sevişlere hürmet eder şiirlerim… Kölesidir susmamacasına, şu tükenmez kalemim… Beni bilirsin… Yani az çok ya da çok az bilirsin… Sustuğum zaman sevişir seninle hislerim… Elini tuttuğım ve dudakların niyetine içtiğim parmak uçlarında ki şarabın sarhoşluğudur, kelimelerim… Yani ben susayım… Ben susayım / Sen beni dinle…
Ben,
Su rengi bir gülüş olacaktım,
Dudaklarında…
Ve güneş rengi bir sıcaklık,
Sol yanında…
Uzanıp bir martıya sığındığında,
Boşlukları(nı) dolduran,
Bir çığlık olacaktım,
Sana aç bir martının,
Kanatlarında…
O zaman,
Ben susayım, sen beni dinle…

alıntı

 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
ben senin en çok sesini sevdim
buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
bana her zaman dost, her zaman sevgili

ben senin en çok ellerini sevdim
bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
nice güzellikler gördüm yeryüzünde
en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

ben senin en çok gözlerini sevdim
kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

ben senin en çok gülüşünü sevdim
sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
unutturur bana birden acıları, güçlükleri
dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

ben senin en çok davranışlarını sevdim
güçsüze merhametini, zalime direnişini
haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
tüm çocuklara kanat geren anneliğini
nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

ben senin en çok bana yansımanı sevdim
bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Kelebek Düşleri

karanlığın uğultusunda, sildiğim
yüreğimin kanı, mendilime bulaştıkça,
nerden bilirdim içimdeki zamanın,
akşam bulutlarını sardığını.
ne böyle azap gülleri gördüm,
ne böyle kara sevda hüznü.
körelmiş bir hançer gibi, kırgın suların
kırık değirmene çarpışını gördün mü,
gördün mü kumdan yapılmış gönül aşklarının
yağmurla silindiğini, gündüzleri.
karlı gecelerde yürekteki sevgiliyi,
karşında görebilmek,
kayıp şehrin kenar mahalle çocuksu
düşleri misali,
kurşun geçirmez gönlüm, yırtılarak
haykırdığı bir sabah türküsünü söylerken,
kavuşmak olsun, kelebek düşlerinde
her bahar gelişin.

Hasan Hüseyin Anmak
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
YAZMAM DAHA AŞK ŞİİRİ-CEMAL SÜREYA
Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan
Gecenin horozu ondan
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
ACININ RENGİ

..ey acılara tat veren güzellik
Yüreğimize hoşgeldin
Geldin de
Çiçekli dallara döndürdün öfkemizi
Artık ister dolu yağsın ömrümüze
İsterse kar
Biz ki bildikten sonra sevmeyi
Bütün sabahlar
Acı renginde olsa ne çıkar.


ADNAN YÜCEL
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
kapımı çalıp durma ölüm,
açmam;
ben ölecek adam değilim.

nasıl dururum olduğum yerde
öyle upuzun yatmış,
iki elim yanıma getirilmiş,
hareketsiz
sükuta ram olmuş;
sanki devrilmiş heykel?
ellerim ne der sonra bana?
soğumuş kalbime ne cevap veririm?
utanmazmıyım ayaklarımdan?
kalkmalıyım
dolaşmalıyım
sokaklarda parklarda
el sallamalıyım
giden trenlere,
kalkan vapurlara.
bilmeliyim,
gölgelerin boyundan
saatin kaç olduğunu
ıslık çalmalıyım
türkü söylemeliyim
yol boyunca
keyfimden, ya da hüznümden.
geçmiş günlerimi hatırlamalıyım

nedir ki? eninde sonunda olum?
ayrı düşmek değil mi aşinalardan?..

CAHİT SITKI TARANCI
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE

[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Sen yoksun
Boşuna yağıyor bu yağmur
Birlikte ıslanmayacağız ki

[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Uzar uzar gider
Boşuna yorulur bu yollar
Birlikte yürüyemeyeceğiz ki

[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Boşuna bu nehrin çırpınıp pırpırlanması
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki
Özlemler de ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşmeyeceğiz ki

[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Söz : Aziz Nesin
Müzik : Kadir Demir
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Yürüyorum düşe kalka
Aşkın taşlı yollarında
Bu sevda sonum olsa da
Düşlerimi kanatsa da

Vazgeçmem vazgeçemem
Açarım salkım saçak
İnceden bir kar yağar
Yokluğun güller açar

Gideceksen hüznün kalsın
Varsın keder yazgım olsun
Yağmur gözlüm nar çiçeğim
Yangınlarım yalnızlığım

Söz: Saadet Akkaya
Müzik: Erdal Akkaya
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Yollarında esiyor rüzgar
Dönülmez ayrılığı anlatıyor
Ardımda bıraktığım izler
Benden ah birşeyler taşıyor

Gülgelerime sığınan
Yalnızlık kanıyor
Hüznüm bir söğüdün dalında ağlıyor

Yanına çağırma gelemem
Kapandı kapılar birbir ardıma
Yanıyor gemilerim ah geri dönemem

Gülüşü yiten anılarda
Acıyı resimler ah anlatıyor
Bahara ne kaldı ki şimdi
Her mevsiminde kar yağıyor
Kapandı Kapılar - Onur Akın
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
sensizlik ağlaşır akşamlarımda
ben beni kaybettim bakışlarında

ayrılık boynuma zincir gülüm
dokunma her yanım sancır gülüm
ağla yüreğimi uçur gülüm
gök mavisi kanatlarında

sevdanın askeri oldum kuşandım
yokluğunu zulüm saydım usandım
hasretim tutuştu yandıkça yandı

ayrılık boynuma zincir gülüm
dokunma her yanım sancır gülüm
ağla yüreğimi uçur gülüm
gök mavisi kanatlarında

yapraklar misali dalımda soldum
yere düştüm küle döndüm toz oldum
türkülere harman oldum söz oldum

ayrılık boynuma zincir gülüm
dokunma her yanım sancır gülüm
ağla yüreğimi uçur gülüm
gök mavisi kanatlarında

solist: ergün efe
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Ne istersen al götür hayatımdan,
Ey hüzün!
Sen varken hiç bir şey yok zaten…

Ne yüreğimde yâr,
Ne ciğerimde nefes,
Senin gelişinde gidiyor herkes.

Ne istersen al götür ömrümden,
Ey hüzün!
Sen varken mutluluk da gelmiyor zaten…
alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE


Ve sen gittin bir gece ansızın.
Tüm kapıları çarpar gibi yüzüme.
Çocukluğumu da aldın giderken anne.

Gözümde yaşım,elimde misketim kaldı .
Birde o çok sevdiğin siyah beyaz resmin.

Hani babamla yan yanaydın,
Arkada Ankara hatırası yazan.
Hani tek resimdi gençliğinden kalan,
Gözlerinden hafif sürmesi akan.

Hani kızmıştın ya bana,yırttım diye kenarından.
Şimdi gözyaşlarım ıslattı yanaklarını anne.

Ve sen gittin bir gece ansızın.
Tüm perdeleri çeker gibi yüzüme.
Gençliğimi de aldın giderken anne.

İçimde sızım,duvarda sazım kaldı.
Birde o çok sevdiğin,kırmızı eşarbın.

Hani bir bayram öncesi,babam almıştı sana.
Üzerinde beyaz gülleri olan.
Hani tek hatırandı babamdan kalan.
İçinde ne özlemler barındıran.

Hani hep saklardın ya onu, hatırası vardı diye.
Şimdi avuçlarımda eskidi eşarbın anne.

Ve sen gittin bir gece ansızın.
Tüm yaramazlığımı vurur gibi yüzüme.
Benliğimi de aldın giderken anne.

Kalbimde telaş,odamda hasret kaldı.
Birde o çok sevdiğin oğlun.

Duvar da resminin gülümseyen yüzünü,
Şimdi gözyaşlarıma katık ettim anne.
Avuçlarım da solan eşarbını,
Kokladım,hasretime merhem ettim anne.

Yere düşen kuru bir yaprak misali,
Her rüzgar da savrulmaktan usandım.
Sözlerim suskun artık,gözlerim yorgun.
Koskoca bu dünyada,yapayalnız kaldım.
Bıktım sensiz bir hayatın cilvesinden.
Kucağın nerde anne,söyle oraya sığınayım.

2008

Memiş GÜLTEKİN
1879_147.jpg

 
Son düzenleme:

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE

[FONT=arial,helvetica,sans-serif]ölüm,dirilisin,doğusun içinde saklıdir..bir özüdür ölüm...
"HER NEFİŞ ÖLÜMÜ TADACAKTIR"fehvasınca,bir muştu gibi iner göğün maviliyinden..
her insan dünyaya gelişiyle birlikte,ölümle nikah masasına oturur..
zamanın gelince ölümün EVET imzası atılacak,
[FONT=arial,helvetica,sans-serif]ayağına başacak yüreklilikle ölüm nida edecektir kendi ölümsüzlüğünü...
tabiatla vuku bulan her sey aşlında onun birer işaretçidir..
[FONT=arial,helvetica,sans-serif] anne karnındandaki bebeğin dünya ile buluşması misali,[FONT=arial,helvetica,sans-serif]sonsuzluk diyarınına gözlerini kamaştırarak açmaktır ölüm..
sonsuzluğun yaldızlı ışıkları karşısında ,kurbetten sılaya buluşmaktır ölüm..
ölüm SAHİBİYLE buluşmasıdır..
insanın,karanlık kuyulardan YÜSUF olup çıkmaktır...
tertemiz heybesiyle uhrevi mekana sultan olmaktır ölüm...
tüm tabular yıkılır..setler açılır...
ırmak denize,deniz okyanusa,okyanus ummana kavusur..
ölüm son değil,hakikat sularına bir başlangıçtır..
uykudan uyanmaktır..fanilikten bakiliğe koşmaktır..
[FONT=arial,helvetica,sans-serif]nehir olup,ummanlara AŞK dalgalarıyla akmaktır ölüm..
yer,gök ve feza..gümbür-gümbür ölümün ölümsüzlüğünü haykırır..
"HER NEFİŞ ÖLÜMÜ TADACAKTIR."..mevlanasanlara,
[FONT=arial,helvetica,sans-serif]ölümün ördüremediği güzel hayat sahibi yüce ruhlara,
SELAM OLSUN,SELAM OLSUN..
ÖLÜMSÜZLÜK ŞERBETİNDEN YUDUMLAMAK NASIP OLSUN..
ÖLÜMÜN HAKİKATİNE VARMAMIZ DUASIYLA...

ALINTI
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Akşamın acı su karanlığı içindir,
Soğuk kadife teması yanlızlığın.

Şuh bir kahkaha balkonun birinden,
Gizli işaretmidir bir başlangıcın.

Sevmek için geç, ölmek için erken.

Başbaşa çay,elele yürümek derken,
Boğaz vapurlarımı, iskele sancak.
Telefonda kaybolmak sesini beklerken,
İnsan insanı yeniler doğrudur ancak;

Sevmek için geç, ölmek için erken.

İçimdeki gökkuşağı besbelli neden,
Bulutların içinden kuşlar yağıyor.
Bir şiire başlarsın, birini bitirmeden,
Hiç kimse gözlerine inanamıyor.

Sevmek için geç, ölmek için erken.

Sevmek, sevildiğini bile farketmeden,
Yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi.
Sevmek zehir zembelek ve yürekten,
Gecikerekte olsa vuruşur gibi.

Sevmek için geç, öLmek için erken.

Attila İLHAN


 
Son düzenleme:

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
0911200822263849.jpg
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
&&&
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
&&&
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
&&&
Biçare gönüller.Ne giden son gemidir bu,
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
&&&
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki,giden sevgililer dönmeyecekler.
&&&
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti;dönen yok seferinden.
YAHYA KEMAL BEYATLI

 
Üst